Mehmet Ali Birand
 
MEĞER, BÖYLE BİR GECEKONDU MESELESİ YOKMUŞ (!)
 
 

MEĞER, BÖYLE BİR

GECEKONDU MESELESİ YOKMUŞ (!)


İlk  defa okuduğumda müthiş heyecanladım. 


Maliye Bakanlığı, gecekondu kanserini yok edecek bir adım atmaya karar vermişti. Gazete ve televizyonlardaki  haber son derece ayrıntılı şekilde projeyi anlatıyordu. Size-bana ait arsaları işgal eden gecekonducular evlerinden kiraya çıkarılacak, kiraları devlet tarafından verilecek, yıkılan evlerin yerine temiz ve çok katlı binalar yapılacak, gecekondu sahiplerine de 1’er kat verilecekti.


Böylece bir taş ile birkaç kuş vurulmuş olunacaktı.


Pislik, yoksulluk, suçluluk yatağı gecekondularda sefalet  çeken halk kurtarılmış olunacak, son derece değerli devlet arsaları özel sektör veya Toplu Konutlar aracılığı ile satılıp belediyelere ve hazineye gelir getirecek; nihayet şehirlerimiz çirkin görüntü ve çöplük manzaralarını andıran yerleşim sahalarından kurtulacaklar.


Bundan daha güzel bir fikir olabilir miydi?


Hepimiz yüreklendik.


Haberler birkaç gün sürdü.


Ardından kesildi. Merak edip nedeninin aradım ve medya’nın ciddiyetsizliği ile karşılaşınca, hayretim kızgınlığa döndü.


MEDYA’NIN  GECEKONDU

HAFİFLİĞİ…


Maliye Bakanlığını aradım. Konuyu bilen en üst düzey yetkili ile konuştum. Ne derse beğenirsiniz?


“M.Ali Bey, böyle bir proje yok. Bir süre önce Anadolu Ajansına demeç vermiş ve Temmuz’da  yapılan değişiklikler sonunda, Belediyelerin yetkilerinin arttırıldığını anlatırken, gecekondular konusunda da böyle bir  yaklaşımın ilginç  olabileceğini söylemiştim. Anadolu Ajansı, aradan zaman  geçtikten sonra, söylediklerimi projeymiş gibi  yayınlayınca kıyametler koptu. Oysa, böyle bir somut proje yok. Sadece bir fikir egzersizi  idi”.


Duyduklarıma inanamadım.


Anadolu Ajansı gerçekten böyle bir ciddi hatayı nasıl yapar?


Hadi, AA sorumsuzca davrandı, peki koskoca gazeteler bir telefon edip Maliye Bakanlığından kontrol edemezler miydi?


GECEKONDUCULARIN

TEPKİSİ ÇOK FARKLIYDI


Sonuç ne oldu biliyor musunuz?


Belki de gerçekten gerçekleştirilebilecek bir proje yanlış iletişim nedeniyle daha şimdiden kuşkular yarattı.


Gecekonducu devlete inanmıyor. “Bunlar gelecek biz söz verecekler, elimizdeki evleri alacaklar, sonra kat filar değil selam bile vermeden yok olacaklar” diyorlar. Özellikle gecekondu mafyası ve gecekondu yapıp kiralayan veya satan takım bu havayı yayıyor. Masum vatandaşı zehirliyor. İnsanların bu tuzaktan kurtulmasını istemiyorlar.


Medya da, tüm cehaletiyle buna alet oluyor.

BİR ALO KURYE’NİN

İNSANLIĞI…


Onu tanıyanlar bilir. Hayat dolu, periler gibi güzel, cıvıl cıvıl bir insandır. Berna Birand geçen hafta Haliç köprüsü üstünde, akşam 21:00 sularında  aniden önüne çıkan bir kamyonun altına girdi. Allah onu sevdiklerine bağışladı. Florance Nihgthingale’de Dr. Cengiz Kutay’ın müdaheleleriyle kendine geliyor.


Burada, asıl sözünü etmek istediğim konu başka… Berna’nın  önünü kesip kazaya neden olan kamyon şöförünün , sanki hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam edip kaçması ve o sırada olayı gören, Alo Kurye şirketinde çalışan  Taner Bulut’un, kamyonu takip edip polise yakalatması…


“Canım bana ne, zaten işim var” diyenlerin giderek arttığı bir İstanbul’da Taner’in gösterdiği bu insanlık her türlü övgüye layıktır. Insanlarımızın bir bölümü Taner gibi sorumluluk taşısa, hayatımız düzene girer.


Aferin ve teşekkürler Taner…





ALTINŞEHİR, TAHTAKALE

MAHALLESİ UYANIN…

Ayşegül Yıldırm


Altınşehir’in  Tahtakale mahallesi kiraz sokağın önündeki boş arazideyiz. Kameralar kurulurken, etrafta gecekondu projesi'ni konuşmak için uygun kişileri arıyoruz. Amacımız Devletin projesini gecekondu da oturanlara sormak. Çekimi duyanlar heyecanlanıyor, küçük bir kız çocuğu “Hatice Abla'ya haber vereyim. o çok akıllıdır, o da konuşsun” diyor.... Biz etrafta gördüklerimize haber vermeyi sürdürüyoruz...  Halk sorsun, Belediye Başkanları cevar versin istiyoruz…


Herkes memnun, herkes konuşmaya hazır. En önde de Hatice Abla ... Soracak çok sorusu var. Belediye Başkanı ile tanışmak, O'na semtinin dertlerini anlatmak istiyor. 


