ZOR DA OLSA

DİRENMELİYİZ...

Karşı karşıya kaldığımız bu durumdan kurtulmak için, sadece yüzde 47 oy kazanmış bir iktidarı dövmek veya askeri müdahaleye kışkırtmak mı gerekiyor?

Doğrudur, mahalle baskısı farklı bir olgudur. Gösterilerle, sivil örgütlerinin tepkileriyle engellenemez. İnsanlar bazen, farkına dahi varmadan mahalledeki havaya kapılıverirler.

Yine de, hepimizin yapabilecekleri var.

Sesimizi yükseltme gücümüz, kendi mahallemizin ortamını yaratmak, hiç değilse diğer mahalledeki havayı bozma imkanımız var.

Otobüste namaz molası isteyen kişiye, “Kardeşim bu bir kamu hizmetidir, ben devam etmesini istiyorum” diyebilenlerimiz çıkmalı...

Başını kapatması için baskı gören de, oruç tutmadığı için tepki gören de HAYIR diyebilmeli...

Size çok uzun bir liste yapabilirim.

En tipik iki örneği hafta sonu Hürriyet’te okuduk.

Biri, İstanbul’un Fatih semtindeki bir alışveriş merkezinin, içki reyonlarını Ramazan nedeniyle, beyaz kağıtla kapatması haberiydi. Göreceksiniz, gelecek yıl bu uygulama artacak. Kimileri çıkıp, içki reyonlarına baskı yapacak: “Siz dinsiz misiniz? Günah işliyorsunuz!” diyecekler.

Biz de çıkıp aksini savunmalıyız.

Diğer örnek, Referans’a konuşan, AKP Kütahya Milletvekili Hüseyin Tuğcu idi. Onunki çok daha tehlikeli bir mahalle baskısı. “Devletten ihale alacak veya iş yapacak kişilerin” resmen kapanması gerektiğini söylüyor. 

Buna karşılık da bizler, Tuğcu’yu ve tüm devlet bürokrasisini gözetim altına almalıyız.

Laiklik gösterisi yapan TV’ler, Ramazan ayını gerekçe gösterip din propagandası yerine geçen programlar yayınlamaktan vazgeçebilmeliler...

Laiklik bayrağını sallayan medya, sırf tirajı kazanmak için dincileri sayfalarına taşımamalılar...

Özel sektör, ihale kapmak için duruşundan ödün vermemeli.

Sivil toplum örgütleri, cılız demeçler vermek yerine, tutarlı bir tutum ve aydınlık mesajlarla kendini göstermeli...

Kendi yapmamız gerekenleri askere veya başkalarına bıraktığımız ve sadece uzaktan seyredip eleştirmekle yetindiğimiz zaman bir yere varamayacağımızı artık görelim.

Gelin, artık takiyyeden vazgeçelim.

Kendi kendimizi aldatmaktan vazgeçelim.

Mahalle baskısıyla başka türlü başa çıkılamaz.