YENİ SİGORTACILAR:
POLİS-SAVCI-HAKİM
E?er kendimizi iyi tanır iyi analiz edebilirsek, önümüzdeki dönemde daha rahat ederiz. Zira Türkiye, ister AB?ye tam üye olsun veya olmasın tam üyelik müzakerelerini ba?latsın veya ba?latmasın, Uluslararası bazı temel Kriterlere uyacaktır.?
Eninde sonunda, bugünkü zihniyet, alı?kanlık ve sloganla?mı? eski kavramları bırakmak zorunda kalacaktır. Dünya?daki geli?meler Türkiye?yi bu noktaya itecektir.
Durum böyle oldu?una göre, gelin birlikte çözüm arayalım. Laik-Demokratik sistemimizi tehlikeye sokmadan, Bölücülük kaygılarımızı bertaraf ederek, acaba dünya?ya uyum sa?layabilirmiyiz?
Evet, hem de kolaylıkla...
İ?ki, kendimizi de?i?ime zorlayalım ve koyaca?ımız kurallara uyalım.
BUG?NE KADAR
TEK SİGORTACI VARDI
Ben de dahil olmak üzere, ülkemizin laik sistemini korumak ve bölücü akımlara (so?uk sava? dönemindeki tehlike kominizm idi)? kar?ı mücadele için tek adresimiz vardır: Türk Silahlı Kuvvetleri.
Bizim ku?a?ımız böyle yeti?tirildi. Okullarda böyle okutulduk. Aile büyüklerimiz de hep bunu söylediler. Medya?da da böyle yazıldı. Sonunda da, haklı olarak, hiç sorgulamadan inandık. Beynimize kazındı.
Asker herkesten daha namusludur, disiplinlidir, bilgilidir, ülkesini sever, kollar, korur ve gerekti?inde de müdahele eder, vatanın tek güvenilecek kurumu, tek sigortasıdır.
Bu bilinci güçlendirecek di?er kavramlarda ?öyle yaygınla?tı:
Politikacılar hırsızdır, ülkeyi de?il sadece kendini ve partisini dü?ünür.
Polis ba?ı bozuktur, rü?vet alır ve her gelen siyasi iktidara göre e?ilirler.
Bürokrasi de (adalet mekanizması ba?ta) siyası iktidara göre tutum alır. Savcı, incelemeden, (esen rüzgara göre)? önüne gelen her dosyayı? mahkemeye sevkeder. Hakimlerin i?leri ba?larından a?kındır. Onlar da topu bilirki?ilere atarlar. Arkanız, tanıdı?ınız, paranız yoksa, Türkiye?de? hukuk?un üstünlü?üne, Adalet?e inanç yoktur.
Sonuç: Bunların hiçbirine güvenilmez. Ba?ımız derde girerse, bizi kurtaracak tek kurum TSK?dır.
İster yanlı? veya abartılı bulun, ancak bu inanç,? ben dahil, hala toplumun yüzde 70?ine hakimdir. Zaman içinde de bu inançlar hepimizin kabullendi?i bir yönetim sistemine dönü?ür.
ANCAK, ARTIK
DE?İ?İM D?NEMİNE GİRDİK
Ancak 75 yıldır süren bu söylemler? toplumun beklentilerine paralel ?ekilde? de?i?iyor. İ?te büyük bir sıkı?ma bu noktadan itibaren ortaya çıkıyor.
Bir yanda? yerle?mi? ku?ku-kaygı, inanç ve alı?kanlıklar, öte yanda de?i?en dünya ko?ulları, Avrupa Birli?ine katılma arzusu ve toplumun giderek kendi kendini sorgulamaya ba?laması: Hep böyle mi gitmeli, yoksa bazı kavramları ve kurumları de?i?tirmek zamanı mı geldi?
TSK AYNI KALMALI,
Dİ?ERLERİ DE?İ?MELİ
Bence, de?i?im süreci çoktan ba?ladı.
Belki yüksek sesle söylenmiyor, ancak sorular giderek yaygın biçimde soruluyor.
Ancak de?i?im, yanlı? yönde zorlanıyor.
Di?er kurumlar ve anlayı?ları de?i?ime yönlendirme? yerine, Asker?e dönüp ?sen artık bu i?lere karı?ma? deniyor.? Kimse Asker?in, ortadaki büyük bo?lu?u doldurdu?unu görmüyor. Bo?lu?un siyasiler, polis ve adalet mekanizması tarafından doldurulmasına çalı?mak? yerine, adeta Asker geriletmeye u?ra?ılıyor.?
Bence, temel yanlı?ta buradan kaynaklanıyor.
Tam aksine, toplum olarak ülke?nin laik sistemini ayakta tutmak, bölünme korkusundan kurtulabilmek için yapılması gerekenler açıkça ortadadır:
SİYASİLERİMİZİ hakir görmekten, yerden yere vurmaktan, Parlamentoya hakaret derecelerine varan a?a?ılatıcı ele?tirilerden vazgeçmemiz gerekmektedir. Siyasileri? böylesine hırpalarken, bindi?imiz dalı kesti?imizin farkına varmalıyız.?
Siyasi partilerimiz de, eski uygulamalardan ders alıp? kendilerine çeki düzen vermeyi, yeni bir anlayı?la ülkenin tüm sorunlarına sahip çıkmayı içlerine sindirmelilerdir. Sıkı?tıkça çetrefilli sorunları askere ihale etmek, sandıkta kaybettikçe Askere göz kırpmak alı?kanlı?ını bırakmalılardır.
MEDYA?mız da TSK?ya bir muhalif Sivil Toplum ?rgütü gözüyle bakmaktan, her sorunu Asker?e götürüp onay veya tepki almaktan vazgeçip, Siyasileri denetlemeyi tercih etmelidir.
EMNİYET te?kilatı ba?ta, MİT dahil tüm Güvenlik Kurulu?ları, ülkeyi ve laik sistemi korumanın asıl kendi görevleri oldu?unu benimsemelilerdir. Hükümetler de bu kurulu?ları, böyle bir zihniyetle e?itmeli, görevlerine orantılı ?ekilde muamele etmelilerdir.
ADALET (Savcı ve hakimiyle) mekanizması? biran önce reformdan geçmeli, e?itim düzeyleri arttırılmalı ve? siyasi rüzgarlara göre de?il, AB normlarına göre hareket etmesini ö?renmelilerdir. Savcı ve hakimler, hukukun üstünlü?ünü geri getirebildikleri oranda Türkiye?de laiklik veya bölücülük kaygısı kalmayacaktır.
AKSİ HALDE
KARGA?A OLUR...
Yukarıda yazdıklarım gerçekle?tirilemeyecek ?eyler de?ildir. Yeter ki, hükümetler bu bilinçle hareket etsinler ve toplum da bu yeni düzeni içine sindirebilisin.
Asker?i sürekli ?ekilde iç politika bata?ında tutmak, TSK?yı da hırpalamaktadır. Sorarım size, bugünkü TSK?nın? bundan 10-15 yıl önceki TSK kadar caydırıcılı?ı var mı?
Sigorta gibi gördü?ümüz Asker?imizi oldu?u yerde tutalım, ancak di?er kurumlarımızı artık devreye sokalım. Yani? sigortalarımızı? arttıralım. Bu de?i?imi devreye? sokamazsak AB?ye katılsak dahi büyük karga?a ya?arız.
Günün gerçeklerini artık görelim...
Bu yazılara cnnturk.com'dan da eri?ebilirsiniz.
|