Mehmet Ali Birand
 
TÜRKİYE AVRUPA’DA YANLIZLAŞIYOR…
 
 

                                                 TÜRKİYE AVRUPA’DA

                                                     YANLIZLAŞIYOR…

 

Avrupadaki gelişmeler çok tatsız. Bazıları, bizim tamamen dışımızda gelişiyor. Bazıları ise, bizim tutumuzdan kaynaklanıyor.Bu yazıda sizlere, Avrupa’dan Türkiye’nin görünümünü yansıtmaya çalışacağım.Yarın da, bu kısır döngüden kurtulmak için neler yapmak gerektiğine değineceğim.

 

  1. GENİŞLEME ALERJİSİ AZALMIYOR:

 

Avrupa kamuoyundaki Genişleme alerjisi bir türlü dinmek bilmiyor. Aksine artıyor. 10 ülkenin katılmasının şok etkisi sürüyor. Yıllardır tepelerinden alınan kararlar nedeniyle AB’den soyutlaşan Avrupa Kamu oyu, birden bire uyanıverdi.Son genişlemenin rahatını bozacağına inandı. Yeni yabancı işçiler nedeniyle, işsizliğin artacağı sonucuna vardı ve ayaklandı. Bizim açımızadn talihsizlik, Genişleme ile Türkiye özdeşleştirildi. Türkiye, Genişlemenin bir sembolü olarak görüldü. AB kamu oyunda Genişlemeye muhalefet arttıkça,Türkiye’ye muhalefette aynı oranda arttı. Hiç ilgisi olmamasına rağmen, Türkiye Avrupadaki bu havanın kurbanı oldu. Son yapılan  AB kamu oyu anketinde, Türkiye’ye muhalefet yüzde 55’leri buldu.

 

  1. ESKİ DOSTLAR KAYBOLDU:

 

Türkiye’nin Avrupa ile ilişkileri daima Avrupalı elitlerin, üst düzey politik yöneticilerin etkisiyle şekillenmiştir. 1960’lardan bu yana, Avrupa kamu oyları Türkiye ile ilişkileri daima olumsuz gözle izlemiş,  genelde direnmiş, ancak sesleri pek fazla çıkmadığından , kararları daima, kamu oyuna rağmen AB’yi yöneten kadrolar vermiştir.

 

Nitekim, 1995’ten itibaren girilen yeni süreci de- kamu oylarındaki ters etpkilere rağmen- hükümet ve devlet başkanları- yani elitler- vermiştir. Bu konuda lokomotif görevini Alman Başbakanı Schroder, Fransız Devlet Başkanı Chirac, İngiliz Başbakanı Blair ve İtalyan Başbakanı Berlusconi yüklenmiştir. Bu üç kişinin ısrarı olmasa, Türkiye 3 ekim 2005 tarihinde Tam Üyelik Müzakerelerine oturamazdı.

 

Ancak bugün hiçbiri ortada yok. Schroder ve Berlusconi iktidarlarını kaybettiler, Blair’in gücü kalmadı ve Chirac etkinliğini kaybetti.Türkiye, yıllardır destek aldığı elit takımını da kaybetti.

 

Yani,  kamuoyundaki alerji artarken, Türkiye’nin bu kamu oyuna karşı kullandığı korunma kalkanı da yok oldu.

 

3. İMTİYAZLI ORTAKLIK FİKRİ GELİŞİYOR:

 

Türkiye’ye Tam Üyelik yerine, Özel Ortaklık verilmesi fikri giderek yaygınlaşıyor . Almanya’nın başını çektiği bu görüş, başka ülke yönetimlerinde ve parlamentolarında konuşulur oluyor.Bu fikrin böylesine yayılması ve normal birşeymiş gibi konuşulması hiç hayırlı değildir. Önümüzdeki yıllarda bu tartışmalar giderek artar ve birgün bir bakarsınız, Tam Üyelik unutulmuş ve yerine İmtiyazlı Ortaklık konuşulur olmuş.Türkiye’nin bu konuda çok net bir tutum alması ve bu tutumunu da sürdürmesi gerekir.Eğer birgün, Tam Üyelik mi yoksa İmtiyazlı Ortaklık mı olacağına karar verilecekse, bunun Ankara tarafından saptanacağı etrafa iyice anlatılmalı.

