Mehmet Ali Birand
 
PAŞALAR, DİPLOMATLAR VE GAZETECİLER...
 
 

PAŞALAR, DİPLOMATLAR

VE GAZETECİLER...


Eskiden pek konuşmazlar, ortalarda görünmemeye dikkat ederlerdi, ancak son yıllarda emekli paşalardan görüş almak, çok moda oldu. Özellikle 28 şubat döneminde ön plana çıkarıldılar. Dönemin Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri ( psikolojik savaş uzmanı) Özkasnak paşanın buluşu olduğu ileri sürülürdü. 

   

Emekli paşalar ardı ardına TV’lere çıkarlar ve Refahyol hükümetine verip veriştirirlerdi. Açıkça söylenmez, ancak Genelkurmay’dan brifing aldıkları ve oradaki havayı yansıttıkları bilinir veya öyle sanılırdı. Türkiye Cumhuriyetinin laik düzenini ve temel ilkelerini asker adına onlar korurlardı.

   

28 Şubat geçti gitti, ancak paşalarımız medya’ya miras kaldılar.

   

Eskisine oranla rağbette olmasalar da, yine de tutunanlar oldu. Bazıları gazetelerde köşe yazarı, bazıları Atatürkçü derneklerin yöneticisi oldu, bir bölümü de Stratejik araştırma merkezlerinde birikimlerini değerlendirmeye başladılar.

   

Paşalarımızın performansları geçen yıla kadar pek fena gitmiyordu.

   

Ancak her şey, önce Avrupa Birliğine tam üyelik, ardından Kıbrıs tartışmaları ve nihayet Irak savaşı sırasında değişmeye başladı. 

   

Paşalarımızın bir bölümü kamuoyunda pek göz dolduramadılar.   


İçlerinde kendilerini geliştirmiş, emekli olduktan sonra da çalışmış, dış yayınları izlemiş pırıl pırıl olanlar yine parladılar, ancak önemli bölümü yetersiz kaldılar. O kadar ki, Genelkurmay Başkanlığı bir ara  “emekli komutanlarımız bizim adımıza konuşmamakta, kendi görüşlerini yansıtmaktadırlar” açıklaması yapmak zorunda kaldı.


Bu kadar hayal kırıklığına uğranılmasının nedeni de Türk toplumunun, General rütbesine yükselmiş her subayının “çok parlak olduğuna“, her şeyin en iyisini bildiğine inanması. Onların hata etmeyeceği, planlamayı, taktiği, stratejiyi, orduların yönetimini, psikolojiyi kısacası her konuyu sular seller gibi ezbere bildiği izlenimi vardır. Omuzlarındaki sayısız yıldızlarla emirler verirken gördüğümüz, sokaktan geçerken yeri göğü inleten o komutanların hata edebileceklerine kimseler inanmazdı.

   

Oysa baktık ki, Paşalarımızın bir bölümü eskiden okudukları kitapların ötesine geçememişler. Modern savaşı, değişen taktikleri pek  anlayamamışlar. Cumhuriyetin ilkelerini savunma konusunda gösterdikleri cerbezeliği gerçek mesleklerinde pek yansıtamadılar


EMEKLİ DİPLOMATLAR DA

SAPIR SAPIR DÖKÜLDÜLER

   

Askerlerimiz böyleydi de, emekli diplomatlarımızın performansları nasıldı ?

   

Doğrusu, onların da aralarından birkaçını çıkarın, geriye kalanları sapır sapır döküldüler. Yaptıkları analizler kötü, çağdışı ve kulaktan dolmaydı.

   

Sözünü ettiğim Büyükelçilerin bazıları geçmişte yanına yaklaşılmaz insanlardı. Politikalarda söz sahibi idiydiler. Onların ağzından çıkan bir değerlendirme Türkiye’nin politikalarını değiştirirdi. Diplomatlarımıza övgüler dizilirdi.

