FİKİR İLE SİLAHI
AYIRABİLECEK MİYİZ?
Bugünkü yazıma küçük bir anketle ba?lamak istiyorum.? A?a?ıda alt alta iki ayrı konu?madan birer cümle alaca?ım. Ardından da bir soru soraca?ım.? Verece?iniz yanıt, Kopenhag kriterlerinin ?fikir özgürlü?ü? ile ilgili bölümünün benimsenip benimsenmeyece?ini ortaya koyacak.
?Ba?ımsız Kürdistan kurulmalıdır. Türkiye bunu engelleyemez...?
?Türkiye?ye ?eriat getirmeliyiz. Bundan kurtulu? yoktur. ?lkemiz o zaman kurtulacaktır?
Yukarıdaki? cümleleri herhangi bir siyasi parti, bir dernek toplantısı veya bir radyo-televizyon konu?masında duymak sizleri rahatsız eder mi?
Bu sözleri söyleyenler hakkında soru?turma açılmalı mı? Tutuklanmalı, mahkemeye verilmeliler mi?
Bugünkü yasalar (özellikle 8 inci madde) bu fikirleri cezalandırıyor. Genel yakla?ımımız ?Fikirler, silah kadar tehlikelidir. Bugün fikir açıklar, yarın ellerine silah verirler. Bundan dolayı, bizim özel durumumuza uygun, daha esnek bir uygulama gerekir? ?eklinde.
OYSA, AB?DE BU
S?ZLERE CEZA YOK
AB ülkelerinde ise böyle bir uygulama yok. Daha do?rusu, Türkiye?nin de imzaladı?ı Uluslararası İnsan Hakları? sözle?mesine göre, bu sözler? Fikir özgürlü?ü olarak kabul ediliyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları da bu yönde. AB?de buna? uyuyor ve Kopenhag Kriterlerinin? en önemli maddesi olarak Fikir ?zgürlü?ünü ön plana çıkarıyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, yani AB?nin bu konuya nasıl baktı?ı ile ilgili somut örnek vereyim.
HEP (Halkın Emek Partisi) kurucularından İbrahim Aksoy 8 inci maddeden üç ayrı defa mahkum oldu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu mahkumiyetleri üç ayrı defa bozdu. Türkiye?yi tazminat ödemeye mahkum etti.
Aksoy?un, ?u sözlerinden dolayı ?bölücülük? yaptı?ı sonucuna varılmı? ve 8 inci madde i?letilmi?ti:
İlkinde ?Kürt halkının varlı?ının tanınmamasını kınıyorum? dedi?i için...
İkincisinde, Somali-Bosna ve Kürdistanı kar?ıla?tırdı?ı için...
?çüncüsünde de, Türkiye?deki çok kültürlülükten ve yine Kürdistan kelimesini kullandı?ından dolayı...
Türk Savcı ve Yargıçlarının anlayı?ı, nasıl olursa olsun, Kürdistan kelimesinin kullanılması, ?bölücülük? anlamına gelir ve 8 inci maddeye göre cezalandırılmalıdır.
Ancak, yanlı? anla?ılmasın. Fikir ?zgürlü?ü ile bölücülük arasında bir sınır var. ?rne?in yukarıdaki sözler tartı?ma ortamında kalmaz ve ?ey vatanda? ayaklan ve silahla hedefine ula?? denir veya silahlı eylem örgütlemeye kalkı?ılır, hatta bu yönde bir ima-cesaretlendirmeye girilirse, i?te o zaman yasalar acımasız ?ekilde o ki?ilerin yakasına yapı?ıyor.
Yani söz ile eylem arasındaki çizgi gözleniyor. Her hareket, her potansiyel suçlu son derece sıkı ?ekilde izleniyor. İstihbarat örgütleri, Devleti ve Demokratik sistemi tehlikeye? dü?ürecek faaliyetleri gözetiyor ve denetliyorlar.
Yasaklar i?te bu a?amada (fikir ile eylemi birbirinden ayırıp) devreye giriyor.
Kopenhag kriterleri, fikrini açıklayan ile insanları silaha te?vik edeni ve eline silah alanı birbirinden ayırıyor.
Biz ise, yasakları söz a?amasında ba?latıyoruz.
Sonrasında, yeterince denetleyemeyece?imiz varsayımından hareket ediyoruz. Fikir özgürlü?ünün kendili?inden terörist yeti?tirdi?ine? inanıyoruz. Bu yöntem daha kolayımıza geliyor.
ACABA BU DE?İ?İMİ
BENİMSEYEBİLECEK MİYİZ?
Temel sorun i?te bu...
Laik sistemine böylesine ba?lı ve 15 yıllık bir PKK terörünü ya?amı? olan Türk toplumu, ?bölücülük?? korku ve kaygılarını bırıkabilecek mi?
Bu de?i?imin hiç kolay olmayaca?ına inanıyorum.
Kolay olmayacak, ancak denemek zorundayız.
Türkiye?nin de?i?imi ya?aması gerekiyor. Zor yöntemleri? ö?renerek laik sistemini ve ülkenin bütünlü?ünü korumanın yollarını bulmak zorunda. ??zel ko?ullarımızı? öne sürerek, AB?nin kurallarını? de?i?tirmesini istemek yerine, kendimizi dünya ko?ul ve kuralları ile uyum sa?lamaya çalı?maktan ba?ka çaremiz yoktur.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da eri?ebilirsiniz.
|