İnsanın haykırası, Ankara'dakilerin bo?azına yapı?ası geliyor. Bu kadar vurdum duymazlık olmamalı. 15 yıl kan döküldü, ülke parçalandı. Sonunda çok pahalıya mal oldu, ancak güvenlik kuruldu. ?calan tutum de?i?tirdi, PKK yeni bir yakla?ım benimsedi. Asker, bizden bu kadar, sıra sizde dedi. Devlet ne yaptı ? Verdi?i hangi sözü tuttu?
Toplum olarak son derece kısa hafızamız var. Ancak bu kadarı da fazla. Kimsenin aklına gelmiyor, kimsenin kılı kıpırdamıyor. Unuttuk gitti bile. Güneydo?u'yu yine makus talihine terkettik. Bir defa daha, önümüzdeki sorunları sadece vurup kırarak ve kaba kuvvetle halletme alı?kanlı?ından kurtulamadı?ımızı gösterdik. Akıl kullanmak, bunun için çalı?mak ve program içinde planlama yapmak, kaynak aktarımını gerçekle?tirmek, yaraları sarmak gibi ça?da?lıklarla hiç ilgimiz yok.
Yazıklar olsun...
Eminim sizlerde tepki dolusunuzdur.
Dü?ünün, 15 yıl süreyle bu bölge sadece terör, kar?ı terör, kan ve ölüm gördü. Bu vatanın 30 bin insanı hayatını kaybetti. Milyonlarcası ba?ka yerlere göçtü. Yüzbinlercesi acı çekti. Açlık sefalet ve ölüm kol gezdi. ?lkenin tüm sistemleri paramparça oldu. Demokrasisi inanılmaz yaralar aldı.
Terörle mücadele sürerken Devlet hep aynı sözleri verdi. Terör bitti?i taktirde halkın beklentileri kar?ılanacak, bölgeye kaynak aktarılacak, eksiklikler giderilecek, insanlara insan muamelesi yapılacak. Tek ko?ul, terörün bitmesiydi. O zamanlar bu sözleri sarfedenler acaba terörün bitece?ine inanmadıklarından mı, yoksa bitmesini istemediklerinden midir nedir bilinmez, bol keseden konu?tular. İ?in kötüsü herkes de inandı.
Sonunda, Güvenlik Kuvvetlerinin büyük özverisi, Uluslararası konjonktürün de?i?mesi, Washington'un bir tercihte bulunup Türkiye'nin desteklenmesine karar vermesi sonucunda, terör durdu.
Abdullah ?calan temel politikalarını de?i?tirdi veya de?i?tirmek zorunda kaldı. PKK'yı da aynı de?i?ime zorladı ve yepyeni bir açılım ba?ladı. Bölgeden terör çekildi. Sükunet geldi.
En önemli açıklamayı önce asker yaptı: Terörü durdurabilmek için biz elimizden geleni yaptık. Bundan sonra yaraların sarılması gerekiyor. Görev siyasi otoriteye aittir.
Siyasi otorite ise, mangalda kül bırakmadı.
İçinde çakıl ta?ı bile çıkmayan paketler açıkladı.
Sonra, ekonomik kriz gündemi kapladı ve her?ey unutuldu.
E?er, Diyarbakır Milletvekili Sebgetullah Seydao?lu'un Ba?bakana yazılı sorusuna verilen yanıtlar olmasa, belki de durumun kötülü?ünü yine hatırlayamayacaktık.
Bo?altılan köylerin sayısının 4 bin civarında oldu?u biliniyor. Yüzbinlerce insanın naylon çadırlar altında sefalet bir ya?am sürdükleri resmi istatistiklerde yayınlandı.
Buna kar?ılık Devlet ne yapmı??
Son iki yılda, geri dönü? programı çerçevesinde, 11 yerle?im yerinde 770 konut yaptırmı?. 435'inin de in?aatı sürüyormu?. Köylerinden sürülmü? yüzbinler için de, bulundukları İl veya İlçe merkezlerinde 5853 konut yapılmı?.
Son 17 aydır sadece 30 bin ki?inin eski köylerine dönmelerine izin verilmi? ve bunların yakıp yıkılan veya oturmadıklarından dolayı tahrip olmu? evlerinin in?ası için 3 trilyon harcanmı?.
Hele Diyarbakır gibi, köylerinden sürülenlerin en büyük göçünü alan ve tıklım tıklım dolan bir kentin yaptı?ı yardıma bakın: 2000-2001 arasında toplam 250 milyar Türk lirası.
İnsan bunu açıklamaktan dahi utanır.
Devlet, terör bitti, PKK silah bıraktı, ?calan hapse atıldı ya, defteri kapatmı?. Dosyayı rafa kaldırmı?. Zaten artık eskisi gibi görevlilere bol kepçe tazminat da da?ıtılmıyor, bo?ver gitsin.
Diyabakır Valisi demeç üstüne demeç veriyor. Birilerinin hareket geçmesi gerekti?ini söylüyor. Yeni bir pi?manlık yasasının çıkması gerekti?ine, kaynak aktarımına dikkat çekiyor.
Ankara'dan ses çıkmıyor.
Beylerin büyük politikalarla u?ra?tı?ını sanarsınız de?il mi... Söz konusu de?il. Kısır döngüye kendilerini kaptırmı?lar, dedikodudan öteye gidemiyorlar.
Bürokrasi de, siyasilerden ses çıkmadı?ından dolayı keyfini bozmuyor.
Güneydo?u'da açlık ve sefalet bu ?ekilde sürerse, Devlet PKK'yı arayacak durumlarla kar?ı kar?ıya kalabilir. Aç ve ümitsiz insanın gözü kimseyi görmez.
Lüks arabalarınızın birazından fedakarlık etseniz. Bürokrasinin lüks harcamalarını biraz kıssanız Güneydo?u'da yaraları sarabilecek kaynak bulabilirsiniz.
Güneydo?u insanı bu muameleyi hakketmiyor. Sonra ellerine kazma küre?i alıp yürümeye ba?ladıklarında hiçbirimizin a?zımızı açmaya hakkımız olmayaca?ı gibi, askere dönüp ?bizi kurtar? demeye de yüzümüz olmayacaktır.