Mehmet Ali Birand
 
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE İNCE AYAR YAPILIYOR
 
 

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE

İNCE AYAR YAPILIYOR

           

Bir ara ümitsizliğe düşmüştüm.

           

Bu ülkede tam bir fikir özgürlüğünün yerleşemeyeceği, insanların farklı görüşlerini açıkladıkları her fırsatta, başka gerekçelerle cezalandırılacağı hissine kapılmıştım.

           

Özellikle, Türk Ceza Kanunu’nun 301’inci maddesi adeta bir kalkan gibi kullanılıyordu. Eleştiri ile hakaret arasındaki ince çizgi bir türlü doğru dürüst tutturulamıyordu.

           

Yargı (savcı ve yargıçlar), Avrupa Birliği uyum yasalarının ne anlama geldiğini bir türlü hazmedememiş ve hala eski yorumlarını sürdürüyorlardı. Her aldıkları kararda, AB uyum yasalarının Türkiye’ye bol geldiğini düşündükleri ve “vatanı koruma” adına, ellerindeki yasaları en katı şekilde yorumladıkları belli oluyordu.

           

Bu boşluktan yararlananlar da, Milliyetçilik bayrağı altında toplanmış AB karşıtı gruplardı. Bu mücadeleyi de hala sürdürüyorlar. Türkiye’deki AB reformlarına karşı direnişlerini, eskiden nefret ettikleri komünist- sol kesimlerle ittifak yapma pahasına yaygınlaştırıyorlar. Ulusalcılık adı altında, solcusu-sağcısı- komünisti ve dincisi bir cephe kurdular ve dişe diş bir kavga veriyorlar.

           

Bu büyük savaş, özellikle yargının üzerinden yapılıyor.

           

Ulusalcılar, yargıdaki belirsizlikten yararlanmak için bastırıyorlar.

           

İşte bu şekilde, yaklaşık 23 dava açıldı.

           

Orhan Pamuk’un büyük gürültü toplayan davasından tutun da, Ermeni kökenli Genel Yayın Yönetmeni Hırant Dink ve son olarak 5 gazeteci (Hasan Cemal, İsmet Berkan, Haluk Şahin, Murat Belge ve Erol Katırcıoğlu) hakkındaki suç duyuruları hep bu çerçevede yapıldı.

           

Benim gibi düşünenleri korkutan, savcıların başvuruları, AB uyum yasalarına göre değerlendirmeden, hemen mahkemeye havale etmeleri, yargıçların da aynı hataya düşmeleri ve ( veya bilinçli bir tutumla) davayı kabul etmeleriydi.

           

Bu, tam bir hesaplaşma...Türkiyenin Avrupaya gidişini engellemenin hesaplaşması.

           

Bu hesaplaşma hala sürüyor.

           

Ancak bir farkla.

           

Yargı, ilk defa kendi içinde bir ince ayara başladı.

 

En önemli gelişme, bir kaç hafta önce, Adalet Bakanlığının tüm eski genelgelerini iptal etmesi ve 90 adet yeni genelge yayınlayıp, tüm savcı ve yargıçların dikkatini çekmesiydi. Verilen mesaj net: Eski uygulamalar bitmiştir... AB uyum yasalarının ruhuna dikkat etmek şarttır... Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarının önceliği vardır.

           

Ardından, yargının kendi içindeki ince ayar başladı.

           

Yargıtay , daha önceki muhafazakar ve belirsiz yaklaşımları değiştirecek kararlar verdi.

           

Baktık ki, Ulusalcıların başvuruları birer birer reddedilir oldu.AB karşıtları elle tutulur başarı gösteremediler. Bundan da şikayetçiler. Dava açmada liderliği elinden bırakmayan 50 kişilik avukatlar grubu lideri Ekrem Kerinçsiz, 32.Gün programında, başarısızlıklarını savcıların yeterince Milliyetçi olmamalarına, Devletin baskısına boyun eğmelerine bağlaması ilginçti.

           

Kesin rakkamlar henüz bilinmiyor, ancak Ulusalcıların suç duyurularından yarısı reddedildi, açılan 23 davanın 5’i beraat ile sonuçlandı. 8‘i mahkumiyetle yargıtaya gitti, ancak bunların da beraat ile biteceğine kesin gözle bakılıyor. Şu ana kadar bir hapse girmiş bir tek kişi yok.Dava başvurularına savcıların verdikleri red yanıtları yüzde 75 oranında arttı.

           

AB ve Demokrasi mücadelesi, başka ülkelerde olduğu gibi, Türkiye’de de yaşanıyor. Uzun bir hesaplaşma yaşanacak ve sonunda- eminim- demokrasi kazanacak. Avrupa Birliğinden beklentimiz de, bu süreç içinde bizlere köstek değil, destek olmasıdır. Özellikle, Avrupa Parlamentosundaki demokrasi yanlılarının, Türkiye üzerinden siyaset yapmak yerine, Demokrasiden yana olan güçlere el uzatmasıdır.

           

Tabii bizlerinde yapmamız gerekenler vardır:

 

-          Devlet, yargı ne kadar ince ayar yaparsa yapsın, başta 301 olmak üzere, ifade özgürlüğünü kapsayan yasalardaki belirsizlikleri mutlaka yok etmelidir.

-          Yargı, artık Sevr kompleksinden kurtulmalı, vatanı koruma görevini değil, yasaları doğru uygulama işlemini benimsemelidir.

-          Medya ve kamuoyu fikir özgürlüğüne daha fazla sahip çıkmalıdır.



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- Yiyin efendiler...
- BUGÜN HEM POLİS, HEM PKK SINAVDAN GEÇECEK
- MHP'nin Türkiye'ye verdiği büyük zarar
- Artık, birbirimize yalan söylemeyelim...
- Türkiye yıllardır AB’nin vize uygulamasına itiraz edip durur. 1974’te Almanya’nın başlattığı ve 36 yıldır sürdürülen vize anlayışı çoktan değişti.
- Cemaat, efsaneleşen gücü’nün esiri oluyor…
- MİLLİ GÖRÜŞ, GÜLEN’İ GÖLGELEDİ…
- 12 EYLÜL BELGESELİ BAŞLIYOR…
- 32.Gün ile birlikte büyüdük... Göz açıp kapayana kadar geçmiş. Daha dün Ali Kırca...
- KAVGA BEKLENİYORDU, TAM AKSİ ÇIKTI...
- BİZ NEDEN KIZIYORUZ, ASIL SARKOZY UTANSIN...
- ERDOĞAN’IN AMACI BATI’YA SIRT DÖNMEK DEĞİL...
- CNN TÜRK’ÜN GİZLİ KAHRAMANLARINI TANIYIN…
- Yahudi aleyhtarlığını kışkırtıyoruz…
- Emekli Albay Arif Doğan öyle sözler söylüyor...
- Avrupa, Anayasa değişikliğini yetersiz ancak olumlu görüyor
- 1'inci köprüye karşıydım, bugün ise destekliyorum...
- Ermeniler, bize muhtaç olacak kadar fakir değil…(3)
- ERDOĞAN VE İHH KAZANDI, KAYBEDENLER İSE...
- Yine Ermeni çalışıyor, yine Türk seyrediyor...
- Ermeniler Türkiye'yi, alkışçılara şikayet edecek (2)
- ERDOĞAN, DOĞRUSUNU YAPIYOR...
- Genelkurmay sivile açılıyor
- Sevgili Dostlar,
- Artık PKK’dan çok, genç Kürtler korkutuyor…