 

4. YENİ KRİTER:HAZMETME KAPASİTESİ:

 

Belki yeni bir kriter değil, ancak Hazmetme Kapasitesi özellikle son dönemlerde çok konuşulur oldu. 17 Aralık 2004’teki AB doruğunda Hazmetme Kapasitesinden de söz edilmişti.Ancak bu kriter yine son haftalarda çok daha fazla tartışılmaya başlandı.Hatta önümüzdeki AB doruğunda Devlet ve Hükümet Başkanları tarafından da ele alındı.

 

Bu kriterin, AB kamu oyuna yönelik bir mesaj içerdiğini de unutmamamız gerekiyor. Başta Fransa olmak üzere, kamu oylarına “siz merak etmeyin, ekonomik durumumuz kötüleşirse, duruma el koyarız” mesajı verilmek isteniyor.Yine de ek bir engel gibi algılanması söz konusu.

 

5. KIBRIS:

 

Türkiye ile ilişkileri yavaşlatmak veya bir süre için ertelemek isteyen dış güçlerin elindeki alet Kıbrıs sorunu. B ülkelerinden hiçbiri Kıbrıs sorununu çözmeye niyetli değil. Onlar için Kıbrıs, Türkiye ile ilişkilerinde kullanılacak bir alet. Kıbrıs’ı kullanıp Türkiye’yi engellemeye çalışanların oynadıkları bir oyuncak.Müzakerelerin sonuna kadar başımızı ağrıtacak. Önemli bir unsur olmayı sürdürecek.

 

İşte genel manzara bu şekilde.

 

Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı ortam kötü.

 

Ancak ümitsiz değil. Zira Türkiye iyi çalıştığı taktirde, bu çıkmazdan kurtuılabilir.

 

Nasıl mı ?

 

Yarın yine bu köşede buluşalım.

 



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- Yiyin efendiler...
- BUGÜN HEM POLİS, HEM PKK SINAVDAN GEÇECEK
- MHP'nin Türkiye'ye verdiği büyük zarar
- Artık, birbirimize yalan söylemeyelim...
- Türkiye yıllardır AB’nin vize uygulamasına itiraz edip durur. 1974’te Almanya’nın başlattığı ve 36 yıldır sürdürülen vize anlayışı çoktan değişti.
- Cemaat, efsaneleşen gücü’nün esiri oluyor…
- MİLLİ GÖRÜŞ, GÜLEN’İ GÖLGELEDİ…
- 12 EYLÜL BELGESELİ BAŞLIYOR…
- 32.Gün ile birlikte büyüdük... Göz açıp kapayana kadar geçmiş. Daha dün Ali Kırca...
- KAVGA BEKLENİYORDU, TAM AKSİ ÇIKTI...
- BİZ NEDEN KIZIYORUZ, ASIL SARKOZY UTANSIN...
- ERDOĞAN’IN AMACI BATI’YA SIRT DÖNMEK DEĞİL...
- CNN TÜRK’ÜN GİZLİ KAHRAMANLARINI TANIYIN…
- Yahudi aleyhtarlığını kışkırtıyoruz…
- Emekli Albay Arif Doğan öyle sözler söylüyor...
- Avrupa, Anayasa değişikliğini yetersiz ancak olumlu görüyor
- 1'inci köprüye karşıydım, bugün ise destekliyorum...
- Ermeniler, bize muhtaç olacak kadar fakir değil…(3)
- ERDOĞAN VE İHH KAZANDI, KAYBEDENLER İSE...
- Yine Ermeni çalışıyor, yine Türk seyrediyor...
- Ermeniler Türkiye'yi, alkışçılara şikayet edecek (2)
- ERDOĞAN, DOĞRUSUNU YAPIYOR...
- Genelkurmay sivile açılıyor
- Sevgili Dostlar,
- Artık PKK’dan çok, genç Kürtler korkutuyor…