Mehmet Ali Birand
 
EŞEKTEN DÜŞTÜK YENİ FARKINA VARIYORUZ
 
 

EŞEKTEN DÜŞTÜK

YENİ FARKINA VARIYORUZ


Okurlarımdan bir ricam var.


Lütfen bu yazıyı farklı okuyun.


Saygı duyduğum “savaş karşıtlığı” ve “barış” sloganlarını kısa bir süre için kenara koyalım. Belki bana kızacaksınız, ancak sizleri bir başka “gerçeğe” götürmek istiyorum.


Sizlerle, ünlü tezkere’nin reddinin bu ülkeye getirdiği büyük zararı paylaşmak istiyorum. Anlatacaklarımın “barış veya savaş” yaklaşımıyla hiç ilgisi yok. Günlük yaşamdaki gerçekleri, soğukkanlılıkla tartışmayı arzuluyorum.


Gelin, filmi başa alalım ve Türkiye’nin  nerede olabilecekken, nereye indiğine bakalım...


Bir tek ricam var. Lütfen bir günlüğüne duygusallığı, ideolojik bakışları bir yana bırakalım ve gerçekleri görelim.


Bugün, Türkiye tezkereyi onaylamış olsaydı bu bölgenin yıldızı konumunda olacaktı. ABD’ye birçok politikasını kolaylıkla kabul ettirebilir,  ekonomik sorunlarında daha rahat bir nefes alır; Irak’ta masaya oturur ve örneğin üçe bölünen Irak’ın bir bölümünü kontrol edebilecek konuma girer, hiç değilse –duyarlıkları nedeniyle askeri varlık göstermese dahi- gelişmeleri etkileyebilecek konumda olurdu... Tayyip Erdoğan istediği anda, Beyaz Saray’ı telefonla arayıp karşısında Bush’u bulabilirdi... Cumhurbaşkanı Sezer Beyaz Sarayı resmen ziyaret edebilirdi. Kıbrıs konusunda ön alabilir, AB tam üyeliğini cepte keklik görebilirdi.  ABD ve dünya’daki Türk temsilcileri  bugünkü gibi 3 üncü dünya ülkesi muamelesi görmez omuzlarda taşınırlardı.

BUGÜN TÜRKİYE’NİN

NESAMESİ OKUNMUYOR


Aman, birbirimize yalan söylemeyelim. Bugün Uluslararası arena’da Türkiye’nin ağırlığı, olabileceğin belki de yüzde bir’i kadar.


Bunu hiç abartmadan söylüyorum.


Dışarıya gidip gelen veya Türkiye’yi  dışarda temsil eden tanıdıklarınız varsa lütfen sorun... Bakın ne diyecekler...


Türkiye bugün, uluslararası ilikilerde eşekten düşmüştür ve dana yeni yeni farkına varmaktadır.


Yanlışsam lütfen bana yazın... Beni düzeltin...


Kendi kendimizi aldatmayı artık bırakalım ve gerçekleri görelim. Bu gerçekleri, AKP’nin muhafazakar kanadının gözlüğü ile görürsek yanarız... Aynı şekilde aşırı Kemalistlerin  gözlüğü ile bakarsak, yine yanarız.


Ne olur, bir defalığına çıplak gerçekleri görelim.


BİZİM AVRUPA DA İSLAM

DÜNYASI DA AMERİKALI OLDU


Aman sakın ha, bana “tezkereyi reddetmekle çok iyi ettik. Zira bu sayede hem Avrupa’da, hem de İslam dünyasında saygınlığımız arttı” demeyin.


Nedeni çok basit:


AB’de sadece 4 ülke (Fransa, Almanya, Belçika ve Lüksemburg) Türkiye’yi alkışlıyor. Onlar da sırf jest olsun diye yapıyorlar. Aslında, biran önce Amerikan trenine atlamak ve Irak parsasından parça koparmak için, inanılmaz şirinliklerle Bush’un gözüne girmeye çalışıyorlar. Türkiye umurlarında dahi değil... Geri kalan en az 20 AB ülkesi ışığı (!) görmüş durumda ve Washington’u destekliyorlar. Türkiye’ye de ters bakıyorlar (!) Üstelik, yarın Türkiye AB kapısını çaldığında, Alman ve Fransız oyları Türkiye’yi kurtarmaya yetmayabilir.(!)


