MGK’DA NEYİN
KAVGASI YAPILIYOR?
Bugün yapılacak olan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının son derece önemli simgesel bir anlamı var. 75 yıldır süren bir kavganın devamı yaşanacak.
Ayrıntıları bir yana bırakın, temeldeki tartışma, Cumhuriyet’in Kırmızı Çizgilerinin kimin tarafından çizileceği ve denetlemenin nasıl yapılacağı ile ilgili.
Başka bir açıdan anlatmamı isterseniz , “AKP’nin ülkede yapmak istediği değişikliklerin sınırlarının saptaması” diyebilirim.
Laik cephe, Devletin AKP tarafından yönetilmesini, ülke’de bugüne kadar uygulanan bazı ilkelerin değiştirilmesini istemiyor. AKP’ye kuşkuyla bakıyor. AKP’nin yerel yönetimler, Kamu idaresi reformları adı altında, Türkiye’yi Ankara’dan koparmaya çalışabileceği inancında. Zira AKP’nin laik sistemi hınzırca değiştirmeyi planladığı, Milli Görüş veya Fethullahçıları yasallaştırmaya çalıştığı, Türbanı yaygınlaştırmayı amaçladıkları görüşünde.
Laik güçler, AKP’ye Kırmızı Çizgileri yeniden göstermek ve bu sınırları aşmamaları gerektiğini hatırlatmaya hazırlanıyorlar.
Bu kavga acaba kamuoyunu ne oranda etkiliyor?
Vatandaş, giderek fakirleşmenin hesabını mı soruyor, yoksa AKP ile Laik Devlet temsilcileri arasındaki iktidar kavgasıyla mı ilgili?
Bence, bu olay toplumumuzun pek umurunda değil.
Halk cebine girecek parayı düşünüyor, daha rahat yaşamı özlüyor. Sürekli gerilim ve kavga istemiyor. Türban konusu önemli, ancak önceliklerin başında gelmiyor.
Bir yandan da, Ankara yetkilerini bırakmak istemiyor. Bürokrasi gücünü kaybetmekten korkuyor. AKP ise, kendi kafasından geçenleri hayata geçirme çabasında. Yapmak istediklerinin içinde doğru olanlar da var. Ancak bunları çok aceleci ve beceriksizce uygulamaya koymaya çalışıyor.
SIRA AB’YE GELİNCE
NE OLACAK?
Şu anda yaşananlar aslında hiçbirşey değil. Asıl kavga AB konusunda ortaya çıkacak.
Avrupa Birliğine uyum yasaları, temel bazı kavramlar üzerindeki tartışmaları yeniden gündeme getirecek. Yerel yönetimlere daha fazla yetki verilmesini Türkiye’nin bölünme senaryosu ile eş değerde tutanlar, AB yasaları gündeme gelince yeni bir değerlendirme yapmak zorunda kalacaklar.
Dönüp dolaşıp aynı noktaya geliyoruz:
Toplumumuza ve kendi sistemimize güven duyacak ve yeni bir yaklaşımı benimseyecek miyiz, yoksa Devlet korkusunun arkasına saklanarak mı yaşayacağız?
Yeni Kırmızı çizgilerimizde bir uzlaşıyavarabilecek miyiz?
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|