TÜRBAN VE KÖY
BOŞALTMA...
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) kararı, Türban konusunda belki son noktayı koymadı, ancak Üniversitelerindeki Türban tartışmalarına yepyeni bir boyut getirdi. Üniversitelere Türban ile girilip girilemeyeceği tartışması da artık büyük ölçüde bitti: Türban’ın Üniversitelerde kabul edilmemesi normaldir.
AİHM, Türban’ı “dinsel bir simge” olarak niteledi ve daha da önemlisi, Türban takanların başkaları üstünde baskı oluşturduğu sonucuna vardı.
Bundan böyle kimse Türban ile ilgili olarak YÖK’ü zorlamamalı. Zira, bu konudaki red cephesi saflarını sıkılaştırdı. Ben AKP’nin bundan sonra yeniden bir denemeye gireceğini sanmıyorum.
Bu karar aslında Erdoğan hükümetinin işini kolaylaştıracak, omuzlarındaki baskının bir bölümünü alacaktır. Hükümet, Türban konusunun çözümünü isteyen ve bekleyen taraftarlarına dönüp “Bakın AİHM’de aynı yönde karar verdi. Daha fazla üstüme gelmeyin. Bu işi zamana bırakalım” diyebilecek.
Türban bize, Erbakan hocanın bir mirasıdır. Dinci parti ve eğilimlerin simgesi durumuna getirdiler. Gençleri savaş alanına sürdüler. Eğer bugün bir çok genç mağdur duruma düşüyorlarsa, ne yazık eski kafaların ektiklerinin şimdi biçilmesinden dolayı acı çekiyorlar.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yaklaşımı sadece Türkiye’deki gelişmeleri değil, Fransa ve Almanya başta olmak üzere, bütün Avrupa’yı da etkileyecektir.
Neresinden bakarsak bakalım, bu karar dengeyi Türban aleyhine bozdu.
Ancak sorun yine çözülmedi.
Ülkemizdeki muhafazakar çevrelerin beklentileri tatmin edilemedi.
AKP’nin asıl yapması gereken, olaya geniş açıdan bakmak, muhafazakar kesimleri memnun edecek, laiklik ilkesini bozmayacak bir çözüm bulmaktır.
KÖY BOŞALTANLARA
DİKKAT EDİLMELİ...
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye Cumhuriyeti aleyhine verdiği karar ise, PKK terörüne karşı mücadele yıllarında güvenlik nedeniyle boşaltılan köylerden çıkartılan kişilerin açtıkları dava ile ilgiliydi.
Basitleştirirsek, mahkeme köy boşaltmalarından mağdur olanlara tazminat verilmesi gerektiği kararını verdi, ancak Türkiye’yi mahkum etmedi. Bunun nedeni de, son yasa değişikliği ile Türkiye’nin tazminat kararı alması.
Aslına bakarsak, güvenlik nedeniyle köy boşaltılması doğruydu, ancak yerlerinden çıkarılan binlerce insanı sokakta bıraktık. Adana, Mersin, Diyarbakır’da naylon çadırlara sığınan vatandaşlara devlet tek kuruş ödemedi. Bu dramı görmezden geldi. Perişan olmalarına göz yumdu. Büyük bir hataydı. AİHM’ni beklemeden, yıllarca önce harekete geçilmeliydi. Hiç değilse bundan sonra yaralar sarılmalı...
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|