ÖNÜMÜZDEKİ 16 AY
MUHTEŞEM GEÇECEK
Önümüzde tam 16 ay var. 2004 Aralığına kadar geçecek olan süre, Türkiye’nin geleceğini büyük oranda etkileyecek. Bu dönemde alınacak sonuçlar, hem toplumumuzun hem de ülekmizin geleceğini belirleyecek. 2000 yılından bu yana yaşanan büyük değişimin son 16 ayına giriyoruz. Ya bugüne kadarki çabalar boşa gidecek veya attığımız adımlar, çeşitli fedakarlıklar taçlanacak.
Bu nefes kesici finalin bir listesini yapalım ve ne büyük risklerle karşı karşıya olduğumuzu daha iyi anlayalım:
EKONOMİ:
İki yıldır bu ülke krizden ve işsizlikten kurtulacağı günleri bekliyor. Piyasalar moralli, ancak huzursuz. Zira önümüzdeki yıl bir yerel seçim, büyük olasılıkla da bir referandum var. herkes tetikte, AKP’nin ekonomiye mi yoksa siyasete mi öncelik vereceğini merak ediyor. Eğer reformlar sürdürülebilirse, güven artacak ve büyük rahatlama yaşanacak. Ekonominin krizden çıkıp büyüme sürecine gireceği kesinleşecek. Faiz düşecek ve iç-dış yatırımlar artacak. Aksi halde bugünkü beklentiler boşa gidecek.
YÖK YASASI:
Tek başına Anayasayı değiştirme imkanını elde eden AKP’nin, bu gücü nasıl kullanacağı da önümüzdeki aylarda belli olacak. Bunun ilk test’i de, YÖK yasasıyla ortaya çıkacak. AKP “biz güçlüyüz ve istediğimizi yapabiliriz” mi diyecek, yoksa genel dengelere ve duyarlıklara dikkat edip temkinli adımlar mı atacak? Türkiye’de sosyal barış mı, istikrarsızlık mı; daha sağlıklı bir demokrasi mi yoksa asker ağırlığının artması mı; yani “laik –dinci kavgasını mı yaşanacak, yoksa Türkiye bu defteri kapatıp, yepyeni ve toplum barışının yeşerdiği bir döneme mi girecek?” . Bu aşamayı gerçekleştirebilirse, Türkiye’nin önü tamamen açılmış olacak.
IRAK OPERASYONU:
Türkiye’nin ABD ile ilişkilerinin en hayati testi, İslam dünyası ve Avrupa ile ilişkilerinin de en duyarlı konusu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak’ta yükleneceği rol olacak. Bu rol son derece tehlikeli. Nasıl sonuçlanacağı da hiç belli değil. Herşey, sahadaki gelişmelere bağlı olacak. Olumlu sonuç Türkiye’yi rahatlatacak, olumsuz sonuçlar ülkeyi sıkıntıya sokacak.
AB UYGULAMASI:
Önümüzdeki 16 ay, özellikle AB uyum yasalarının uygulanıp uygulanamayacağının somut biçimde görülmesi açısından tam bir test sayılacak. Acaba, bunca yasa değişikliği bir göz boyama mı, yoksa gerçekten tarihi bir dönüşümün işareti mi? Eğer Türkiye, uygulamayı da eksiksiz gerçekleştirebilirse, (AB’den tarih alamasa dahi) 1 inci lige yükselecek ve yıldızı parlayacak.
KIBRIS:
Çözüm için son fırsat, önümüzdeki 8 ay içinde kullanılacak veya Türkiye Kıbrıs’taki avantajlarını tümüyle kaybedecek. Mayıs başına kadar her iki tarafı da tatmin edecek bir çözüm bulunamazsa, KKTC azınlık haklarıyla yaşamak zorunda kalacak. Çözüm ise, Türkiye’nin önünü açacak, uluslararası Camia’daki ağırlığını ve prestijini büyük oranda arttıracak.
AB’DEN TARİH:
Herhalde, 2004 Aralığı en kritik tarih.
AB doruğu, Türkiye ile katılma müzakerelerinin hangi tarihte başlayacağını açıklayacak.
2005 yılı içinde somut herhangi bir randevu tarihi verilmesi, Türkiye’yi hem ekonomik, hem sosyal, hem de uluslararası ilişkiler açısından adeta şahlahdıracak, ülke’nin kendine güvenini arttıracak ve ayağa dikilmesini sağlayacak. Cumhuriyet tarihinin en önemli kararı alınacak. Aksi bir olasılık ise, ülkeyi özellikle iç dengeler açısından karanlıklara, tehlikeli sulara sürükleyecek.
Işte bütün bunlardan dolayı önümüzdeki 16 ayın son derece önemli olduğuna ve birçok yönden muhteşem geçeceğine inanıyorum.
Yanlış mıyım?
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|