AB DE, BİZİM
SEÇİMLERİ MERAK EDİYOR
BRÜKSEL
Avrupa Komisyonu, Brüksel’in Schumann meydanındaki iki binaya yapılmıştır. Eskiden Konsey tarafından kullanılan köşe binanın 6 ıncı katına çıkınca, karşınıza ilk gelen insan J.C. Filori oluyor. Türkçesini epey ilerlettiği için, hemen “Merhaba M.Ali, nasılsın?” diye karşılıyor. Birkaç oda ilerisinde, Türkiye dosyasının patronu Danielsson oturuyor. Tüm koridor, nefis Türkiye afişleriyle süslü.
Burası “Güzellik Uykusu”na yatırılan Türkiye’nin yatak odasına açılan koridor. Eskisi gibi değil. Artık Türkiye, yüksek sesle tartışılmıyor. Avrupa cephesinde, Türkiye adeta sipere yatmış gibi. Kendini iyi gizlemiş. Durum böyle olunca da, Türkiye’den söz eden kalmıyor tabii...
“Hepimiz bundan memnunuz” diyor Danielsson, bir süre için, fazla kızışan heyecanların yatışmasının yararına dikkat çekiyor.
Kimle konuşsam aynı izlenimi yansıttılar : Türkiye artık gündemde değil...
Acaba, gündemde olmamak iyi mi, yoksa kötü mü?
Komisyon yetkilileri, hem Fransız seçimlerinde hem de Türkiye’de bir süre için, AB ve Türkiye kelimelerinin az sarfedilmesinin olumlu olduğuna inanıyorlar.
“İlişkiler gereğinden fazla hırpalandı. Emin olun, tartışmaların durması hepimizi rahatlattı. Ayrıca, Türkiye’nin Avrupa açısından önemi ve stratejik değeri de giderek daha fazla anlaşılmaya başladı. Türk imajının erozyonu azaldı. Derin bir nefes alıyoruz” diyen bir yetkili, Türkiye ile ilişkilerin artık soğukkanlı biçimde değerlendirilmeye başlandığına dikkat çekti.
Madalyonun bir kötü yanı var tabii... O da, Türkiye’de heyecanların ölmesi. Kamuoyunun AB’yi unutmaya başlaması, hiç hoş değil. Brüksel de, işin bu olumsuz yönünün farkında.
Avrupa Komisyonu’nda kiminle karşılaşsam, Türkiye’nin durumunu konuşurken lafın hemen Cumhurbaşkanlığı seçimine ve ardında da genel seçimlere gelmesi ilginçti.
Komisyon’da bir seçim yapılsa, AK Parti’nin kazanacağından emin olabilirsiniz. Hiç istemedikleri olasılık, seçimlerden bir koalisyonun çıkması.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise, herhangi bir favorileri yok, ancak Erdoğan’in partisinin başında kalmasını tercih ettiklerini saklamıyorlar.
Nedenini de “AKP o zaman daha fazla oy alır ve koalisyon olasılığı azalır” diye anlatıyorlar. Bu değerlendirmeleri yapan kişilerin, Türk siyasetini ayrıntılı şekilde bildiklerini ve üye ülkelerin Ankara’daki sefaretleri ve kendi temsilciliklerinden gayet sık raporlar aldıklarını unutmayalım.
En büyük kaygıları da, AKP’nin seçim sonrasında CHP veya MHP ile bir koalisyona girme zorunluğunda kalması. Bu açıdan da, sık sık “DYP veya Ağar’ın ne yaptığını, durumunu” soruyorlar.
Onlar da, bizim gibi bekliyorlar...
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|