TÜRKİYE, PAZARLIĞI
TADINDA BIRAKTI
Dışardan baktığınız zaman, Türk hükümetinin tutumunu ve Irak konusundaki iç gelişmeleri “perişanlık” gibi algılayabilirsiniz. AKP’nin ortasından bölündüğü, partinin yönetiminde sorunlar bulunduğu, her kafadan farklı bir ses çıktığı sonucuna varabilirsiniz. Ancak, bu değerlendirmeler çok yanlış olur. Zira diğer ülkelerdeki hükümetlerin durumları, bizdekinden çok daha beter... Saddam, daha savaş başlamadan Batı kampını birbirine sokmayı başardı.
İngiltere’den başlayalım...
Blair, Başkan Bush’u desteklediği için hemen her yönden eleştiri oklarını üstüne çekiyor. Partisinde son derece ciddi bir muhalefet var. Başbakan Blair öylesine sıkıştı ki, sonunda Amirikalıların boğazına basıp, BM Güvenlik Konseyinden ikinci bir karar çıkartılması için ikna etti. Washington’u riskli bir denemede bulunmaya zorladı.
İngiliz Parlamentosundaki ayaklanmanın temelinde, milyonlarca İngilizin katıldığı barış hareketi yatıyor.
Avustralya (ABD’nin kayıtsız şartsız müttefiği) aynı şekilde protesto yürüyüşlerine sahne oluyor. Başbakan her taraftan eleştiriliyor ve yerden yere vuruluyor.
İtalya ve İspanya da ABD’yi destekliyorlar ve her iki ülke başbakanı da giderek artan bir muhalefet tarafından bombardımana tutuluyorlar.
Anlayacağınız, Saddam Hüseyin yönetimine son vermek isteyenlerden oluşan “istekliler koalisyonu” perişan durumda. Bush yönetimini de unutmayalım. Kamuoyu yoklamaları hergeçen gün ters sonuçlar göstermeye başladı. Biraz daha uzarsa, kamuoyu tam anlamıyla karşı tutum alabilir.
Avrupa Birliği paramparça oldu. Fransa ve Almanya’nın başını çektiği grup ile Amerikancı 8 ülke arasındaki uçurum giderek büyüyor.
NATO, Irak nedeniyle varlık nedeni sorgulanır bir konuma geldi. Türkiye’ye “koruma şemsiyesi açılsın mı açılmasın mı” tartışması, Kuzey Atlantik Teşkilatını da paramparça etti.
Bu manzara karşısında, kendi durumumuzu normal saymalıyız. Zira, son derece anormal bir olayla karşı karşıyayız. Bu defaki Irak krizi, başka hiçbir krize benzemiyor. Dolayısıyla, daha öncekilerle karşılaştırılamaz.
AKP hükümeti, elindeki insan malzemesi, stratejik konumu, bölgedeki ağırlığı ve ekonomik gücü oranında ABD ile iyi bir pazarlık yaptı ve alabileceğinin azamisini elde etti. Daha da önemlisi işi tadında bıraktı. Biraz daha uzatsa, masadan büyük zararla kalkabilirdi. Başka bir hükümet olsaydı, daha fazlasını alamazdı.
Gerisi boş laf...
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|