Mehmet Ali Birand
 
Bu yasalarla açılım yürümez
 
 

Son derece güç ve garip bir durumla karşı karşıyayız. Eğer kısa sürede çözüm bulunamazsa, Açılım olduğu yere çakılıp kalacak.

 

İktidar, bütün gücüyle Kürt  sorununu “yaşanabilir” bir noktaya indirmek ve PKK terörünü günlük yaşamımızdan çıkarmak istiyor. Bu yönde çaba harcıyor. Gerilimi indirmeye çabalıyor. Ancak, ortamı hafifletme sırasında bir bakıyorsunuz, gösteri yapan çocuklar tutuklanıyor. DTP'nin Belediye başkanları gözaltına alınıyor, Ahmet Türk mahkemeye veriliyor. O zaman da Güneydoğu ayaklanıyor. Tepkiler doğuyor, gerilim artıyor. Olaylar büyüyor. Açılım tehlikeye giriyor. Hadi  bakalım, yeniden yumuşatma çabaları, yine kimi alttan alan, kimi gözdağı veren demeçlerle Açılım rayına  oturtulmaya çalışılıyor. Kendi kendinize “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” diyor olabilirsiniz.

 

Neden bu çelişki var?

 

Savcılar, yargıçlar ve güvenlik güçleri, açılımı bozmaya mı çalışıyorlar?

 

Hayır.

 

Onlar, yürürlükteki yasaları uyguluyorlar. Şimdi kalkıp “Canım sizde biraz esnek davranın” diyemezsiniz. Yasalar uygulanmak zorunda..

 

Peki bu kısır döngüden nasıl kurtulabilir, Açılımın önündeki bazı engeller nasıl kaldırılabilir?

 

Yasaları yeniden gözden geçirerek.

 

Terör dışı faaliyetlerle, terörü kesin sınırlarla birbirinden ayırarak

Açılımı başka türlü yürütemeyiz.

AYŞE ARMAN'IN DÜNYASI

 

Ayşe Arman'ın piyasaya çıkardığı ve geliri LÖSEV'e gidecek  olan kitabı son derece orjinal. Yay burcunun en tipik ve en güzellerinden biri olan Ayşe, kendi dünyasını yazmış. Sevgilisi ve o harika  kızıyla yürüyüşünü, birbirinden nefis fotoğraflarla anlatmış. Okudukça insan bu kıza  daha fazla aşık oluyor. Yıllar önce Brüksel'deki evimin kapısını açtığımda “sizinle çok tanışmak istiyorum” diyen o zeki bakışlı güzel kız, şimdi hala cıvıl cıvıl ve zeki. Bu kitapta sadece Ayşe'yi değil, nefis bir yaşam hikayesi de buluyorsunuz.

YA AVRUPAYI GÖRMEDİNİZ VEYA BİZİ ALDATIYORSUNUZ

 

Resmi yetkililerimiz son yıllarda, durmadan aynı sözlerle karşımıza çıkıyor ve “Türkiyemiz Avrupa kriterlerine yaklaştı” diyorlar. Sonra bir bakıyorsunuz, ardı ardına işkence edilen, dayak yiyenlerin haberleri gazeteleri süslüyor... Sıkışınca, Avrupa ve ABD'de de bu tip olayların yaşandığını ileri sürüyorlar...

 

Bu yetkililer ya Avrupayı bilmiyor veya bizi aldatıyorlar. Zira ne AB ne de ABD'de, bu tip sonuçlar görmezden geliniyor.  Aksine, polis-asker demeden suçlular yargılanıyor.

 

Bizde ise, neredeyse övgü alıyor, korunup kollanıyorlar

 

İşte aramızdaki farkı bu...

DTP'Yİ NEDEN KAPATTIK?

 

Lütfen bana birileri anlatabilir mi?

 

DTP'yi neden kapattık?

 

Genelde ılımlı görüşleriyle tanınan Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'u yasaklamakla  sorun çözüldü mü? Bu iki kişiyi neden meclis dışında bıraktık.

 

Biz çok komik bir toplumuz.

 

Bile bile gerçekleri görmezden gelmekten, takıyye yapmaktan adeta hoşlanıyoruz.

 

İşte son durum...

 

DTP kapandı, şimdi tüm kadrolar  BDP'ye geçiyor. Hem de davullu zurnalı törenlerle.

