?25 MADDEYİ
DE?İ?TİRİN YETER?
Belçika Ba?bakanı MAN?ET programında öyle bir noktaya dikkat çekti ki, son derece pratik bir çözümü de beraberinde getirdi.
?AB Komisyonu raporunda yakla?ık 25-30 maddelik bir liste var. Komisyon, Türkiye?nin henüz tamamlayamadı?ı noktaları, somut örneklerle sıralamı?. Bu listeyi teker teker ele alıp aksamaları düzeltin. 2004 Kasım raporuna bir?ey bırakmamı? olursunuz. Komisyon da zorunlu olarak, Türkiye?nin Kopenhag? kriterlerine uyum sa?ladı?ı sonucuna varacak. Komisyon raporu böyle çıkarsa, biz üye ülkeler de yine zorunlu olarak Ankara?ya müzakere tarihi verece?iz...?
İ?te açık reçete, hem de çözüm formülü.
Bu alanda ilerleme sa?layacak bir Türkiye?nin Kıbrıs konusunda da eli güçlenecektir.
?stelik bu saatten sonra ba?kaca çıkı? yolumuzda yoktur...
YAKI? ?İSTİLACI
OLURUZ? DEMİ?Tİ...
Eski Dı?i?leri Bakanı Ya?ar Yakı??ın kulakları çınlasın. Bakanlı?ı sırasında, Kıbrıs?ta 1 Mayıs 2004?e kadar bir çözüm bulunamadı?ı taktirde, Türkiye?nin güç duruma dü?ece?ini, Uluslararası alanda istilacı konumuna girece?ini söylemi?ti de, kıyametler kopmu?tu.
Adamı yerden yere vurduk.
Oysa bugün bakıyoruz, Yakı??ın söylediklerini Verheugen tekrarlıyor. Hem de ?bu özel bir uyarıdır? diyerek.
AB Komisyonu?nun bu uyarıyı yapmasının bir nedeni de Ba?bakan Erdo?an?ın sık sık ?Kıbrıs ile AB arasında bir ba? yoktur. İkisi ayrı konulardır? demesi ve Kıbrıs?ta çözüm olmasa da, Türkiye?nin AB?den müzakere tarihi alabilece?i izlenimini vermesidir.
Bu uyarıdan sonra, sanırım Erdo?an Kıbrıs i?ini daha da ciddiye alır. Kendi kendimizi soktu?umuz bu tuzaktan çıkmanın da tek yolu vardır. O da, Annan planında kozmetik 1-2 de?i?iklik elde edip, imzayı basmaktır.
Bo? yere ne vakit harcayalım, ne de AB sürecini tehlikeye atalım. İ?in olaca?ı budur...
BEL?İKA BA?BAKANININ
U?A?INA DAVETLİ OLDUM, ANCAK (!)
Geçen Salı günü? ba?ımdan çok ho? bir olay geçti. Sizlerle payla?mak isterim. ?stelik bizim Ba?bakanlarımızla, Belçika Ba?bakanları arasındaki? ?harcama? farkını göstermesi açısından da, son derece anlamlı.
Salı günü ak?amüstü Brüksel?e hareket etmem gerekiyordu. Saat 14:30?da Belçika Ba?bakanı Guy Verhofstadt ile MAN?ET programı için söyle?i yapacak ve hemen ardından da 18:15?te kalkan Lufthansa?nın Frankfurt uça?ına gidecektim. Frankfurt?ta uzun süre bekleyecek, ardından da ba?ka bir uçakla Brüksel?e geçecektim. Hesap ettim, direkt 3 saatlik yolu neredeyse 6 saatte alabilecektim. Pasaportum, biletim, valizim arabada hazırdı ancak yol gözümde büyüyordu.
İçime sıkıntı basmı?tı.
14:30?da Ba?bakan ile bulu?tuk.
