AĞCA PARA
İSTEMEDİ Kİ, VEREYİM
Kamuoyunda garip bir tartışma başlatıldı.
Ağca ile söyleşi yapmak için para veren gazeteciler kimler?
Bu tartışma, M.Ali’nin kardeşi Adnan Ağca’nın bir açıklaması üzerine başladı. Gazetecilere, benim de adımı vererek röportaj için bazılarının para ödediklerini söyledi.
Bunun üzerine de, bir şeytan avı başlatıldı.
İşin içine adım karıştırıldığı için, ben kendi durumumu anlatmak isterim.
Ağca ile 3 defa söyleşi yaptım. Hepsi de İtalya’daki cezaevinde gerçekleşti. Bu söyleşilerin gerçekleşmesinde, Ağca’nın rolü üçte bir oranındaydı. Önce İtalyan adalet bakanlığının izni, ardından Ancona hapisane komutanlığının onayı ve sonunda da Ağca’nın kabul etmesi gerekiyordu.
Tüm söyleşilerde direkt olarak İtalyan makamları ile temas ettik. Ağca’dan onayı da, yine onlar aldılar. Hapisane komutanlığı, bizzat Ağca’ya sorup söyleşinin yapılmasına izin verdi.
Sadece, 1996 söyleşisinde Adnan Ağca bizim ekiple temas etti. Medya piyasasında, Adnan Ağca’nın para karşılığı abisi ile söyleşi ayarlayabileceğini söylediği hep konuşulurdu. Bizde para isteyeceğini sandık. Oysa, bizden sadece iki uçak bileti istedi. Annesiyle birlikte Roma’ya gidecek ve Ağca’yı ziyaret edeceklerdi. Aynı zamanda Papa’dan da randevu talebinde bulunmuşlardı. Ancak “fakiriz, paramız yok bize iki uçak bileti ve cep harçlığı (750 dolar civarında)” sağlayıp sağlayamayacağımızı sormuş. O kadar; yoksa söyleşi parası istememiş.
Bizde kabul ettik. Zira, Ağca ailesinin hem Papa, hem de hapisane ziyaretlerini çekebilirdik. Ancak bu projelerin hiçbiri gerçekleşmedi. Papa randevu vermedi, hapisane içerdeki çekimleri yasakladı.
İşin ilginç yanı, M.Ali Ağca kardeşi Adnan’ın etraftan para istediği yolundaki söylentileri duymuş olmalı ki, 96 söyleşisinden sonra bana “Şunu çok iyi bilin M.Ali bey, ben sizden para istemedim ve almadım. Kardeşim ile ilişkin çıkan sözlerin benimle ilgisi yok” dedi.
Ben de “Hayır, para istemedi. Sadece annen ve kendi için uçak bileti talep etmiş, bizde bunu karşıladık” diye yanıtladım.
(Söyleşi sırasında, ayakta yapılan bu sohbet banda kaydedildi. Perşembe akşamki 32.GÜN’de de yayınlayacağız.)
Adnan Ağca neden böyle bir yalan söyledi ve adımı da işin içine soktu, anlayamadım. Herhalde kızgınlığını, Ağca’nın tekrar hapse girmesinin tepkisini medya’dan çıkartmak istemiş olabilir. Anlaşılan abisi M.Ali’nin kendi sesinden bir yalanlama bandının bulunduğundan haberdar değilmiş.(!)
AĞCA’YI MEDYA
HAPSETTTİRDİ...
M. Ali Ağca’nın hesaplarındaki yanlış sonunda düzeltildi, ancak kafalarımızda bir çok soruların sorulmasına da yol açtı.
Akla gelen ilk soru: Kamuoyu tepkisi olmasa, yapılan hatadan, yine de geri dönülebilir miydi?
Belki olabilirdi, ancak bu kadar hızlı hareket edilemeyebilirdi.
Ağca’nın avukatı Mustafa Demirbağ’ın bir açıklaması var ki, bence en doğru değerlendirmedir. Demirbağ “Medya kazandı” dedi ve Ağca’nın yeniden hapisaneye girmesini medya’nın ısrarına bağladı.
Gerçekten de, eğer medya bu kadar büyük gürültü çıkartmasa, sürekli yayın yapmasaydı Ağca hala dışarda dolaşıyor olurdu. Adalet Bakanlığı bu kadar hızlı davranmaz, Yargıtay bu kadar çabuk karar vermezdi. Medya, kamuoyu vicdanı dediğimiz olguyu hem şekillendirdi, oluşturdu ve sonuç alınması izin de baskı yaptı.
Özetlemek gerekirse, medya görevini yerine getirdi.
Hemen her konuda suçlanan medya’ya bu defa söylenecek bir şey bulunmaması gerekir. Oyunları bozulanlar mutlaka kızacak ve rahatsız olacaklardır tabii. Ancak kamu vicdanı, medya sayesinde rahatlamıştır.
1.5 SAATTE
ÇÜRÜK RAPORU(!)
Bütün bu karmaşa içinde, kamuoyundan gelen mail’ler ve şikayetler arasında biri var ki, çok soruluyor, yanıt bulamıyor.
Ağca’ya, nasıl oluyor da, 1,5 saat içinde çürük raporu veriliyor ve askerlik yapmaması bir ceza unsuru sayılmıyor?
Doğrusunu söylemek gerekirse, çürüğe çekme işlemi kolay değildir. Başına gelenler bunu çok iyi bilirler. Heyetlerden geçilir, doktorlardan raporlar alınır ve uzun bir süreç sonunda karar verilir.
Ağca’ya iltimas yapılmadığını biliyoruz. Böyle birşey kimsenin aklına gelmez. Ancak, işin bu kadar kolaylaştırılmasını da anlayamadık. Eğer olabiliyorsa çürük kuyruğunda bekleyenlere de aynı kolaylık gösterilmeli.
Okurlardan gelen şikayetler de bu noktada buluşuyor. Yurt içinde ve dışında karar beklediğini söyleyenler hep ayı soruyu soruyorlar: Neden bizlere de kolaylık sağlanmıyor?
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|