YENİ BİR 6-7 EYLÜL
YARATMAYALIM...
Yine ipin ucunu kaçırmak üzereyiz....
Ulusalcılara gün doğdu.
Batı düşmanlarının keyiflerine diyecek yok. Hele Avrupa Birliği karşıtlarının, Fransa’daki Türk düşmanlarından hiç farkı yok. Fırsat bu fırsattır, kılıçlarını çekip kendilerini meydana atacaklar. Eğer bu heyecanları kontrol altına alamazsak, yeni bir 6-7 Eylül ile karşı karşıya kalabiliriz. Zira işin ucu kaçmak üzere...
Baksanıza, bu fırsattan istifade herkes, Fransız politikacıların saçmalamasından yararlanıp, onların üstünden kahramanlık gösterisine hazırlayıor.
Sinan Aygün, neredeyse her Fransız otomobilinin görüldüğü yerde yakılmasını isteyecek, Fransız elbiselerinin yırtılıp atılmasını, elinde veya üzerinde Fransız malı görülenlerin halka teşhir (!) edilmesini öneriyor.
Böylesine altın bir imkanı yakalayınca İşçi Partisi lideri Perinçek de boş durabilir mi? O da, Fransız avına çıkmaya hazırlanıyor. Tam onun istediği gibi havlaar puslu...
AKP, Milliyetçi Hareket Partisi’ne oy kaybetmemek ve daha da milliyetçi olduğunu gösterebilmek için, neredeyse gruplar halinde Fransa’ya gidip ”Soykırım vardır” diye haykırmaya ve Fransız hapishanelerini doldurmaya hazırlanıyor.
Sıraya belediyeler girdi.
Cezayirliler fazla üstüne gitmezken, Türkiye’nin dört bir yanı, Cezayir soykırımı anıtlarıyla donatılmaya hazırlanıyor.
Bir parlamenterimiz, kaçak çalışan Ermeni avına çıkılmasını, bulunanların kulaklarından tutulup, sınır dışına atılmasını öneriyor... Bir diğeri Ermenistan ile aramızdaki havayolunun da kapatılması gerektiğini söylüyor.
En büyük merak, bu yarışı kimin kazanacağı.
Acaba, Fransızlar’ı en iyi kim hırpalayacak? Kim daha fazla zarar verdirebilecek?
Beni bu manzara telaşlandırıyor.
Ölçüyü kaybedebileceğimizden ve Fransa’yı cezalandıralım derken, kendi kendimize daha büyük zarar verebileceğimizden kaygılanıyorum.
Toplumu öylesine tahrik ederiz ki, sonradan yaşanacakları engelleyemeyiz.
Fransız ürünlerine boykot eylemi de dikkat gerektirir. Geçenlerde Yılmaz Özdil değindi. Çok doğru. Ermeni soykırımı olduğunu parlamento veya hükümet kararıyla açıklamış yetmişin üstünde ülke var. Bunların önemli bir bölümü, Fransa’nın ardından ”soykırımı reddetmeyi cezalandırma” eylemine girebilirler. Böyle bir olasılıkta ne yapacağız? Her ülkeye boykot mu ilan edeceğiz?
Unutmayalım ki, Fransız yatırımlarını cezalandıralım derken, kendimizi de vuracağız. İnsanlarımızı işsizliğe mankum edeceğiz.
Peki ne yapalım?
Tepki göstermeyelim mi?
Gayet tabii göstereceğiz.
Önemli olan, Fransız kamuoyunu etkileyecek adımları atmaktır. Yoksa abartılı tepkiler, sokaklara dökülmüş yüzbinlerin çelenk koyup, Chirac ve Sarkozy’nin kuklalarının yakılması, Fransız mallarının tahrip edilmesi değildir.
Tepkilerini kontrol edemeyen bu halkı kışkırtmayalım. Fransa’ya DUR diyelim, ancak bunu uygar sınırlar içinde yapalım.
Kendimizi küçük düşürtmeyelim. Ülkemizdeki yabancı düşmanlığını körüklemeyelim.
6-7 Eylül olaylarının utancını ve verdiği zararı 50 yıl sonra hala ödüyoruz. Yenilerini eklemeyelim. Kendimize yazık etmeyelim.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|