MÜZAKERELER HIZLA
SÜRÜYOR
AB Komisyonu geniylemeden sorumlu komiseri Olli Rehn ile dün RADİKAL ile dağıtılan KRİTER dergisi için yaptığım söyleşinin bazı bölümlerini, sizlerle de paylaşmak istedim:
MAB: Sizce tren kazası önlenebildi mi, tren yoluna devam ediyor mu?
O.Rehn Tren kazası kesinlikle önlendi. Belki raylarda birtakım hasarlar olduğu için ideal hızında değil, ama tren kesinlikle ilerliyor. Müzakere süreci devam ediyor. Geçtiğimiz Aralık ayında tren bir anlamda Orient Express’ni andırıyordu. Biliyorsunuz, Doğu Ekspresi hizmet kalitesi ile meşhurdur. Hizmetin kalitesi, salt hızdan çok daha önemlidir. Şimdi öncelikli olarak rayların tamir edilmesine odaklanmalıyız.
MAB: Türkiye Avrupa’nın gündeminde değil. Bu iyi birşey mi?
O.Rehn Bunu kısa bir zaman dilimi için olumlu buluyorum çünkü iki tarafta da gerilim artmıştı ve birikiyordu. Bu nefes alma imkanının herkesin sakinleşmesi; sürecin canlı tutulması ve yola devam edilebilmesi için kalkan tozların yatışması açısından faydalı olacağını düşünüyorum.
Avrupa Birliği şu an öncelikli olarak kendi ekonomik ve politik sorunlarına odaklanıyor. İki yıl önce Avrupa, ekonomik duraklama ve politik bir çıkmaz içindeydi. Genişleme insanların kafasında çok büyük bir yer tutuyordu. Sonuçta genişleme ve Türkiye, Avrupa’nın pek çok iç sorunu açısından günah keçisi haline geldi. Eğer 2005 için gayet iyi bilinen sebeplere bağlı olarak Avrupa entegrasyonunun “korkunç yılı” dersek, (Türkiye ile katılım müzakerelerine başlanmasını kastetmiyorum), 2006 için konsolidasyon ve parçaları biraraya getirme yılı diyebiliriz. Bu sene ise ekonomik ve politik canlanma yılı olmalı.
MAB: Peki müzakere sürecinde teknik anlamda neler oluyor? Sekiz başlığın askıya alınması sürecin hızını kesmedi mi?
O.Rehn Müzakare süreci normal hızında ve beklendiği gibi ilerliyor. Öncelikle tarama süreci tamamlandı. Bilim ve Araştırma başlığında müzakereler açıldı ve kapatıldı. Bir diğer başlıkta, İşletmeler ve Sanayi Politikası’nda ise müzakereler 29 Mart tarihinde açılacak. Haziran ayına kadar 3 başlıkta daha müzakerelerin açılması öngörülüyor. Toplam olarak, Alman Dönem Başkanlığı sonunda 5 başlıkta müzakereler açılmış ve bu başlıklardan birinde kapanmış olacak. Askıya alınan 8 başlık dışında kalanlarda müzakerelere devam edebiliriz. Askıya alınanlarda ise taramalara devam edebiliriz. Sonuç itibariyle, pratikte ilerliyoruz. Türk kamu yetkilileri, Avrupa Komisyonu ve üye devletlerin kamu yetkilileriyle sık sık ve düzenli olarak biraraya geliyorlar.
MAB: Sizce Güney Kıbrıs müzakerelerin diğer 26 başlıkta ilerlemesini engelleyecek mi?
O.Rehn Herhangi bir AB üyesinin Aralık 2006’da alınan karardan sapmasını beklememiz için bir neden yok. Bu karar, kaydedilen ilerlemeler doğrultusunda diğer tüm başlıklarda müzakerelerin açılmasına izin veriyor. Bu nedenle sürecin ilerlemesi gerekiyor.
MAB: Kıbrıs konusunda aşama kaydediyor muyuz? Yoksa olduğumuz yerde sayıyor muyuz?
O.Rehn Ben medyum değilim, ancak Komisyon KKTC’ye yönelik mali yardım ve özel ticaret koşullarına ilişkin tekliflerini sundu. Bildiğiniz gibi, Mali Yardım Tüzüğü Şubat 2006’da kabul edildi, ancak henüz uygulanmıyor. Bu Tüzüğün uygulanması konusunda birtakım teknik güçlükler var, ama bu konuda da ilerleme kaydediliyor.
KKTC ile AB arasındaki ticaret konusuna gelince, Alman dönem başkanlığı bu konu ile ilgili Tüzüğün, geçtiğimiz Ocak ayındaki Konsey toplantısında kararlaştırıldığı şekilde kabul edilmesi amacıyla müzakereleri sürdürüyor. Bu konu artık Alman dönem başkanlığının sorumluluğunda. Muhtemelen, yaz dönemine kadar, Ticaret Tüzüğü’nün ne şekilde kabul edileceğini görmüş olacağız.
MAB: Tamamen sizin görüşünüz ve yaptığınız iş açısından soruyorum; önümüzdeki dönemde kimlerin seçim kazanmasını isterdiniz? Size en fazla kim yardımcı olurdu? Fransa’da Sarkozy? Türkiye’de Gül veya Erdoğan?
O.Rehn Finlandiya seçimlerinde oy kullandım, ancak Fransa veya Türkiye’deki seçimler için oy kullanamıyorum. Bu süreçte, demokratik olarak seçilmiş tüm Avrupa hükümetleri ile birlikte AB Konseyi bünyesinde çalışacağız.
MAB: 301. madde konusunda Türkiye’den ne yapmasını bekliyorsunuz? Seçimlerden önce herhangi bir adım beklenebilir mi?
O.Rehn Seçimlere ilişkin takvim Türkiye’nin içişleri ile ilgili bir konu, biz bu konuda ancak izleyici pozisyonunda olabiliriz. Bizim için önemli olan, 301. maddenin gerektiği gibi, yani, Avrupa standartları ve özellikle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ilgili içtihat ile uyumlu olacak şekilde değiştirilmesi.
Türkiye, ifade özgürlüğüne ilişkin yasalarını Avrupa standartlarını yakalayacak şekilde değiştirmedikçe, AB’deki konumuna zarar verir. Temel özgürlüklere ilişkin Avrupa standartlarını yakalama konusunda Türkiye’ye bir şans verildiğini düşünen ve Türkiye’nin AB üyeliğine sıcak bakanlar bu konuda hayal kırıklığına uğradılar, çünkü ellerindeki argümanlar 301. madde konusunda birşey yapılmaması yüzünden zayıfladı.
MAB: O halde bu konuda bir süre vermiyorsunuz. Yalnızca, maddenin gerektiği gibi değiştirilmesini istiyorsunuz.
O.Rehn Bu konudaki süre geçtiğimiz yıl içinde doldu. Eğer bu sorun ortadan kaldırılmış olsaydı veya 301. maddenin uygulaması Avrupa standartlarına uygun bir şekilde yapılmış olsaydı, yaşadığımız birçok tatsız olay engellenmiş olurdu. Bu nedenle, 301. maddenin gerektiği gibi, yani Avrupa hukuku ve içtihatına uygun bir şekilde değiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|