ZARARI ARİA
DEĞİL, BİZ GÖRDÜK
Telekomünikasyon kurumu Başkanı Ömer Arasıl’ın ZAMAN gazetesine verdiği demeci görünce, aklıma ARİA’nın iki yıla yakın süredir TURKCELL ve TELSİM’e karşı sürdürdüğü mücadele geldi.
2001 yılında piyasaya giren ARİA, yasalarla hakkı olan roaming (Sistemini kurana kadar parasını verip diğer şebekelerden yararlanma) anlaşması için resmen çağrıda bulundu. Uluslararası rekabet ve Türk yasalarına göre TURKCELL ve TELSİM’in buna uymaları, eğer uymazlarsa ülkenin yetkili kurumlarının ARİA’nın hakkını araması gerekiyordu.
Tam Türk usulü, TURKCELL ve TELSİM açıkça çamura yattılar. Ardı ardına davalar açarak işi uzattılar ve Türkiye’de seyirci kaldı. Sonunda, ARİA dayanamayıp Uluslararası tahkime gitti.
Ömer Arasıl sözünü ettiğim demecinde ARİA’nın haklı olduğunu ve haklılığının da yakında tahkim heyetince kabul edileceğini belirtiyor.
Yazık olmadı mı?
ARİA bunca yıl sürüklendirildi de kim ne kazandı, ne kaybetti?
TURKCELL ve TELSİM rekabeti engellediler, ARİA’nın bu sürede 1 milyon (ki bu bile başarıdır) abonenin üstüne çıkmasını bir oranda yavaşlattılar. Kendi açılarından kazançlı çıktılar.
Ancak, asıl kaybeden biz olduk. Tüm kısıtlamalara rağmen rekabet sayesinde elde ettiğimiz avantajlara bakılırsa, tam rekabet olabilseydi, kimbilir daha ne kadar ucuzlama sağlanabilecekti.
Sonra da, yabancılar neden Türkiye’de yatırım yapmıyor diye soruyoruz.
2001’DE USAME, ŞİMDİ SADDAM KURTARIYOR
Hatırlayacaksınız, 2001 yılının Temmuz-Ağustos döneminde ekonomik program çökme noktasına gelmişti. Kemal Derviş, MHP’lilerin taarruzuna uğramış, Telekomun özelleştirilmesi konusundaki kavga derinleşmişti. Gerilim arttıkça borsa düşüyor, dolar yükseliyordu. Piyasalar, durumun tehlikeli gidişini görmüşler ve panik havası öncesi beklentiye girmişlerdi. Kemal Derviş, sonradan açıkladığı gibi, istifayı düşünmeye başlamıştı.
Tam o sırada 11 Eylül olayı patladı.
Usame bin Laden, Türk ekonomisinin yardımına yetişti.
Kemal Derviş hemen Washington’a gitti ve daha önce “Türklere 5 sent daha fazla vermem” diyen Amerikan yönetiminden ekstra 9 milyar dolara yakın bir IMF desteği elde etti. Bu para ile 2001-2002 arasında ekonomimiz bataktan kurtuldu.
Şimdi hemen hemen aynı durumlardayız.
Ne dersiniz, bu defa da Saddam mı kurtaracak?
Galiba...
Bu kadar para pazarlığı herhalde boş yere yapılmıyor.
CERRAHOĞLU VE
CEVİZOĞLU’NUN KİTAPLARI
İki gazetecinin iki kitabı birden piyasada. Her ikisi de, daha önce yapılmış ve yayınlanmış söyleşilerden oluşuyor.
Hulki Cevizoğlu’nun kitabı 28 Şubat sürecini anlatıyor. Nilgün Cerrahoğlu’nun ki 2 inci baskı yaptı. Onun ki de ses getiriş söyleşileri kapsıyor. Türkiye’nin yakın tarihini merak edenlere duyurulur.
Her iki gazeteci, tarihçilere ve araştırıcılara son derece değerli bir malzeme veriyorlar. Geçmişi çok çabuk unutuyoruz. Gelişmeler gazete sayfalarında kalıyor. Oysa bu şekilde, farklı görüşleri kütüphanemizde saklayabileceğiz. Her ikisinin de ellerine sağlık...
VEHBİ KOÇ’U
HATIRLADIK...
7 inci ölüm yıldönümünde Vehbi Koç’u bize Güneri Civaoğlu yeniden yaşattı. Kanal –D’deki programı nefisti.
Insanlarımızı kaybettikten sonra, onların topluma verdiklerini dre unutuveriyoruz. Vehbi Bey, Türkiye’nin bir “zengini” değildi. Hepimize önemli dersler verdi. Dengelerin oluşmasına ve bozulmamasına dikkat etti.
Zenginliğini hiçbir zaman göstermedi. Basit bir yaşam sürdü. Değerlere sahip çıktı ve parasını daha iyi insanların yetişmesi için harcadı. Tek başına bir müessese idi ve bu konuma uygun hareket etti. Hem kendi şirketleri, hem de ülkenin istikrarına öncelik verdi.
Vehbi bey bizlere çok şey kattı.
Allah rahmet eylesin.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|