NE OLUR, EĞİTİME
ÖNCELİK VERİN…
Size bugün Başbakan’ın grup konuşmasından söz edebilir, Soros’un basın toplantısındaki ilginç saptamalarının altını çizebilir veya Diyanet’in son derece yerinde bir adım atıp kadavra ve organ bağışı konusunda yayınladığı fetva’nın ne kadar doğru olduğunu anlatıp, Diyanet Başkanı Bardakoğlu’nu övebilirdim.
Bunlara değinmek yerine, TÜSİAD’ın dün Başbakan’a verdiği eğitim reformuyla ilgili çalışması ve önerilerinden söz etmek istiyorum.
Aslında haykırmak, çığlıklar atmak istiyorum.
Nedeni de, ülkemizin tüm enerjisini gereksiz konularla, incir çekirdeğini doldurmayan sorunlarla harcıyoruz.
Hepinize sormak isterim, Türban mı yoksa çocuklarımızın eğitimi mi daha önemlidir.
Cumhurbaşkanlığı seçimi, TRT’nin çağdışı yaklaşımı veya Sezer’in 3 üncü adamlığı mı, yoksa okullarımızdan sürekli şekilde yarı cahil gençler mezun etmemiz mi daha önceliklidir.
Sivil Toplum Örgütlerinin hükümeti eleştiren yaklaşımlarıyla mı zaman harcamalı, yoksa TÜSİAD başta, şimdiye kadar eğitim konusunda uyarılarda bulunan diğer kurumların söylediklerine mi kulak vermeliyiz.
Hanımefendiler ve Beyefendiler, Türkiye’nin büyülüğü ile övünmeyi bırakın. Eğer, eğitim reformuna ciddi şekilde el atmaz, öğretmenlerimizden çocuklarımıza kadar ki geniş yelpazenin, bugünün dünya koşullarına göre eğitimine öncelik vermezsek, Türkiyemiz önümüzdeki 20 yıl içinde cüceleşecektir.
Okul öncesi eğitimimiz yok. Oysa çocuğun her şeyi okul öncesinde gelişmeye başlıyor. Okul öncesi eğitim olmayınca, İlkokullar çöküyor. İlk ve Orta okul’dan cahil çocuklar çıkarıp liseye yolluyoruz. Liselerde ancak ilk ve orta okuldaki açıklar kapanabiliyor. Üniversitelerde de lise eğitiminin bozukluğu nedeniyle gereken bilgi yüklemesi gerçekleşemiyor. Gençlerimizi yeteneklerine göre, meslek okullarına yönlendiremiyoruz.
Sonuçta da, yarı bilgili, çarpık bir dünya görüşüne sahip, bilim ve teknolojiden uzak bir gençlik yetiştiriyoruz.
Bugün bir türlü gereken kalkınmayı gerçekleştiremememizin nedeni de, işte budur: İnsan kaynaklarımızdan yararlanamıyoruz. Zira insanlarımızı yetiştiremiyoruz. O zaman da, bilgisayar ve bilim çağında, hala İstanbul’un fethiyle övünmekle yetinme noktasına geliyoruz.
İçimi döktüm. Eğer sıkıldınızsa, Sivil-Asker kavgasına veya AK Parti’nin gizli gündem kavgalarına geri dönebilirsiniz. Ancak bir şey unutmayın, Türkiye’nin onurunu, güçlü olmasını, yıldızının parlamasını ve gerçek bağımsızlığını istiyorsanız, eğitime bakın…Gerisi boş laftır.
Bu şekilde devam edersek daha da gerilemeye mahkumuz.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|