BÜYÜKANIT AB
İÇİN İNCE AYAR YAPTI
Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı ikinci başkanı Org . Yaşar Büyükanıt’ın Harp Akademilerinde düzenlenen Uluslararası sempozyumdaki konuşmasında iki mesaj vardı.
Mesajların ilki, Amerika’ya ve diğer büyük devletlere bir serzenişi içeriyordu. Büyükanıt, büyük devletlerin küreselleşme çerçevesinde küçük devletlere gündem ve yöntem ihraç ettiğini ve zaman zaman bu konularda iki taraf arasında çıkar farklılığının doğduğunu belirtti.
Büyükanıt’a göre, küreselleşme ile birlikte ülkelerin güvenlikle ilgili kavramlarının da değişmeye başladığını ve bu konuda herkesin yeniden düşünmesi gerektiğini vurguladı.
İkinci mesaj ise, Türkiye-AB ilişkileri ile ilgili idi.
Büyükanıt, TSK’nın AB’ye tam üyeliği tartışılmaz bir hedef olarak gördüğünü çok net ve açık şekilde tekrarladı. Hatta konuşmasında Atatürk’ün görüşlerinden alıntılar yaparak bu politikanın kendileri tarafından da desteklenmesinin çok doğal olduğunu belirtti. Bu şekilde “Asker direniyor” şeklindeki tartışmalara yer olmadığını net biçimde ortaya koydu.
Ancak, konuşmada Türkiye’nin en duyarlı olduğu iki noktaya özellikle dikkat çekildi. Bunlarda biri, Türkiye’nin laik sisteminin ne pahasına olursa olsun korunması, ikincisi bölücülüğe karşı mücadeledeki kararlılığı.
Eğer basit Türkçe’ye dönüştürülürse Büyükanıt, bu iki noktada AB’nin getirdiği Kopenhag kriterlerinin laik sistemi korumak ve bölücülükle mücadele etme konularında yeterince güven vermediği kuşkusunu dile getirdi.
Bu konuda da hem içeriye hem de dışarıya şu çağrılarda bulundu:
Kopenhag kriterlerini gerekçe sayarak Kürt milliyetçiliği vasıtasıyla Türkiye’yi bölmeye çalışanlar boşyere uğraşmasınlar. Ne kadar kriter olursa olsun TSK böyle bir tehlikeyle karşı karşıya kalındığı zaman gereken adımları atar.
AB’de bu iki konuda Türkiye’ye gereken güveni sağlamalıdır. Bunun için uyum yasalarında elimizi kolumuzu bağlayan bir yaklaşım gösterilmemelidir.
Aslında durum oldukça net.
TSK, ilke olarak AB hedefini desteklemekte ancak uyum yasalarındaki bazı maddelerle ilgili kuşkularını ve kaygılarını sürdürmekte. Ancak bu kuşku ve kaygıların bu hedefi engelleyecek noktada olmadığı da anlaşılıyor.
AB, hiçbir zaman Şeriat’a veya Din devletine kaymış bir Türkiye’yi içinde barındıramayacağını defalarca tekrarlamıştır. Ne kiliselerin ne camilerin egemenliği AB’de yer bulamamaktadır. Dolayısıyla, Büyükanıt’ın üstünde durduğu “Laik sistemin korunması” AB’nin de en önde gelen isteklerinden biridir.
Aynı şekilde bölücülük ile demokrasinin de bağdaşmadığı Avrupa’nın şimdiye kadar ki uygulamalarında çok net şekilde ortaya çıkmaktadır. Dikkat edecek olursak AB sayesinde İspanya’daki ETA terörü eski Fransız desteğinden arınmış ve tüm AB ülkelerindeki ayrılıkçı güçler büyük ölçüde sinmişlerdir.AB yetkilileri konuşmalarında sık sık “ Bir ülke bölünme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığında kimse kalkıp Kopenhag kriterleri vardır bundan dolayı gerekiyorsa bölünün diyemez. Her ülke kendini savunur” demektedirler.
Şu sıralarda karşı karşıya kaldığımız sorun Türkiye’nin bu kaygılarını giderecek somut yöntemlerden kaynaklanmaktadır. Yani, uyum yasalarının ne şekilde çıkma ve nasıl uygulanacağı görüş farklılıkları yaratmaktadır.
Eğer AB Kopenhag kriterlerinin dışına çıkmadan yasaların uygulanmasında Türkiye’ye yeterli güvence verebilir, Türkiye’de laiklik karşıtı unsurlar ve bölücülükle Kopenhag kriterleri çerçevesinde mücadele edebileceğini gösterebilirse sorun kendiliğinden ortadan kalkacaktır.
Özetle, herşey iki tarafın iyi niyetine bağlıdır. Yoksa ilkelerde farklılık bulunmamaktadır. Laiklik ve bölücülüğe karşı Türkiye’nin kendini güvencede hissedeceği bir düzenleme ve AB’nin de bu düzenlemelerin kendi kriterlerine ters düşmeyeceği şekilde uygulanabileceğini kabul etmesi yeterlidir.
Bu çerçevede önümüdeki aylarda atılacak adımlar son derece kritiktir. Zira zaman giderek azalmaktadır. Kavramlar üzerinde tartışmayı artık bir kenara bırakıp hızla karşılıklı güven ortamını yaratacak adımların atılması ve değişikliklerin yapılması şarttır. Bugün gelinen noktada Türkiye’yi AB dışında bırabilecek hiçbir yaklaşıma izin vermemek gerekmektedir.
Org. Büyükanıt, TSK’nın AB’ye yaklaşımındaki ince ayarıyla Türk askerinin AB’ye bakışını gayet açık şekilde ortaya koymuştur.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|