Toplumunun bir bölümünün oylarıyla seçilmi? bir liderin, soyut bir kavramı tartı?maya açmak istemesine böylesine sert ?ekilde tepki gösterilmesi, askerin geleneksel nezaketine yakı?mıyor. TSK bu tutumuyla bir taraf gibi hareket etmi? oldu ve ?Güvenlik sorununun? kamuoyunda tartı?ılmasını dahi istemedi?ini ortaya koydu.
Genelkurmay Ba?kanlı?ı'nın açıklamasının tonu, kullanılan kelimeler ve genel havası, toplumun bir bölümünde ?a?kınlık yarattı. Do?rusu bende böylesine sert bir tepki beklemiyordum.
Mesut Yılmaz ne demi?ti?
?Ulusal Güvenlik? adına Türkiye'yi rahatlatacak bazı adımların atılmadı?ını söylemi? ve bunun tartı?ılması gerekti?ini belirtmi?ti.
Do?ru bir saptamada bulunmu?tu.
Be?enelim, be?enmeyelim, politikalarını benimseyelim veya benimsemeyelim, ülke'nin bir bölümünün oylarıyla seçilmi? bir liderin, böylesine soyut bir kavramı tartı?maya açması, iyi i?lemese dahi herhangi bir demokratik sistem içinde do?al sayılmamalı mıdır?
?stelik Yılmaz, ülke bütünlü?ü ve irtica konusundaki duyarlı?ını da açıkça ortaya koymu? ve Genelkurmay ile aynı paralel'de dü?ündü?ünün altını çizmi?ti. ANAP lideri, hedef olarak askeri göstermemi?, sivil-asker çevrelerden kaynaklanan bir tutumdan ?ikayet etmi?ti.
Yılmaz bu açıklamalarını da, sokak mitinginde de?il, partisinin kurultay'ında yapmı?tı.
EN İYİ SAVUNMA SALDIRI MIDIR?
Genelkurmay Ba?kanlı?ının açıklaması, direkt saldırıya u?ramı? bir ki?inin hasmına hakaret dolu tepki göstermesine benziyor.
Olayın sıca?ında, Em. Tümgeneral Ya?ar Gürbulak'ın CNN Türk ekranına yansıyan ?bu açıklama bir me?ru müdaafadır? sözü, askerin üst kademelerindeki bu hissiyatı yansıtıyor olmalı.
Ve ?me?ru müdaafa? çok sert oluyor.
Yılmaz ?beceriksizlikle? suçlanıyor ve tutumu ?onursuzlukla ?niteleniyor.
Bunlar, bir tartı?mada kabul edilemeyecek a?ırlıktaki sözcüklerdir. Hele TSK'nın son dönemlerde sergiledi?i a?ır ba?lı tutumla çeli?mektedir.
Ayrıca unutmamak gerekir ki, e?er ülke ekonomisi iflasın e?i?ine geldiyse, bunun tek sorumlusu Mesut Yılmaz ve di?er siyasi partiler de?ildir. Siyasetçilerimizin sorumlulu?u yanısıra toplum olarak hepimizin sorumlulu?u vardır.
Genelkurmay açıklaması ekonomik program, AB ve IMF ba?lantılarına da ku?ku dolu bir bakı? içermektedir. Tamamen siyasi otoritenin yetki alanına giren bu konuların açıklamaya alınması piyasalarda da soru i?aretleriyle karı?ılanmı?tır.
Açıklamadaki en önemli unsurlardan bir di?eri de ?Ulusal Güvenlik kavramının? tartı?ılmasına çizgi çekilmesidir. Genelkurmay dolaylı ?ekilde ?Ulusal Güvenlik kavramının? ancak asker tarafından ve MGK çerçevesinde konu?ulabilece?i belirtilmektedir. Oysa tam aksine, bu kavram toplumda tartı?ılmadı?ı sürece gereken deste?i sa?layamaz. Tartı?ma platformu Türkiye'nin her yanı olmalıdır.
Genelkurmay Ba?kanlı?ı, ANAP liderini gayrime?ru zeminlerde tartı?ma yapmakla suçlarken, ke?ke kendi açıklamalarını da, kamuoyuna ültimaton havasında vermek yerine MGK'da seslendirseydi.
Hem daha ?ık, hem daha demokratik, hem de onlara yakı?an a?ırba?lılıkta olurdu.
?stelik bu tip sert açıklamalar, TSK'nın a?ırlı?ını arttırmak yerine, aksine askeri siyasi polemiklerin içine çekmekte, siyaset bataklı?ına itmektedir.
Bu açıklama ile birlikte TSK istemese dahi Ulusal Güvenlik kavramı ve TSK'nın Türk siyaseti içindeki konumu Mesut Yılmaz'ın kurultayda yaptı?ı konu?mayla tartı?maya açılmı?tır.
ANAP lideri, dün partiden yapılan yazılı açıklama yoluyla, ?sözlerinin yanlı? anla?ıldı?ını,? söyledi. ?Askeri hedef almadı?ının? altını bir kez daha çizdi. Bakalım, Yılmaz, ba?lattı?ı tartı?manın sonuna kadar arkasında mı duracak, yoksa ?yanlı? anla?ılma? çizgisinde kalıp, eskiden oldu?u gibi sahneye davet etti?i tartı?macıları tek ba?larına bırakıp yeniden sipere mi girecek?