KAMU OYUNUN KAFASI
DAHA DA KARIŞTI…
Bundan önceki olaylarda, Adalet Bakanımız çıkar ve yargının bağımsızlığına dikkat çekerdi. Bakanlığın müdahele edemeyeceğini söylerdi.
En son örneklerden birini hatırlatayım.
Orhan Pamuk hakkında dava açıldığında aynı yaklaşımı görmedik mi ?
Hırant Dink yerden yere vurulurken, Çiçek hep sabırlı olmamızı söyledi.
İsmet Berkan ve Hasan Cemal’in de aralarında bulunduğu gazeteciler grubu aleyhine açılan davada da Bakan müdaheleden kaçındı.
Hep “Bırakın, yargı kendi içinde ince ayar yapsın. Müdahelelerin sonu gelmez. Hata varsa, reformların uygulanması açısından eksikler bulunursa, ya yargı sırasında veya yargıtay aşamasında kendi içinde düzelir” dedi.
Gerçekten de yargı kendi içindeki ince ayarı yavaş yavaş yaptığının örneklerini vermeye başlamıştı.
İşte tam bu aşamada, Van savcısının son iddianamesi ortaya çıktı.
Bir baktık, aynı Adalet Bakanı bu defa müdahele ediyor. Savcı hakkında inceleme başlatıyor.
Sokaktaki adam işte bunu anlamakta zorlanıyor.
Demek ki olabiliyormuş.
Demek ki, bazıları diğerlerinden daha farklı muamele görüyormuş.
Van rektörü Prof. Aşkın, göz göre gore perişan edilirken, Adalet Bakanlığının herhalde hoşuna gittiğinden dolayı kimse müdahele etmemiş, inceleme açılmamıştı.
Van savcısının hazırladığı son iddianamesindeki boşlukları hepimiz biliyoruz. Bunun üzerinde bir tartışma yok. Ancak Adalet Bakanı’nın son müdahelesi kamuoyunda çok farklı yorumlandı. Demek ki, Türkiye’de çifte standart diz boyu uygulanırmış. Yargının bağımsızlığı arkası olmayanların davalarında uygulanırmış. Ensesi kalın olanlara farklı muamele yapılırmış.
Türk vatandaşı bu gerçekleri uzun yıllardır biliyordu da, son dönemlerde “acaba değişiyor mu?”diye kendi kendine sorar olmuştu.
Meğer hiçbir şey değişmemiş.
Belki böylesi daha iyi.
Alışkanlıkları değiştirip, yeni kurallar yaratmaya ne gerek var ki !
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|