Ankara kulislerinde ?imdi de ?ne yapalım, MGK böyle istiyor? fısıltıları yayılıyor. Bu söylenti ne kadar do?ru belli de?il. E?er hiç çözüm bulunamazsa durumu daha da kötüle?tirmemek için kararı ertelemek de bir çıkı? yoludur.
312 ve 159 tartı?maları durmuyor.
Genel havaya bakacak olursak, toplumun hemen hemen her kö?esinden itirazlar çıkıyor. De?i?iklikler benimsenmiyor. Maddeler bu haliyle TBMM'den geçerse, hem içerde hem de dı?arda sorun yaratacak. Maddelerin somutla?tırılması , Türkiye'de gerilimin artaması ve AB'ye giden yolun kapatılması anlamına gelecek. Zira, de?i?iklik isteklerine itirazın ne gerekçesi do?ru dürüst anla?ılabiliyor, ne de mantı?ı var.
Son günlerde Ankara kulislerinde yeni bir söylenti dola?tırılıyor. MHP'lilerden duyuluyor. Adalet Bakanlı?ı ve Dı?i?lerinde dosyaları yakından izleyenlerde aynı sözleri tekrarlıyorlar.
MHP'liler ?159'uncu maddenin bizimle hiç ilgisi yok. Biz, de?i?tirilmesini dahi istemedik. ?nümüze böyle geldi MGK bu konuda çok duyarlı. Bo? yere bizleri ele?tiriyorsunuz? diyorlar.
Adalet ve Dı?i?leri Bakanları da topu MGK'ya atıyorlar. Askerin duyarlı?ı oldu?unu, terörle mücadele ve İslamcı hareketlerin ba?ka türlü kontrol altında tutulamayaca?ını söylediklerini anlatıyorlar.
Bu söylentiler ne oranda do?rudur, bilinmiyor.
MGK mutlaka görü?ünü bildirmi?tir. Zaten i?levi de budur., ancak siyasilerin bu konuda yine askerin arkasına saklanmaya ba?ladıkları izlenimi var. E?er sa?lam gerekçe gösterilip de?i?iklikler anlatılsa, TSK ?Hayır, AB'ye de girmesek bu yasalar böyle olmalıdır? mı der?
Hiç sanmıyorum.
Zira yapılmaya çalı?ılan, 312 ve 159'un kaldırılması de?il, içeriklerinin somutla?tırılması, neyin suç sayılaca?ının net ?ekilde yazılmasıdır.
Bu yakla?ıma da itiraz varsa, o zaman kamuoyunun önüne çıkılmalı ve nedenleri açık seçik ?ekilde anlatılmalıdır.
Bir iki madde üzerindeki tartı?ma, MHP-ANAP çeki?mesi veya hesapla?masına dü?ümlenmemelidir.
Sırf bir siyasi hesapla?ma yüzünden, Türkiye'yi içerde yaralayacak, dı?arda da AB yolunu tıkayacak bu noktaya getirmeye kimsenin hakkı yoktur.
Böylesine a?ır bir sorumlulu?u kimse ta?ıyamaz ve ilerde toplum bunun faturasını ödetir.
E?er bu maddelere çözüm bulunamazsa yapılacak en iyi i? 159'uncu maddeyi de?i?tirmekten vazgeçmek, eksi gibi bırakmak ve 312'inci maddede de ?olasılık? kelimesi yerine ?tehlike? kelimesi konilarak yetinilmesidir.
İyile?tiremiyorsak hiç de?ilse eski kötü ile yetinelim.
?ZK?K PA?A'NIN UYARISI ?NEMLİDİR...
E?er ola?anüstü bir a?amadan geçmiyor olsak, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral ?zkök'ün Kıbrıs'ı ziyareti ve yaptı?ı sert uyarı farklı ?ekilde yorumlanabilirdi. Ke?ke bu açıklamayı, sivil bir makam yapsaydı denilebilirdi.
Tam siyasi müsakereler yapılırken, Türk Silahlı Kuvvetlerinin en önemli ve güçlü bir komutanının Ada'ya gidip böylesine sert bir konu?ma yapması, dı? çevreler tarafından ?Tehdit? olarak nitelendirilecektir.
Oysa, bu bir tehdit de?ildir.
Kıbrıs konusunda a?ırlıklı görü?e sahip olan MGK'nın bir üyesinin bu açıklaması farklı yorumlanmalıdır.
Kıbrıs'ta son tango yapılmaktadır.
?özüm bulunamadı?ı taktirde, bir süredir olu?turulmaya çalı?ılan barı? ortamı bozulacak ve sonuçta herkes zarar görecektir.
Türkiye ve KKTC açısından, sürekli bir çözüm , ancak ADA'daki fiili durum dikkate alınarak, gerçeklere uyum sa?lanarak bulunabilir.
Rauf Denkta?, müzakerelerin önünü açarak üstüne dü?en görevi büyük ölçüde yerine getirmi?tir.
Bundan sonrası Kıbrıs Rum yönetiminin tutumuna ba?lıdır. E?er 1974 öncesine dönü? anlamına gelen tutumlarda ısrar edilirse, çözüm bulunamaz.
?zkök Pa?a'nın mesajı budur.
Söylediklerini ?Türkler bizi yine tehdit ediyorlar? diye yorumlamak , yerine, içeri?ini dikkatli ?ekilde okumak bence daha do?ru olur.