T?œRKİYE?’NİN ADAYLI?žI

AB?’Yİ B?–L?œYOR...

Türkiye, Avrupa?’yı yine ?Ÿa?Ÿırtıyor. ?–zellikle de AKP?’nin? yakla?Ÿımı ?Ÿa?Ÿkınlı?Ÿı arttırıyor.

AB?’deki genel beklenti, AKP?’nin İslamcı bir kimlik kartına sahip oldu?Ÿu, bundan dolayı da uyum yasalarında pek aceleci davranmayaca?Ÿı ?Ÿeklindeydi. Seçim öncesinde verilen sözlerin unutulaca?Ÿı ve AKP?’nin, kendi görü?Ÿüne yarar sa?Ÿlayacak yasaları? çıkarıp gerisini geciktirece?Ÿi sanılıyordu.

?“AB?’de din devleti olmaz. Türban gibi sembolik unsurları da kullanamazsınız. Bundan dolayı? AKP?’nin farklı bir tutum sürdürece?Ÿini sanıyorduk. Galiba yanılıyoruz...?” diyen bir AB Parlamentosu yetkilisi,? Türkiye?’nin herkesi her yönden? ?Ÿa?Ÿırttı?Ÿını söylerken, Parlamento içindeki genel havayı yansıtıyordu.

AB?’deki bölünmeleri genelle?Ÿtirebilmek pek güç. Buna ra?Ÿmen yine de son durumu özetleyebiliriz.?

Her?Ÿeyin ba?Ÿında, bilinmesi gereken en önemli nokta, 15 AB hükümetinin henüz Türkiye konusunda resmi bir karar veremediklerinin bilinmesi gerekiyor.

Ne ?“tarih verelim?” ne de ?“ertelensin?” diye bir karar var. Genelde Türkiye?’deki geli?Ÿmeler izleniyor.

T?œRKİYE İ?‡İN

3 AYRI G?–R?œ?ž...

E?Ÿer özetlememiz gerekirse, Türkiye ile ilgili olarak siyasetçiler, medya ve resmi çevrelerdeki yakla?Ÿımları üçe ayırabiliriz:

T?œRKİYE MUTLAKA KATILMALI:

?‡ok büyük olmamasına ra?Ÿmen, Türkiye?’ye 2004 Aralı?Ÿında mutlaka tam üyelik müzakerelerine ba?Ÿlama tarihi verilmesini isteyenlerin sayıları artıyor. ?–zellikle ABD?’nin Irak?’a yönelik harekatından sonra, Avrupa Birli?Ÿinin stratejik konumunu güçlendirmesi ve bölgede söz sahibi olabilmesi için Türkiye?’nin üyeli?Ÿine daha fazla ihtiyaç duyuldu?Ÿu ileri sürülüyor. Türkiye?’yi oyalamak ve yeni bir ertelemeye gitmenin, AB?’nin ne kadar modern ve demokratik olursa olsun müslüman? bir ülkeyi içine almak istemedi?Ÿi anlamına gelece?Ÿini belirten bu grup, bu defaki fırsatın kaçırılmaması gerekti?Ÿini savunuyor.

T?œRKİYE DI?žARDA TUTULMALI:

Genelde Hristiyan Demokratlardan olu?Ÿan bu grupta küçük, ancak etkili. Bunlara göre, Türkiye?’nin Hristiyanlar dünyasında yeri yoktur. Din ve kültür farkı, Türkiye?’ye kapıların kapalı tutulması için yeterli gerekçedir. Ayrıca, İnsan Hakları grupları ve Türkiye?’ye geleneksel ?Ÿekilde kar?Ÿı? çıkanlar da, Ankara?’ya ?“özel statü?” verilmesiyle yetinilmesini tercih etiklerini belirtiyorlar.

3. T?œRKİYE BECEREMEYECEK:

Di?Ÿerlerine oranla ço?Ÿunlu?Ÿu olu?Ÿturan bu grup ise, Türkiye?’nin AB?’ye büyük bir ekonomik yük getirece?Ÿine; büyüklü?Ÿü ve bölgeler arasındaki önemli gelir farklılı?Ÿı ve sınırlarıyla da büyük sorunlar ithal edece?Ÿine inanıyor.

Ancak ço?Ÿunluktaki bu grup, Türkiye?’ye kar?Ÿı HAYIR kampanyası sürdürmüyor. Onlara göre, Türkiye nasıl olsa Kopenhag kriterlerine uyum sa?Ÿlayamayacak ve bu ?Ÿekilde 2004 Aralı?Ÿı randevusunu kendi kendine kaçıracak.

Hani bizde ?“Ne yaparsak yapalım, nasıl olsa AB bizi almayacak?” diyenler var ya... AB?’de de bu ?Ÿekilde dü?Ÿünenler ço?Ÿunlukta. Onlar da ?“Nasıl olsa Türkiye yapamaz?” diyorlar...

ANCAK, GİDEREK

K?–?žEYE SIKI?žIYORLAR

İ?Ÿte, i?Ÿin tılsımı da burada.

E?Ÿer Türkiye, Kopenhag kriterlerine tam anlamıyla uyum sa?Ÿlayabilirse bu sonuncu grubun önemli bir bölümünü yanına çekebilecek. Dengeleri büyük oranda etkileyebilecek. Unutmayalım ki, 2004 Aralı?Ÿındaki kararı hükümetler verecek. Onlar da, ?“?žimdi ne yapaca?Ÿız?” diye kara kara dü?Ÿünüyorlar...