ABD UZAKLAŞIYOR,
AB YAKINLAŞIYOR
Son gelişmeler, Türkiye’nin genel anlamda Batı ile ilişkilerinde önemli değişimler yaşanmaya başlanacağını gösteriyor.
Irak’ın istilasından önce, Türkiye’nin Batı dünyası ile ilişkileri, bir yandan ABD öte yandan da AB’ye dayanıyordu.
Bu iki dayanak arasında bir rekabet olmasa dahi, Türkiye’nin AB’ye tam üyelik girişimi, Türkiye’deki bazı muhafazakar çevreler tarafından “Ne gerek var? AB tarafından itilip kakılacağımıza, ABD ile daha da yakınlaşır, Washington ile Stratejik İşbirliğini genişletiriz” yorumları artar olmuştu.
Türkiye’de politikaları oluşturan sivil-asker çevreler de AB ve ABD ile belirli bir denge kurmayı düşünüyorlardı. AB’ye tam üyelik gerçekleşmemesi durumunda, Batı ile ilişkiler daha fazla ABD’ye dayandırılacaktı.
Ancak herşey, ABD’nin Irak’a müdahelesi ile değişti.
Önce tezkerenin reddi, ardından gelen sert eleştiriler ve nihayet Kuzey Irak’taki durum, Türk-ABD ilişkilerinin bundan böyle, hiçbir zaman eskisi gibi olamayacağını göstermeye yetti.
Stratejik İşbirliğinin, zaten zorla doldurulan içeriği kalmadığı gibi, artık lafı dahi edilmez oldu. Washington Türkiye’ye eski koşulsuz güvenini artık taşımıyor.
Türkiye’nin ABD’ye karşı güvensizliği de giderek artıyor. Zaten Kürt sorunu nedeniyle Amerikalılara karşı fazla ortaya atılmayan bir kuşku vardı. Hele son gelişmelerle birlikte, kuşku ve kaygılar daha da arttı.
Özetlemek gerekirse, Türkiye’nin üstündeki ABD şemsiyesi giderek delindi. Karşılıklı güvensizlik, Türkiye’nin sırtını ABD’ye yaslayamayacağı bir ortam yarattı.
Ayrıca, artık ABD’de değişti. Eskisi gibi süper güç değil, bütün dünyaya hükmeden Hipergüç durumuna girdi.
Bush yönetimi, başkalarına olduğu gibi, Türkiye’ye de tepeden bakan, “size fazla ihtiyacımız yok” yaklaşımını benimseyen, “benden izin almadan birşey yapamazsınız” mesajı veren bir tutum takındı. Bunun da hiç değilse önümüzdeki 5 yıl değişmesinin çok zor olacağını bilmekte yarar var.
Türkiye ABD’nin yine yakın müttefiği sayılacak, ancak ilişkilerde eski sıcaklık kalmayacak.
Aramıza belirli bir mesafe girecek.
Bu soğukluğun yanısıra Türkiye, Hipergüç konumuna giren ABD’nin bölgedeki isteklerini de karşılayamayacağını bilmektedir.
Washington’un, İran veya Suriye’ye karşı düzenleyeceği askeri bir harekata Türkiye’nin katılması söz konusu olamayacağı gibi, iki ülke’nin bölgeye bakışları da giderek farklılaşmaktadır.
GERİYE AB
KALIYOR Kİ...
Böyle bir ortamda, Türkiye’nin Batı dünyası ile ilişkilerini sağlama alabilmesi, ABD bacağında kaybedenlerin, AB ile tam üyelik güvenceye alınarak dengelenmesi öncelik kazanıyor.
Türkiye, uğradığı kayıpları AB’ye tam üye olabildiği taktirde azaltabileceğini, hatta avantaja dönüştürebileceğini yeni yeni anlamaya başladı.
AB’ye tam üyelik, eskisine oranla çok daha önem kazandı. Hem ekonomik, hem siyasi yönden Türkiye’nin Uluslararası alanda durumunu güçlendirmesinin yolu AB’ye tam üyelikten geçiyor. ABD’nin baskılarından kurtulmanın, bölücü faaliyetleri engellemenin tek yolu da AB oluyor.
Kısacası, dengeler yeniden oluşuyor.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|