MEB ÇELİK
DOĞRUSU YAPTI
Uzun yıllardır ilk defa bir hükümet üyesi , kafasını kuma sokmadı ve takiyye yapmadı.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in, lise son sınıf öğrencilerine, Üniversite sınavı öncesinde 5 gün izin vermesinden söz ediyorum.
Çok doğru bir karar alındı.
Aksi halde öğrenciler yalandan hasta raporu almak için doktorlara hücum edecekler, doktorlar rüşvete ve yalan rapor vermeye zorlanacaklardı. Özetlemek gerekirse, göz göre göre yolsuzluk yapılacak ve hepimiz bunu normal birşeymiş gibi karşılayacaktık.
Milli Eğitim Bakanınlığı işte bunu önledi. Çarpık bir sistemin daha da çarpıtılmasını ve ahlak bozukluğunun biraz daha yaygınlaşmasını engelledi.
Kulaklara küpe olsun da, her yıl aynı yaklaşım benimsensin.
BAŞBAKAN, VALİ’Yİ
EZİYETTEN KURTARMALI
Milliyet’in Salı günkü manşeti, eski bir yaranın deşilmesiyle sonuçlandı. Başbakanı İstanbul’a gelişinde karşılayabilmek için, Vali ve emniyet Müdürü gecenin 01:00’ine kadar havaalanında, 3.5 saat süreyle beklemelerine değinilen haber-yorumda “sizin başka işiniz yok mu?” diye soruluyor.
Aslında çok işleri var. Ancak ne yapsınlar? Bu insanlar, kelimenin tam anlamıyla “protokol mahkumlarıdırlar.”
Başbakanları karşılamasalar, ne olacağını bilemezler. Başbakanların etrafındakiler hemen kulaklara fısıldarlar “Beyefendi, bu Vali ve Emniyet Müdürü bizi adam yerine koymuyorlar. Baksanıza, koskoca Türkiye’nin Başbakanı kentlerine geliyor ve adamlar lütfedip havaalanına kadar zahmet edemiyorlar”.
Ayıkla pirincin taşını.
Gitseler, saatlerini boşa harcıyorlar. Gitmeseler, işlerini kaybederler. Başbakanlar İstanbul’a günde üç defa da gelse, onlar yine hazır ve nazır olmak durumundalar.
Bu tutumun bizim Şarklılığımızdan başka bir gerekçesi yoktur. Kurtuluşun da tek yolu vardır:
Başbakan genelge çıkartır ve kendi çağırmadığı sürece resmi karşılayıcıların gelmemesini ister.
Bakalım Tayyip Erdoğan bu çağdaşlığı gösterebilecek mi?
Daha doğrusu, etrafındakiler ona bunu hatırlatacaklar mı?
GEÇ OLSA BİLE
ARİA HAKLI ÇIKTI
İki yıldır ARİA çırpınıp duruyor, Turkcell ile Telsim’in yasalara aykırı davrandığını ve tüm rekabet kurallarını çiğnediğini açıklıyor ve Rekabet Kurulunu göreve çağırıyordu.
Yasalara göre, piyasaya yeni giren ARİA’ya bu iki şirketin belirli bir fiyat karşılığında Ulusal dolaşımı hakkı vermeleri gerekiyordu. Oysa direndiler, bin dereden su getirip, sürekli topu taca attılar. ARIA, Aralık 2001’de Rekabet Kuruluna şikayette bulundu, ancak ses çıkmadı. Durum bir ara öylesine gerildi ki ARİA, Uluslararası Tahkime gitmeyi bile göze aldı.
Aradan yaklaşık 16 ay geçti ve Rekabet Kurulu kararını açıkladı. Titiz bir çalışma yaptıkları belli. Turkcell ve Telsim’e ağır bir ceza kesildi.
Demek ki Türkiye’de sağlıklı kurullar kurulursa hak yerini bulabiliyormuş.
DEMİREL’İN BİTMEYEN
ÜRETKENLİĞİ...
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in çalışkanlığına ve üretkenliğine hayranım. Durmadan kitap yazıyor. Kimi zaman deneyimlerini yansıtıyor, kimi zaman çözüm önerileriyle karşımıza çıkıyor.
En son kitabı “21.yüzyılın yol haritası, demokrasi ve kalkınma...”
Her kütüphanede bulunması gereken bir çalışma.
Demirel, 40 yıllık politika yaşamında Türkiye’ye damgasını vurmuş bir insandır. Eleştirini de, öveni de vardır. Önemli olan, bu insanın birikimini toplum ile paylaşmasıdır. Keşke bir Üniversitede siyaset bilimi hocalarına ders verse. Kitapların kalıplarından kurtulamamış bu insalara siyaset hayatını anlatsa...
ÖZEL FEZA’YA
TEŞEKKÜRLER
Manşet bir ödül daha aldı. Bu kez geleceğin iletişimcileri Manşet'i, "En İyi Haber Programı" seçti. Özel Feza Anadolu İletişim Meslek Lisesi geçen yıl eğitime başladı. Genç gazeteciler, televizyoncular, muhabirler yetiştiriyor. Ve ilk kez böyle bir tören düzenlemişler. Okulun öğrenci, öğretmen ve velileri arasında yapılan ankette Manşet’i en iyi haber programı ödülüne layık görmüşler.Öğrencilerin oylarıyla gelen bu ödül bu yönden bir kez daha anlamlı.
Katkısı olan herkese teşekkürler...
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|