KÜRT SORUNU, SADECE
PKK İLE MÜCADELE DEĞİL
Dünkü yazımı okuyamamış olanlar için, kısa bir özet yapayım. Aksi halde bugünkü yazımın hiçbir anlamı kalmaz.
Türkiye’nin Kürt sorunu hızlı bir şekilde nitelik değiştiriyor.
Eskiden, Kürt sorunu açıldığında sadece PKK teröründen söz edilirdi. Bütün önlemler, PKK’nın etkinliğini yok etmek ve cinayetlerin önünü kesmeye yönelikti. Kimse sorunun temeline inmezdi. Askeri veya polisiye önlemler yeterli sayılırdı. Oysa şimdi durum değişti.
Bugün PKK’nın artık kolu kanadı kırıldı. Hala terör yapabiliyor, ancak geçmiş yıllarla karşılaştırıldığında çok etkisiz kalıyor. Hala bölgede egemen, hala etkin ve sözü dinleniyor, ancak terör yerine siyasallaşma, taleplerini siyasi alanda seslendirmeyi tercih ediyor. DTP ve bölgedeki 56 Belediye başkanının oluşturduğu siyasi kanadın etkinliği hızla artıyor.
Siyasi kanadın arkasında güçlü bir halk desteği var.Bu da onları cesaretlendiriyor. Artık eskisi gibi laflarını kıvırtmıyorlar. Türk kamuoyunda tepki yaratacağını , mahkemelere düşeceklerini bilseler dahi, sözlerini esirgemiyorlar. Verip veriştiriyorlar.
Merkezi otoriteye açıkça meydan okuyabiliyorlar.
Güçleri giderek pekişiyor.
Bu durum, özellikle Kuzey Irak’ta Kürt oluşumunun perçinlenmesinden sonra, daha da yaygınlaşmaktadır.
Peki biz ne yapıyoruz ?
Sadece dava açmak ve vatan millet edebiyatı ile yetiniyoruz.
Yarın, yüzbinlerce insan sokağa dökülüp, Öcalan veya başka bir konuda gösteri yaptığında ne tepki göstereceğiz ? Ateş mi açacağız ? Yüzbinleri hapse mi atacağız.
Özetle, hemen harekete geçmezsek, ilerde başımıza çok daha büyük işler açılacak ve işin içinden çıkamayacak noktaya varacağız.
Aralarında, Genelkurmay 2 inci Başkanı Org. Işık Koşanel‘in de dikkat çektiği bir önlemler dizisine değinmek istiyorum. Benden farklı düşünüyor olabilir, hatta haklı da olabilirsiniz. Zarar yok. Benim istediğim, tartışmaya başlanması...
ROJ TV İLE
UĞRAŞMAK YERİNE
Türkiye’nin bugün gelinilen noktada, Roj TV’yi kapatması imkansızdır.
Zor olsa dahi, bugün Roj kapatılabilse dahi, yarın başka bir isimle karşımıza çıkacaktır. Zira yıllardır hiçbir Kürtçe yerel TV ve radyoya izin vermedik. Hala da vermiyoruz. O zaman da, bölge halkı Med TV’den başlayıp bugüne kadar farklı isimlerle ortaya çıkan ve PKK propagandası yapan kanalları sevdi, benimsedi. PKK propagandası yapılmasından da şikayetçi değil. Zira bölge halkı için, PKK bir terör örgütü değil. Haklarını arayan, silahlı muhalefet yapan bir örgüt. Durum böyle olunca da, hiç rahatsız olmuyorlar. Rahatsız olanlar da, Roj TV’nin Kürtçe şarkı ve programlarına bayılıyorlar.
Türkiye şimdiye kadar , ayrılıkçılığı yasaklayıp yerel TV’lere izin vermiş olsaydı, Roj TV’nin önemi azalırdı. Geç oldu , ancak hala güç değil. Hala yapılabilir.
Bugünkü uygulama hiçbir şeye benzemiyor.
Bırakın yerel Kürtçe kanalları, o zaman Roj TV’nin önemi azalacaktır.
DOĞRU DÜRÜST BİR
AF ÇIKARTMALIYIZ
Bugüne kadar defalarca af çıkarttık.
Hiçbiri işe yaramadı.
Nedeni de, gerçeklere ve ihtiyaca uymamıştı.
Son affı bir düşünün. MİT ve Askerin son derece liberal yaklaşımlarına rağmen, Meclis komisyonlarından geçip makaslanan taslak çöpe gitti.
Siyasilerimiz artık doğru dürüst bir siyasi af düşünmek zorundadırlar. Oy kaybından korkarak, ortaya atılan her taslağı kırpmaktan ve gerçekçi davranmaktan başka çıkışları yoktur. “ Katillere af olmaz” diyerek işin kolayına kaçmak, ülkenin geleceğini tehlikeye düşürür.
Diğer bir konu da, Türk siyasi partilerinin bölgeye sahip çıkmaları, herşeyi PKK ve DTP’ ye bırakmama gerekliğidir. Adeta, “buralardan bize oy çıkmaz” diyorlar ve ellerini kollarını çekiyorlar.O kadar ki, bölgenin bazı bölümlerinde Barzani’ nin etkinliği, Türk siyasetçilerinden çok daha fazla.
Bu gerçeklerden kaçamayız.
Ayrımcılığı önlemenin tek yolu budur...
EKONOMİK PASTAYI
PAYLAŞMALIYIZ
Defalarca açıklandı, ancak hiçbirinin içinden birşey çıkmadı.
Bölge fakirlik içinde. İşsizlik kol geziyor. Gençler ya kahvelerde veya PKK kamplarında zaman harcıyorlar. Ne yatırım var, ne bakım. Sefalet diz boyu.
Şimdiye kadar bu konu çok tartışıldı, birçok öneriler yapıldı. Özellikle Askerler durmadan tekrarladılar: Ne yapın edin ve bölgenin kalkınmasını sağlayın, dediler.
Kıpırdayan olmadı.
Sadece laf...
Sadece vaat.
Bu kafada devam edilir ve gerçekçi bir kalkınma planlaması yapılmazsa, dertten kurtulunamaz.
Bütün yatırımlara rağmen, ayrılıkçı güçler hiçbir zaman yok olmayacak, PKK hiçbir zaman silinmeyecektir. Ancak, halkın kalbini kazanmış olan Türkiye ülkesinin bütünlüğünü çok daha etkin şekilde koruyabilir. Yoksa, yasa çıkarıp, zırhlılarla halkın üstüne yürüyerek bir yere varamaz.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|