AB, ARTIK BİR
KARAR VERMELİDİR
?
1997 Aralık ayındaki Lüksemburg doru?undan bu yana, her yıl Aralık?ta bir AB-Türkiye krizi ya?anıyor.
?
1997?de, Türkiye?nin adaylı?ı büyük kavga çıkarmı?tı. Hatırlarım, Lüksemburg Ba?bakanı gazetecilerin sürekli soruları kar?ısında sinirlenmi? ve ?Yeter artık, bu Türkiye doru?u de?il. Ba?ka konular da ele alınacak? diye ba?ırmı?tı.
?
1997?den itibaren bu yıla kadar da, yine her yıl, aynı doruk toplantılarında, Türkiye gündemin ba? kö?esine oturdu.
?
AB, bizim mehter takımı gibi. İki adım ileri, bir adım geri atarak yürümeye çalı?ıyor. Bir gün Türkiye?ye çullanıyor, sonra bir bakıyorsunuz fazla ileri gitti?ini görüyor ve geri adım atıyor.
?
Ancak bu gerilim artık herkesi yormaya ba?ladı. Sadece Türk toplumunun? heyecanını yok etmiyor. Avrupa?da da kafa karı?ıklı?ını arttırıyor. Türkiye?nin imajını bozuyor. Olumsuz bir ortam olu?turuyor.
?
Hep böyle mi devam edece?iz?
?
Her yıl aynı senaryoları mı izleyece?iz?
?
Artık yetmedi mi?
?
Bence, yetti de a?ıyor bile...
?
Avrupa Birli?i artık Türkiye hakkında bir karar vermek zorundadır.
?
-????????? Türkiye ile gerçekten müzakere yapmak istemekte midir?
-????????? Türkiye?yi, Kopenhag Kriterleri?ne uyum sa?ladı?ı taktirde tam üyeli?e? kabul edecek midir?
?
Avrupa bu temel sorulara yanıt veremedi?i sürece, bugünkü komedileri izlemeye devam edece?iz.
?
AB, son doruk toplantısında son derece ilginç bir tutum sergiledi.
?
Kıbrıs?ın arkasına saklandılar, ancak ileri gidemediler. Türkiye?yi kaybetmemek için, müzakereleri tümüyle durduramadılar. Buna kar?ılık, bazı müzakere ba?lıklarını askıya almakla, yani müzakereleri yava?latmakla yetindiler.
?
Ancak, bu sorunlar bitmeyecek.
?
Rumlar geri kalan di?er ba?lıklarda da sorunlar çıkaracaklar, gereksiz? engellemelerde bulunacaklar. Bu ?ekilde müzakereler, ?in i?kencesi gibi devam edecek demektir. Ancak bu yakla?ımın ne Avrupa?ya, ne de Rumlar?a bir yararı olacaktır. Ne Türkiye?ye pes ettirebilecekler, ne de Rumlar Kıbrıs?ın kuzeyini geri alabileceklerdir.
?
Tam aksine, kar?ılıklı bir gerilim, kar?ılıklı bir antipati do?acak. Ne Avrupa, Türkiye?den bekledi?i avantajları elde edebilecek, ne de Türkiye?nin tam üyelik i?tahı kalacak.
?
İyisi mi, kar?ılıklı bir karar tazelemeliyiz.
?
Nereye ne kadar ve nasıl gidilece?ini saptayalım.
?
Oyun oynamaktan vazgeçelim.
DEVE, KESİLİRKEN A?LAR?
?
Bilmem bilir misiniz ?
?
Deve kesilece?ini anladı?ı andan itibaren a?lar.
?
Dünya?nın en acıklı sahnelerinden biridir.
???????????
THY?deki deve kesme olayını okudu?umda, önce çok üzüldüm. Ardından, bu i?i düzenleyenlere çok kızdım. Ancak ?imdi dü?ünüyorum da, bakım müdürünün, apronda devenin kesilmi? etlerini gösteren o i?çilerin ne suçları var ki? Evet, suçları apronda kesim yapmak vs? Ancak unutmayalım ki, adak adamak ve hayvan kesmek bizim örf ve adetlerimiz arasında. Bu adamlar, kendileri açısından son derece normal bir?ey yapmı?lar. Eminim, ?imdi ?a?kındırlar. ?Bizi neden cezalandırdılar?? diye hayret içinde etrafı sorguluyorlardır.
?
Do?ru de?il mi ?
?
Deve adamak kötü bir?ey de?il ki? Ada?ınızı yerine getirmek de yanlı? de?il?
?
Asıl yanlı? olan nedir biliyor musunuz?
?
Bazı örf ve adetlerimizin artık ça? dı?ı kaldı?ını göremememiz. Din açısından bazı do?ru görülenlerin, ya?adı?ımız ça? ile uyu?maması.
?
Hıristiyanlar?ın da bundan 100-150 yıl önce birçok örf ve adetleri vardı, ancak zaman içinde de?i?tiler. ?a?a ayak uydurabildiler. Biz Müslümanlar ise, bazı konularda nedense aynı uyumu sa?layamıyoruz.
?
Esas sorun bu?
?
?
?
SEZER?İN GARİP İNADI?
?????
?
Cumhurba?kanımız Sezer?in son derece garip bir inadı var.
?
Bir konuda kararını verdikten sonra, yaptı?ının yanlı? oldu?unu görse dahi tutumunu de?i?tirmiyor. Bunu, tutumunun do?rulu?una inandı?ından de?il, farklı adım atmama adına yapıyor.
?