 

İşin böyle olacağını da biliyor, bekliyorduk. BDP çok önceden hazırlanmıştı.

 

Peki, o zaman DTP'yi neden  kapattıık?

 

Neyi ispat ettik?

 

Hiiiç. Aynı tas aynı hamam. Ülkeyi boş yere gerilim içine soktuk. Bu  sonuca varılacak idiyse neden yasayı değiştirmiyoruz?

 

İşe yaramadığını biliyorsak, o zaman neden parti kapatmalardan vazgeçip, suç işleyenleri cezalandırmakla yetinmiyoruz?

 

Türk siyaseti kendini aldatmaktan hoşlanıyor da ondan...

DEVLET GİZLİLİK SUÇU İŞLİYOR...

 

Bir türlü alışamıyorlar.

 

Ülkenin güvenliğini tehlikeye düşürecek “sır” niteliğindeki bilgiler dışında herşeyin yazılabildiği bir çağda yaşıyoruz. Oysa yüce yargımız ve bürokrasimiz hala soğuk savaş döneminde kalmış durumda. Devlet ideolojisi, hala dokunulmaz statüde.

 

Star'ın  Şamil Tayyar'ı ve Taraf gazetesinin Mehmet Baransu'su yargı tarafından cezalandırıldılar. Suçları, sır olmayan bilgileri toplayıp  haber yazmak, kitap yazmak...

 

Bırakın cezayı, tebrik edilmesi gereken iki çalışma.

TBMM İNSAN HAKLARINDA MEDYA'YI UYARIYOR

 

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu çok güzel bir çalışma başlatmış. Bir alt komisyon kurmuş ve özellikle medya'nın İnsan Haklarına nasıl saygı gösterebileceğini, bu konuda neler yapılabileceğini inceliyor.

 

AKP Kırklareli milletvekili Gökhan Sarıcan başkanlığında, AKP'den Edibe Sözen, CHP'den Malik Ecder Özdemir, MHP'den Şenol Bal, DSP'den Ayşe Jale Ağırbaş ile birlikte,  adalet bakanlığından da bir savcı ve bir yargıç toplantılara  katılıyor.

 

Son derece doğru bir iş yapıyorlar.

 

Genel Yayın Yönetmenleriyle görüşüyorlar. Bana da içime dökme imkanı verdiler. Bende, açtım ağzımı yumdum gözümü.

 

Medya'nın genel, İnsan Haklarına önem vermediğini, verse dahi sadece kendinden yana olanların İnsan Haklarına duyarlık gösterdiğini, örnekleriyle anlattım.

 

Kavgadan keyif alan bir toplumun medyası çok farklı olabilir mi? Yine de alt komisyon üyelerini dinledikçe ümidim biraz daha arttı.

KÜÇÜK SİNAN BÜYÜK ÖDÜLÜ ALDI...

 

Sinan Can 2002 yılında CNN TÜRK'te yaptığımız MANŞET programında gencecik bir stajyerdi. İlgili, meraklı ve çalışkan bu gencin birşeyler olacağı belliydi. Stajı bitince yine Hollanda'ya döndü. Bu hafta gelen haber çok heyecanlandırdı. Sinan Can, çok önemli ve prestijli bir ödül almış. Hollanda ve Belçika Haber Araştırma Gazeteciler Cemiyeti (VVOJ)  “Mercek (De Loep) Ödülü”nü bu yıl, Sinan Can'a vermiş. Sinan Can Hollanda devlet televizyonu VARA'da yayınlanan, Zembla programı için araştırıp incelediği “Almelo'da rehin alma “ adlı programla radyo ve televizyon dalındaki ödüle layık görülmüş...Kendisini kutluyorum. Eminim başarılarının devamı da gelecek ve bu gencin adını daha çok duyacağız.

THY, YOLCU İLE DİYALOĞU NE ZAMAN ÖĞRENECEK?

 

Bilirsiniz, THY'ı yere göğe koymam. Özgü dolu yazımı hatırlayanlar bilir. Ancak bu kurumun bir alışkanlığı  var ki, bir türlü önlenemiyor.

 

Rötarlarda, yolcuyu adam yerine koyup diyalog kuramıyor.

