NELER DÖNDÜĞÜNÜ
ANLAYAN VAR MI?
Bu iş tam komediye döndü.
Oyunun önemli bölümü Ankara’da oynanıyor. Ancak Washington’da da kafalar karışık. Onlarında yönetim sorunları var. Doğrusu, ortada dönenleri tam anlamıyla teşhis edebilmek şu aşamada çok güç. Kimse tam gerçeği anlatmıyor. Herkes kendi gerçeğini ortaya atıyor, gelişmeleri kendine göre yansıtıyor. İki başkent arasında inanılmaz bir iletişim sorunu var. Ankara ve Washington da birileri söylenen sözleri ya anlamıyor veya yanlış algılıyor.
Bu satırlar yazılırken, ben henüz durumu tam olarak anlayamamış veya bildiklerini doğrulatamamıştım.
İki olasılıkla karşı karşıyayız:
Washington, geçen hafta Dışişleri Bakanı Powell’ın açıkladığı gibi, Ankara’nın Tezkereyi geciktirmesi üzerine, savaş planlarını değiştirdi. Türkiye üzerinden 62 bin asker geçirerek gerçekleştirmeyi umduğu Kuzey Cephesine asker sevkiyatını başka yollardan yapmayı kararlaştırdı. Büyük olasılıkla, Güney’den asker sokup Kuzey’e sevketmek gibi, zor, uzun ve pahalı yolu tercih etti. Ankara’dan (geçen Cuma) sadece hava koridorunu istedi. Bunun karşılığında da , anlaşmanın ekonomik boyutundan vazgeçti. Hava koridoru için para vermeyeceğini bildirdi. İlerde, değişen durumlara göre hareket etmeye karar verdi.
Ancak, ya Ankara’ya durum böylesine açık ve seçik şekilde yansıtılmadı veya Amerikalılar da kendi aralarında görüş ayrılıklarına düştüler. Biri birşey söylerken, diğeri farklı konuştu. Ankara’yı şaşırttılar.
ANKARA YENİ
PAZARLIĞA MI OTURDU ?
İkinci olasılık, geçen hafta önce Powell’ın arkasından Cheney’nin Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül ile yaptığı konuşmaların yanlış anlaşılması, yani Amerikalıların Kuzey Cephe’den vazgeçip ekonomik paketi askıya aldıkları ve sadece hava koridoruyla yetineceklerini söylemelerinin Ankara’da ya tam algılanamaması veya tam anlaşılamaması. Pazartesi günü düzenlenen Çankaya’daki doruk toplantısında dış paket ile ilgili bir kuşkunun bulunmaması ve Ali Babacan’ın da ertesi gün sabah (Salı sabahı) CNN TÜRK’e ekonomik paketin hala geçerli olduğunu söylemesi başka türlü ifade edilemez.
Bu iki olasılık dün gün boyunca Ankara’da ve Washington’da tartışıldı. Gerçeğin, bu iki olasılığın arasında bir yerde olduğu aşikar. İnsanların ve piyasaların şaşkınlığı da doğal.
BÜTÜN BUNLAR
NE ANLAMA GELİYOR?
Bütün bunlar Türkiye’nin Tezkere konusunda geç kalması sonucunda, ABD’nin Türkiye üzerinden asker sevkiyatından ve ekonomik paketten vazgeçtiğini açıkça gösteriyor.
Hükümet yetkilileri ise, durumdan memnun görünüyorlar. “Türkiye’ye ABD askeri gelmesinin getireceği sakıncalardan kurtulduk. Buna karşılık, Irak’ın toprak bütünlüğünü sağladık. Kuzey Irak’a Türk askerinin girmesini kabul ettirdik. Türkmenlerin konumunu sağlama aldık ve ABD’nin koalisyon ortakları arasına girdik. 6 milyar dolar şimdilik devreden çıktı. İlerde bu konu yeniden gündeme gelebilir” diyorlar.
Ulaşılan bu nokta tam anlamıyla “işi, yüzüne gözüne bulaştırmaktır”
Türkiye, ABD’nin Irak operasyonuna hava sahasını ve bazı üsleri açmasına rağmen, karşılığında en önem verdiği beklentilerini elde edememiş oluyor. Üstüne üstlük Washington ile ilişkilerini geriyor. Askerini Kuzey Irak’a sokarken ABD ile işbirliğini kısıtladığından dolayı kendi hareket yeteneğini de kısıtlamış oluyor.
Türkiye akılcı şekilde hareket etmediğinden dolayı hem harekatın bir parçası konumuna giriyor, hem de elindeki kozları kaybediyor.
Gelinilen nokta budur.
Bundan sonrası belirsizliklerle dolu bir dönem.
Bir ülkenin kötü yönetilmesinin faturasını ise, Türk halkı ödeyecek... Böylece daha “onurlu” , daha “bağımsız” bir ülke olduk.(!)
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|