TÜRKMEN DOST,
KÜRT DÜŞMAN MI?
Bizim alışkanlığımızdır.
Suratlarına bile bakmayız, hiç ilgilenmeyiz ve sonra birden bire kaşfederiz.
Uzun yıllar boyunca Orta Asya Cumhuriyetleri yanıbaşımızdaydı. Sovyetler Birliğinin parçasıydılar. Görmezden geldik. Hiç ilgilenmedik. İlgilenenleri de “kafatasçılıkla” suçladık. Türkçe konuşurlar ve Türkiye’ye sevgiyle bakarlardı. Biz, Sovyetlerle dengeye dikkat ettik, korktuk ve Türki Cumhuriyetleri unuttuk. Ne zaman ki Sovyet İmparatorluğu çöktü, onları keşfettik ve bağrımıza bastık. Öylesine sevdik ki, örneğin Azerbaycan’da MHP yanlısı darbe organize etmeye kadar gittik.
Aynı şekilde şimdi de Türkmen’leri keşfediyoruz. Oysa Türkmenler hep oradaydılar. Saddam Hüseyin tarafından ezilmişler, asimile edilmişler, hırpalanmışlardı. Ancak Irak bizim için önemli, Saddam ile iyi geçinmek moda olduğu için, Türkmenleri görmezden geldik.
Ve şimdi birden bire Türkmenleri keşfettik.(!)
Doğrusunu yaptık, ancak kontrolü giderek kaçırmaya başladık. Zira, Ankara’daki bazı sivil-asker “sivri görüşlülerimiz” Kürtlerin Kuzey Irak’ı kontrollerine alma girişimlerini engellemek için Kürtlerle Arapların arasına Türkmen’leri sokmak ve onları kullanmak isteyince işin ucu kaçar oldu.
Türkmenleri soydaş olduklarından dolayı değil, olası bir Kürt devletini engellemek, adeta Kuzey Irak’a nifak sokmak için sahiplendiğimiz izlenimi doğdu.
Bu durumda ister istemez Kürtler hem Türkiye’ye hem de Türkmenlere ters bakmaya başladılar. Türkiye’nin kendilerini düşman, Türkmenleri dost ve müttefik gördükleri sonucuna vardılar.
KÜRTLERİ DÜŞMAN
GİBİ Mİ GÖRELİM?
Şu sıralarda Kuzey Irak’ta tam anlamıyla bir siyasi kavga yaşanıyor. Bir paylaşma, bir yeniden yapılanma söz konusu.
Kürtler ve Araplar kıran kırana mücadele ediyor, bizde bu kavgaya Türkmen’leri de sokmaya çalışıyoruz.
Böylece, Türkmenleri dost Kürtleri de, giderek düşman statüsüne koyuyoruz.
Kuzey Irak’ta hoşumuza gitmeyecek oluşumlara izin vermemek, gelişmeleri etkilemeye çalışmak hakkımızdır. Herkes gibi bizde uzun vadeli çıkarlarımızı korumalıyız. Ancak bunu yaparken, biraz dikkatli davransak, acaba daha iyi olmaz mı?
Biz sesimizi yükselttikçe, Talabani’si Barzani’si de sertleşiyorlar. Karşılık bir tırmanış sürüyor. Gelişmelerin kontrolü kaybediliyor. Karşılıklı bir düşmanlaşmaya gidiliyor.
Oysa, sürekli kavga ettiğimiz Kuzey Irak Kürtleri’nin önemli bölümü Türkiye’de yaşayan bizim Kürt vatandaşlarımızın akrabalarıdır. Yüksek sesle demeçler verip tehdit ederken, kendi Kürt vatandaşlarımızı da bir yerde itelemiş olmuyor muyuz?
Bu gidip beni ürkütüyor. Sanki başımıza yeni sorunlar hazırlıyormuşuz gibi geliyor. Bu yazıyı, kafamdaki bir soruyu sizlerle paylaşmak için yazdım. Soğukkanlı, yeni bir değerlendirme yapma ihtiyacı var mı, yok mu?
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|