Kameralar hazırlanırken, oradan? buradan konu?tuk ve sıkıntı içinde ?bende bu ak?am gidiyorum, ancak 6 saat sürecek ? dedim. ?Vah, vah üzüldüm? demekle yetindi.
Söyle?inin kapanı? bölümünde, veda edip ho?luk olsun diye ?Kaçta hareket ediyorsunuz??diye sorunca, bu defa Ba?bakan ?Hadi gelin sizi de götüreyim. Uça?ımda zaten bo? yer var? demez mi?
Bundan daha güzel bir hediye verilemezdi.
Me?er Ba?bakan ile birlikte gelen, Belçika?daki Türk Büyükelçisi Erkan Yürür İstanbul?da kalınca? yer açılmı?.
Söyle?inin bitmesiyle birlikte, özel kalemini ça?ırdı ve bende kendimi Belçika Ba?bakanını ta?ıyan konvoyun içinde buluverdim.
?nümüz arkamız eskortlarla çevrildi. Trafik durduruldu, İstanbul birbirine katıldı ve 15 dakikada havaalanına ula?tık.
Neden bu kadar aceleye gerek vardı?
Neden bütün trafi?in canına okunup, yangından mal kaçırır gibi Belçikalıları havaalanına? ula?tırdık, anlayamadım. Güvenlik deseniz, öyle bir tehlike yok. Belçikalıları vurmaya çalı?an kim olabilir ki? Olsa olsa gösteri? olabilir.
?zetle 25 inci dakikada Belçika Ba?bakanının uça?ının içindeydim.
BİR DE BİZİM
BA?BAKANLARIN U?A?INI G?R?N
Belçika Hava Kuvvetlerine ait 145 ERJ tipi, 37 ki?ilik bir uçak. Ba?bakan?ın heyeti, 10 kadar gazeteci ve televizyoncu ile birkaç i?adamı...
Daha önce Türk Ba?bakanlarının özel uçaklarıyla da çok uçmu?lu?um var. Pek lükstür, pek ikram meraklısıyızdır. ?nce aperatifler alınır, ardından yemekler yenir, içkiler içilir ve varaca?ınız yere yakla?ırken de kahveler gelir. Binbir gece masalları gibidir.
Eh, Belçika Ba?bakanının özel uça?ına da böyle beklentilerle binmekte hakkım yok mu?
?stelik, ö?lende yemek yiyemedi?imden dolayı karnım da fena halde açtı. Büyük ümitlerle beklerken, baktım içki servisi ba?ladı.
Aa birde? ne göreyim...
Koskoca serviste sadece portakal suyu, kola ve Ice tea(!)
Kendi kendime ?Adamlar alkol sevmiyorlarmı?? dedim ve beklemeye ba?ladım. Yemek gelsin de, karnımı doyurayım.
Neresinden bakarsanız bakın, yine de 3 saatlik bir uçu?...
İnanır mısınız, ne yemek geldi, ne sandviç... THY?da bile kuru bir sandviç verirler.
Hayır... Devlet uça?ında? masraf yapılmazmı?...
Belçika Türkiye?den defalarca zengin bir ülke. Ancak ikram, özellikle de devlet kesesinden yeme?e gelince i? de?i?iyor. Susayanlara su da?ıtılıyor, o kadar. İsteyen yeme?ini yiyip gelsin, deniyor.
Aklıma bizim, devlet kesesinden hacıa?alık eden devlet adamlarımız geldi... Hepsinin kulaklarını çınlattım...
BA?BAKAN BASININ
YANINA DAHİ U?RAMADI
Ba?bakanlık gezilerinin farkı bu kadarıyla da kalmıyor. Seyahatin sonuna kadar, Belçika? Ba?bakanını bekledim.
?yle olmaz mı?
