REHN, VERDİĞİ
SÖZÜ TUTTU...
Hafta başında bu köşede okumuştunuz.
AB Komisyonu genişlemeden sorumlu komiseri Olli Rehn, aylık KRİTER dergisine verdiği demeçte, sanayi başlığında müzakerelerin 29 Mart’ta başlayacağını açıklamıştı. Verdiği sözü tuttu ve dün Brüksel’de müzakereler başlatıldı.
Bu gelişme, Türkiye-AB ilişkileri açısından son derece önemli.
Hatırlayacaksınız, geçen Aralık’ta (2006) Kıbrıs gemi ve uçaklarına limanlarımızı açmadığımızdan dolayı, 8 başlıktaki müzakereler AB tarafından dondurulmamış, ancak askıya alınmıştı. Bu karar, hem AB’de, hem de Avrupa kamuoyunda, Türkiye ile müzakerelerin durdurulduğu veya yavaşlatıldığı şeklinde nitelenmişti. Oysa AB Komisyonu, ısrarla geri kalan başlıklardaki müzakerelerin devam edeceğini söylüyordu, ancak herkes, Kıbrıs veya Fransa’nın ne yapacağını merak ediyordu. Acaba, vetolarıyla geri kalan başlıkları da engelleyecekler miydi, yoksa yeşil ışık yakacaklar mıydı?
Olli Rehn, bu konuda çok net bir tutum aldı. Aralık 2006 kararının, Türkiye ile müzakerelerinin tümüyle askıya alındığı anlamına gelmeyeceğini, tam aksine AB doruğunun bu konuda kimsenin veto kullanmaması gerektiği yolunda tutum takındığını tekrarladı.
Sonunda da, verdiği sözü tuttu.
Yeni bir başlıkta, taraflar müzakere sürecini başlattılar. Haziran ayı sonuna kadar 2-3 başlığın daha müzakereye açılması bekleniyor.
Ancak yine de, tüm kuşkular dağılmış değil. Zira, AB Konseyi ne kadar karar alırsa alsın, eğer Rumlar veya Fransızlar isterlerse yine de engellemeye, hatta vetolarını kullanmaya başlayabilirler.
Acaba yaparlar mı?
Eğer Kıbrıs Rumları, tek başlarına hareket eder ve Türkiye ile müzakereleri sıkıştırırlarsa, Konsey’de yalnız kalır ve baskıyla karşılaşırlar. Papadopulos, Brüksel’de popüler değil. Ancak, Rumlar, Fransa, Almanya, Hollanda veya Avusturya gibi HAYIR grubundan 1-2 ülkeyi arkalarına alıp harekete geçerlerse, o zaman Ankara’nın işi zorlaşır.
Bu durum, önümüzdeki hafta ve aylarda daha netleşecek.
Son bir noktaya daha değinmek istiyorum... Müzakereye açılan başlıkların onaylanıp kapanmasını beklemeyelim. İşin o yanı daha zor ve ilerde halledilecek. Şimdilik, günü birlik yaşamaya alışacağız...
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|