Orhan Pamuk?u, Nobel almasından dolayı tebrik etmememesi, bunun en tipik örne?idir.
?
Cumhurba?kanı hatalı davranmı?tır.
?
Orhan Pamuk?u tebrik etmesi gerekirdi. Gerek Ermeniler hakkında söyledikleri, gerekse ba?ka konularda toplumun bir kesimine ters dü?en, resmi politikaların tam taksine konu?malarına ra?men, tebrik etmeliydi.
?
Sezer, toplumun sadece bir bölümünün Cumhurba?kanı de?ildir. Sadece ulusalcıların penceresinden bakamaz. Hepimizin Cumhurba?kanı?dır. ?stelik, geldi?i yere bakacak olursak, ifade özgürlü?üne en fazla hürmet etmesi gereken ki?ilerin ba?ında gelmesi gerekir.
?
Sezer, toplumun önemli bir bölümünü dı?lamı?, ifade özgürlü?ünün her?eyden önemli oldu?unu reddeden bir tutum takınmı?tır.
????? ?
ACIBADEM, KOCAELİ?Nİ
SA?LIK BA?KENTİ YAPACAK...
?
Kocaeli Türkiye'nin en önemli sanayi ?ehirlerinden birisidir...
?
Ancak Acıbadem Sa?lık Grubu'nun yatırımıyla 2007'de Kocaeli bir sa?lık ba?kenti olacak..
?
100 bin hastaya hizmet vermeyi hedefleyen, Acıbadem Kocaeli Hastanesi geçti?imiz ay açıldı.
?
Toplam 65 yatak kapasitesi, 3 ameliyathane, 18 yo?un bakım yata?ı, 1 do?umhanesi var. Uzman ekibi sayesinde tüm tıbbi dallarda hizmet veriyor, üstelik sadece Kocaeli'ne de?il çevredeki illere de hizmet veriyor.
?
Sa?lı?a yapılan yatırım her zaman takdir edilmeli..
?
Bravo Acıbadem Sa?lık Grubuna...
?
?
CHİRAC?IN HAKKINI
YEMEYELİM?
?
Hepimiz, vur abalıya, Fransız Devlet Ba?kanı Chirac?ı suçluyoruz. Bir zamanlar, Türkiye?nin adaylık statüsüne kabul edilmesi için en büyük mücadeleyi veren bir lider olarak omuzlarımızda ta?ırdık. Sonradan yerden yere vurduk. İ?in inceliklerini gözden kaçırdık. Oysa, son AB toplantılarını yakından izleyenler, Chirac?ın alınan sonucun yumu?atılmasında çok etkili oldu?una dikkat çekiyorlar.
?
Alman Ba?bakanı Merkel?in Türkiye?ye bakı?ı ile Chirac?ın bakı?ı arasındaki farkı vurguluyorlar. E?er Chirac olmasa, Almanya?nın Türkiye ile ilgili kararı çok daha sertle?tirebilece?i ileri sürülüyor.
?
Fransız Devlet Ba?kanı?nın tamamen iç politika nedenleriyle tutum de?i?tirdi?ini biliyoruz. Türkiye?ye bakı?ının hala eskisi gibi oldu?unu, ancak elinin kolunun ba?landı?ının da farkındayız. Ancak kamuoyu bu kadar ince eleyip sık dokuyamıyor. O zaman da Ba?kan Chirac ? Türk dü?manı? damgasını yiyor.
?
Biz, hiç de?ilse küçük bir hatırlatma yapalım dedik?
?
?
?
PAPADOPULOS?U
KIZDIRAN FİLM
?
Avrupa Parlamentosu bu hafta sıkı bir "Kıbrıs trafi?i"ne ev sahipli?i yaptı ve ?Talat rüzgarı? esti. Bu rüzgarı estiren ise Açık Toplum Enstitüsü?nün destekledi?i ve? "Türk-Yunan" a?kını anlatan Rum-Macar-Türk ortak yapımı "AKAMAS" adlı film oldu.
?
?Akamas" filmi, 1955'te bir Kıbrıslı Türk çobanın (?mer) Rum ailesi tarafından evlatlık edinildikten sonra, ailenin kızına (Rodu) a?ık olmasını konu alıyor. Rum kızın ailesi bu a?ka ?iddetle kar?ı çıkıyor. Kıbrıslı Türk genç, sevdi?ini ikna etmek için İngilizler?e kar?ı direnen EOKA'ya giriyor. Türk genci ve Rum kızı 1974 olaylarından sonra bile Güney Kıbrıs'ta terkedilmi? bir köyde kalarak a?klarından vazgeçmiyorlar
?
Film günlerdir konu?uluyor? ?ünkü, Rum yönetimi iki halkın barı? içinde ya?ayabilece?i mesajını veren bu filme sansür koydu.
?
İ?te bu film, Avrupa Parlamentosu'nun yuvarlak salonlarından birinde gösterime sunuldu.
?
KKTC'den gelen heyet salondaydı. Filmin yönetmeni Panikos Chrisanthou, Kıbrıslı Türk Yönetmen Dervi? Zaimo?lu, yazar Niyazi Kızılyürek de. Onlarla birlikte Alman Ye?iller Partisi?nin Avrupa Parlamentosu?ndaki Türk asıllı milletvekili Cem ?zdemir filmin ba?lamasını beklerken salona sürpriz bir isim; KKTC Cumhurba?kanı Mehmet Ali Talat girdi. O sırada kopan alkı? Kıbrıs Rum Büyükelçisini kızdırmaya yetti.
?
Bu yazılara cnnturk.com'dan da eri?ebilirsiniz.
|