?ndeki kabininden çıkıp arkaya gelinir. Hemen etrafını saran gazetecilerin arasına girilir. Burnuna dayanan teyplere ve TV kameralarına, gerçekle?tirilen gezi sırasındaki büyük kazanımlar anlatılır. Haklı davaların nasıl savunuldu?u, ev sahiplerinin? Ba?bakanın ki?ili?ine nasıl hayran kaldıkları, ballandıra ballandıra hikaye edilir. Zafer dolu bir seferin bilançosu yapılır.
Yoo, bu adam yerinden bile kıpırdamadı. Yol boyunca yanındakilerle çalı?tı.
?Neden?? diye sordum.
?Dönü?te kabine toplantısı var. Oraya gidecek. Zaman harcayacak vakti yok? yanıtını aldım.
?Ama burası gazeteci dolu. Onlarla konu?ması daha iyi de?il mi??
?Hayır, gazetecilere sözcüler yeterince bilgi verdiler. ?stelik, Ba?bakanlar ne kadar çok konu?urlarsa o kadar fazla hata yaparlar. Onun için fazla konu?turmayız...??
Belçika Ba?bakanına üzüldüm do?rusu.
Aç karnına çalı?tırıyorlar.
Neredeyse elinde sefertası ile resmi geziye çıkacak. Yardımcısı hiç oralı olmadı. ?Merak etmeyin, İstanbul?daki DEİK toplantısında yeterince yemek yemi?ti. Biz Ba?bakanımızı aç bırakmayız? demekle yetindi.
Aklıma yine, bizim bol kepçe konu?an, konu?maktan dü?ünmeye vakit bulamayan bazı siyasilerimiz geldi.
Yine kulaklarını çınlattım.
Beni Brüksel?e kısa yoldan getirdi?i için Ba?bakana çok te?ekkür ettim, ancak havaalanına inerken mi?dem gurulduyordu.(!)
ZAVALLIYI KİMSELER
KAR?ILAMADI
En son ?oku Brüksel havaalanında ya?adım.?
Ben alı?mı?ım, Ba?bakanlarla seyahatin en heyecanlı, aynı zamanda en maganda dönü?lerine. Ankara veya İstanbul olmu? hiç farketmez.
Alana inerken dahi (daha havaalanındayken) kimse? yerine oturmaz. Zaten herkesin a?zında birer sigara ile fosur fosur duman üretilir. Ba?bakanın uça?ındayız ya, hosteslere meydan okumak, disipline girmemek, ho?umuza gider. İni?te önce herkes birbiriyle öpü?ür. Tanıdık tanımadık, dost veya yabancı farketmez.
Ardından uçak durup kapılar açılınca bir kıyamettir kopar. Aman allah, aklı olan kaçsın.
Alanda toplanmı? yüzlerce el öpücü sıraya girmi?, yılı?ık gülcük, yalancı bir özlemle Ba?bakanı vıcık vıcık öperek, adeta bo?arlar. Zaten adam o kalabalı?ın içinde kaybolur gider.
Bunlara alı?mı? bir gazeteci olarak, Belçika Ba?bakanına çok acıdım.
Zavallıcık, Brüksel? askeri havaalanına indirildi. Hangarların önünde durduk. Uça?ın kapısına iki araba yana?tı. Ba?bakan bize dönüp el salladı, selam verdi ve binip gitti.
Ne eskort, ne koruma, ne alkı?, ne partili...
Ba?bakanın arabası İstanbul?daki eskortlu gidi?inin aksine Brüksel?in normal trafi?ine girdi. Kırmızı ı?ıkta durdu. Arkasından ba?lılı?ını göstermek için yeti?meye çalı?an partililer de yoktu.
Aklıma bu defa bizim maganda tayfası geldi... Bu defa onların kulaklarını çınlattım.
Gece Belçika Ba?bakanının bu garipli?ini dü?ünüp (!),? adama bir üzüldüm bir üzüldüm. Allah insanı Avrupalı Ba?bakan yapmasın... Yine ne varsa bizde var.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da eri?ebilirsiniz.
|