 

Uçak içindeki bekleme veya gecikmelerde, eğer pilot alşıkınsa sorun çıkmıyor. Sık sık anons yapıp, durumu yolcuya anlatıyor. Genelde ise, yolcu adam yerine  konmuyor. Sanki sır saklarmış gibi veya “canım size ne, zamanı gelince kalkarız"  yaklaşımıyla tepeden bakan  bürokrat gibi, oralı bile olmazlar.

 

Hele, havaalanında rötara yakalandınızsa, daha da beter. Sadece “5 saat rötar” anonsundan başka şey duymazsınız.

 

Örneğin, Pazartesi günkü New York uçuşunda 6 saat rötar açıklandı.

 

Peki neden?

 

Ses yok.

 

Neden sonra, birçok bağırış çağırışın ardından, New York'taki kar yağışından dolayı gecikeceği söylendi.

 

Kardeşim, daha başından söylesene şunu. Bilmiyor musun ki, yolcu pırpırlıdır.

 

Ne olacağını bilmek ister. Kar devam mı edecek, yoksa bitecek mi, sen bilmeyebilirsin., zarar yok, elinde ne kadar eski veya yeni bilgi varsa, o kadarını paylaş. Amma paylaşmasını bil. İnsanları karanlıkta bırakma...

ÜMİT BOYNER'DE TAC'A ÇIKTIM...

 

Geçen haftaki Cumartesi köşemde, gazetecilik deyimiyle, tam anlamıyla tac'a çıktım.

 

Gazetelerde Muharrem Kayhan'ın TÜSİAD Başkanlığına adaylığından söz edildiğine dikkat çekip, çok iyi bir seçim olacağını yazmıştım. Bu yönden hiçbir sorunum yok. Sorun, yazıyı yazdığım Cuma günü akşamı, Ümit Boyner'in Başkan adaylığına seçilmesiydi. Gazete ise baskıya girmiş ve ben de değişiklik için müdahele edememiştim. Cumartesi günkü gazetelerin ilk sayfasında  Boyner'in seçildiği yazıyor, benim köşemde ise, hala Muharrem Kayhan'dan söz ediliyordu. İşte biz buna “tac'a çıkmak” deriz.

 

Ümit Boyner'i tebrik ederim. Bu işi  çok iyi yapacağından da eminim...

 

                                                                                              26.12.2009 POSTA
 



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- Yiyin efendiler...
- BUGÜN HEM POLİS, HEM PKK SINAVDAN GEÇECEK
- MHP'nin Türkiye'ye verdiği büyük zarar
- Artık, birbirimize yalan söylemeyelim...
- Türkiye yıllardır AB’nin vize uygulamasına itiraz edip durur. 1974’te Almanya’nın başlattığı ve 36 yıldır sürdürülen vize anlayışı çoktan değişti.
- Cemaat, efsaneleşen gücü’nün esiri oluyor…
- MİLLİ GÖRÜŞ, GÜLEN’İ GÖLGELEDİ…
- 12 EYLÜL BELGESELİ BAŞLIYOR…
- 32.Gün ile birlikte büyüdük... Göz açıp kapayana kadar geçmiş. Daha dün Ali Kırca...
- KAVGA BEKLENİYORDU, TAM AKSİ ÇIKTI...
- BİZ NEDEN KIZIYORUZ, ASIL SARKOZY UTANSIN...
- ERDOĞAN’IN AMACI BATI’YA SIRT DÖNMEK DEĞİL...
- CNN TÜRK’ÜN GİZLİ KAHRAMANLARINI TANIYIN…
- Yahudi aleyhtarlığını kışkırtıyoruz…
- Emekli Albay Arif Doğan öyle sözler söylüyor...
- Avrupa, Anayasa değişikliğini yetersiz ancak olumlu görüyor
- 1'inci köprüye karşıydım, bugün ise destekliyorum...
- Ermeniler, bize muhtaç olacak kadar fakir değil…(3)
- ERDOĞAN VE İHH KAZANDI, KAYBEDENLER İSE...
- Yine Ermeni çalışıyor, yine Türk seyrediyor...
- Ermeniler Türkiye'yi, alkışçılara şikayet edecek (2)
- ERDOĞAN, DOĞRUSUNU YAPIYOR...
- Genelkurmay sivile açılıyor
- Sevgili Dostlar,
- Artık PKK’dan çok, genç Kürtler korkutuyor…