AB: LAİKLİĞİN
GARANTÖRÜYÜZ...
BRÜKSEL
Daha önceleri bu kadar vurgulamazlardı. Konuşmalarda, belki de bizler sormadığımızdan dolayı, ön plana çıkarmazlardı.
Bu defa ben de üzerlerine gittim.
Son derece önemli ve ilginç bir perde açıldı ve sahneye, Türkiye’nin laik-demokratik sisteminin garantörü olduklarını söyleyenler çıktı.
“Eskiden fazla vurgulamamamızın nedeni, zaten laik-demokratik sistemin, tam üyeliğin olmazsa olmaz koşullarından biri sayılmasındandı. Bunu tekrarlamanın bir anlamını göremiyorduk” diyen, AB Komisyonu yetkilisi, yeni Anayasa üzerinde konuşulurken, bu cümleyi ortaya çıkardı: “Avrupa Birliği’nin, Türkiye’nin laik-demokratik sisteminin en önemli garantörü olduğunu” söyledi.
“Eğer Türkiye, laik-demokratik sistemini zayıflatırsa, AB’de yer bulamaz” cümlesi sık sık tekrarlanıyor.
Bu, Türk kamuoyunu AB aleyhtarlığına kışkırtan ulusalcı çevreler, özellikle Özdemir İnce’lerin görmemeye çalıştıkları bir yaklaşım. Oysa bugün gelinilen noktada, üzerine titrediğimiz laik-demokratik sistemi, bizlerin dışında en etkin biçimde koruyacak zırhın AB olduğu her gün daha iyi anlaşılıyor.
AB’yi umacı gibi göstermek, ilişkileri kopartmaya çalışmak yerine, göreceksiniz bir süre sonra bu gerçek çok iyi anlaşılacak ve aynı çevreler, bu defa AB’yi kurtarıcı gibi görmeye başlayacaklar.
Eğer mahalle baskısından bu kadar korkuyorsak, laik sistemi kollamak görevini askere yüklememeliyiz. Darbe yaptırıp, laikliği koruyamayız.
Ancak, AB sayesinde çok etkin bir kalkan elde edebiliriz. Bu konuda en önemli çıpanın AB olacağını görebilmek de hiç zor değil.
AB’ye tam üye olmuş, başta ekonomisi, tüm işleyiş sistemini benimsemiş bir Türkiye’nin, din devletine kaymasının olanaksızlığını herhalde hepimiz kabul ederiz.
AB’ye tam entegre bir Türkiye’nin, AB’den gelecek “olmaz olmazlara” karşı çıkması imkansızdır. Bu “olmaz olmazların” başında da laiklik ve demokrasinin gerektirdiği tüm temel özgürlükler gelir.
Bir iktidarın çıkıp “Ben Türkiye’ye şeriat düzeni getiriyorum” demek için, tüm ekonomisini yıkması, AB ile tüm iplerini koparması düşünülebilir mi?
Ulusalcı dostlara bir önerim var...
Gelin, önümüzdeki 15-20 yıla gerçekçi olarak bakın ve Atatürk’ün Türkiye’sini acaba darbeler, silah zoru mu yoksa Avrupa Birliği mi güvence altında tutar, düşünün. Göreceksiniz ki, kesmeye çalıştığınız AB dalı ilerde bu ülkenin en önemli çıpası olacak...
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|