   

Kıbrıs-AB- Irak sürecinde gördüğümüz diplomatlarımızın, o eskilerle hiç ilgisi yoktu. Yine içlerinden birkaçı hariç, büyük bölümü sınıfta kaldı. Ancak kamu oyu, paşalarımıza gösterdiği hayal kırıklığını diplomatlarımıza göstermedi. Demek ki beklentileri pek fazla değilmiş.


PEKİ BİZLER NASILDIK ?

   

Herkes kötüydü de, bizler mi iyiydik ?

   

Söz konusu değil.


Televizyonlarda konuşan, yazılı basında görüş açıklayanlarımız çok geride kaldık. Değerlendirmelerin küçük bir bölümü doğru, ancak önemli bölümü yetersiz görüldü.

   

Ancak aramızda önemli bir fark var.

   

Biz gazeteciler, Paşalarımız gibi üstün bir eğitim görmedik. Hiçbir zaman onlar gibi Devlet sorumlulukları almadık. Türkiyeyi yönetmeye talip olmadık. Aynı şekilde, diplomatlarımız gibi dünyayı görmedik, diplomasinin inceliklerini öğrenmedik, Uluslararası pazarlıklara katılmadık.

   

Ne Generallerimiz, ne de diplomatlarımız gibi deneyimimiz var. Bundan dolayı da bizim hatalarımız doğal karşılandı, paşalar ile diplomatlar  daha fazla eleştirildiler. Daha fazla hayal kırıklığı yarattılar. 


Özetle, hepimiz aynı kaynaktan çıkıyoruz. Kimse kendinin diğerinden daha bilgili olduğunu iddia etmemeli. Askeri , diplomatı, öğretim üyesi veya gazetecisi aynıyız. Birbirimizi bilelim, birbirimize caka satmadan, gerçek değerimizi bilerek yolumuzda yürüyelim…



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- Yiyin efendiler...
- BUGÜN HEM POLİS, HEM PKK SINAVDAN GEÇECEK
- MHP'nin Türkiye'ye verdiği büyük zarar
- Artık, birbirimize yalan söylemeyelim...
- Türkiye yıllardır AB’nin vize uygulamasına itiraz edip durur. 1974’te Almanya’nın başlattığı ve 36 yıldır sürdürülen vize anlayışı çoktan değişti.
- Cemaat, efsaneleşen gücü’nün esiri oluyor…
- MİLLİ GÖRÜŞ, GÜLEN’İ GÖLGELEDİ…
- 12 EYLÜL BELGESELİ BAŞLIYOR…
- 32.Gün ile birlikte büyüdük... Göz açıp kapayana kadar geçmiş. Daha dün Ali Kırca...
- KAVGA BEKLENİYORDU, TAM AKSİ ÇIKTI...
- BİZ NEDEN KIZIYORUZ, ASIL SARKOZY UTANSIN...
- ERDOĞAN’IN AMACI BATI’YA SIRT DÖNMEK DEĞİL...
- CNN TÜRK’ÜN GİZLİ KAHRAMANLARINI TANIYIN…
- Yahudi aleyhtarlığını kışkırtıyoruz…
- Emekli Albay Arif Doğan öyle sözler söylüyor...
- Avrupa, Anayasa değişikliğini yetersiz ancak olumlu görüyor
- 1'inci köprüye karşıydım, bugün ise destekliyorum...
- Ermeniler, bize muhtaç olacak kadar fakir değil…(3)
- ERDOĞAN VE İHH KAZANDI, KAYBEDENLER İSE...
- Yine Ermeni çalışıyor, yine Türk seyrediyor...
- Ermeniler Türkiye'yi, alkışçılara şikayet edecek (2)
- ERDOĞAN, DOĞRUSUNU YAPIYOR...
- Genelkurmay sivile açılıyor
- Sevgili Dostlar,
- Artık PKK’dan çok, genç Kürtler korkutuyor…