GECEKONDUNUN KANINI

EMENLERİ DIŞLAYIN…


Kameralar son kontrollerini yapmaya hazırlanırken, 3 yeni kişi geliyor... İkisi yaşlıca, biri genç.... Sinirle soruyorlar, "ne yapıyorsunuz siz burada" diye... Cevabı dinlemeye niyetleri yok... "Gidin çabuk olun" diyorlar. Kabloları çıkarmaya çalışıyorlar. Ne desek boş... Sonunda neden sinirli oldukları anlaşılıyor. En çok konuşan yaşlıca adamın 15 gecekondusu  olduğunu öğreniyoruz... Yanıbaşında duran sert mizaçlı kişi de yeğeniymiş, ihtiyar konuşuyor yeğeni tehdit ediyor... "gidin, gitmezseniz kameralarınızı kırarız, sizi taş yağmuruna tutarız...


Gecekondu mafyası gibi… Korktuğu  için, asıl dertli olanları da susturuyorlar ve kaba güç karşısında kimse birşey yapamıyor.


Önce Gürbüz Çapan geliyor çekim mahalline... Halkı sakinleştirmek istiyor ama 3 kişi yine ön planda.. "İstemeyiz" diyorlar... Tehditler sürüyor, diğer başkanlar da geliyor “Biz yaptırmayız bu programı" diyorlar... Ne başkanlar ne biz laf anlatamıyoruz.... Sonunda hepimiz uzaklaşıyoruz. Gecekondu halkının kanını emenler zafer kazanıyor. Halk’ta  susuyor. Hakkını aramıyor veya arayamıyor. 


Biz gidiyoruz ama kavganın sonradan (iş işten geçtikten sonra)  büyüdüğünü öğreniyoruz Konuşmak, anlatmak isteyenlerin, onları susturanlara kafa tuttuklarını, yumruklaştıklarını öğreniyoruz, geride kalan canlı yayın ekibinden.... "Yazık" diyor başkanlar, "daha ne söyleyeceğimizi dinlemediler bile... "




GS TARAFTARINA

NE KASTINIZ VAR?


Ayıptır, günahtır ve düşmanlıktır.


Bu üç kelime, Büyükşehir Belediye’si ve konuyla ilgili tüm devlet kurumlarının Galatasaray taraftarına  layık gördüğü muameleyi niteliyor.


Salı akşamüstü yemin ettim. Aynı anda da tüm resmi yetkililere ve söz verih tutmayanlara beddua ettim. Çok kötü kelimelerle kulaklarını çınlattım.(!) Bilmem kulakları gerçekten çınladı mı? Ancak şu kadarını  bilsinler ki, Olimpiyat Stadını bu şekilde bıraktıkları sürece, kulakları sürekli çınlayacaktır.


Stada giren yolların tamamlanmaması giderek  taraftarları sinirlendiriyor. Doğrusunu söylemem gerekirse, durum değişmezse, hele havalar kötüleştikçe ben daha GS maçına gitmemeyi  düşünüyorum. 


Ayıptır…


Günahtır…


Düşmanlıktır…


Yapamayacaksınız söz vermeyin…


Söz veriyorsanız  yapın…








Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- Yiyin efendiler...
- BUGÜN HEM POLİS, HEM PKK SINAVDAN GEÇECEK
- MHP'nin Türkiye'ye verdiği büyük zarar
- Artık, birbirimize yalan söylemeyelim...
- Türkiye yıllardır AB’nin vize uygulamasına itiraz edip durur. 1974’te Almanya’nın başlattığı ve 36 yıldır sürdürülen vize anlayışı çoktan değişti.
- Cemaat, efsaneleşen gücü’nün esiri oluyor…
- MİLLİ GÖRÜŞ, GÜLEN’İ GÖLGELEDİ…
- 12 EYLÜL BELGESELİ BAŞLIYOR…
- 32.Gün ile birlikte büyüdük... Göz açıp kapayana kadar geçmiş. Daha dün Ali Kırca...
- KAVGA BEKLENİYORDU, TAM AKSİ ÇIKTI...
- BİZ NEDEN KIZIYORUZ, ASIL SARKOZY UTANSIN...
- ERDOĞAN’IN AMACI BATI’YA SIRT DÖNMEK DEĞİL...
- CNN TÜRK’ÜN GİZLİ KAHRAMANLARINI TANIYIN…
- Yahudi aleyhtarlığını kışkırtıyoruz…
- Emekli Albay Arif Doğan öyle sözler söylüyor...
- Avrupa, Anayasa değişikliğini yetersiz ancak olumlu görüyor
- 1'inci köprüye karşıydım, bugün ise destekliyorum...
- Ermeniler, bize muhtaç olacak kadar fakir değil…(3)
- ERDOĞAN VE İHH KAZANDI, KAYBEDENLER İSE...
- Yine Ermeni çalışıyor, yine Türk seyrediyor...
- Ermeniler Türkiye'yi, alkışçılara şikayet edecek (2)
- ERDOĞAN, DOĞRUSUNU YAPIYOR...
- Genelkurmay sivile açılıyor
- Sevgili Dostlar,
- Artık PKK’dan çok, genç Kürtler korkutuyor…