İslam dünyası derseniz, onların durumu daha da kötü. Zira herbiri kendi ülkelerinde öylesine kötü durumdalar ki, Washington’a karşı seslerini çıkaracak hiç bir halleri yok. Korku içindeler. Türkiye’nin bu ülkelerden alabileceği ne bir destek, ne de verebileceği birşey vardır.


TÜRKİYE KENDİ

HESABINI YAPMALI


Türkiye’nin Uluslararası arenada artık üç seçeneği kalmıştır.


Kendi öz eleştirisini yapar. Takındığı tutumun doğru olduğuna karar verir, ABD’den (köprüleri atmadan) farklı bir politika uygular. Böyle bir durumda da tüm sorumluluğu yüklenir. Yani, vatandaşının zenginleşmesini engeller, iç çelişkilerini (AB’ye tam üyelik- PKK gibi) daha da ön plana çıkartır ve çözülmez duruma sokar.


Ülkeyi yöneten sivil ve asker liderler bir araya gelirler ve günün koşullarını değerlendirip, ABD ile uyum içinde bir politika izler. Bu şekilde AB tam üyeliğini elde eder, ekonomisini düzlüğe çıkarır, ülkesindeki terörü tümüyle silip atar...

İlk iki seçenek yerine, hiç karar vermez ve geleneksel devekuşluluğunu sürdürür. O zaman ne bazı yabancı ülkelerin , hiçbir işe yaramayan alkışını alır, ne doğru dürüst karakter gösterir.


POLONYA, TÜRKİYE’NİN

ÖNÜNE GEÇTİ


Eğer bugün Irak’ta kazananlar Kürtler ise, Koalisyon güçleri içinde yıldızı parlayan ve Washington’un bağrına bastığı ülke, İngiltere’den sonra Polonya’dır. Birkaç ay öncesine kadar Uluslararası borsada yeri bile olmayan Polonya, Bush’a verdiği destek ile bugün herkesin kıskançlıkla izlediği bir ülke konumuna girdi. Bunu da haklı olarak ve başarıyla sürdürüyorlar.


Biz hala “saygınlık” kelimesiyle kendimizi aldatalım. Başkaları atı aldı ve çoktan Üsküdar’ı geçti...


Ulusal onur, barış, tarafsızlık, haklılık gibi deyimlerde bize kaldı.(!)



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- Yiyin efendiler...
- BUGÜN HEM POLİS, HEM PKK SINAVDAN GEÇECEK
- MHP'nin Türkiye'ye verdiği büyük zarar
- Artık, birbirimize yalan söylemeyelim...
- Türkiye yıllardır AB’nin vize uygulamasına itiraz edip durur. 1974’te Almanya’nın başlattığı ve 36 yıldır sürdürülen vize anlayışı çoktan değişti.
- Cemaat, efsaneleşen gücü’nün esiri oluyor…
- MİLLİ GÖRÜŞ, GÜLEN’İ GÖLGELEDİ…
- 12 EYLÜL BELGESELİ BAŞLIYOR…
- 32.Gün ile birlikte büyüdük... Göz açıp kapayana kadar geçmiş. Daha dün Ali Kırca...
- KAVGA BEKLENİYORDU, TAM AKSİ ÇIKTI...
- BİZ NEDEN KIZIYORUZ, ASIL SARKOZY UTANSIN...
- ERDOĞAN’IN AMACI BATI’YA SIRT DÖNMEK DEĞİL...
- CNN TÜRK’ÜN GİZLİ KAHRAMANLARINI TANIYIN…
- Yahudi aleyhtarlığını kışkırtıyoruz…
- Emekli Albay Arif Doğan öyle sözler söylüyor...
- Avrupa, Anayasa değişikliğini yetersiz ancak olumlu görüyor
- 1'inci köprüye karşıydım, bugün ise destekliyorum...
- Ermeniler, bize muhtaç olacak kadar fakir değil…(3)
- ERDOĞAN VE İHH KAZANDI, KAYBEDENLER İSE...
- Yine Ermeni çalışıyor, yine Türk seyrediyor...
- Ermeniler Türkiye'yi, alkışçılara şikayet edecek (2)
- ERDOĞAN, DOĞRUSUNU YAPIYOR...
- Genelkurmay sivile açılıyor
- Sevgili Dostlar,
- Artık PKK’dan çok, genç Kürtler korkutuyor…