AWACS KARARI

GEREKLİYDİ...

Dışardan baktığınız zaman, iki adet AWACS radar uçağına yaklaşık 1,5 milyar dolar para harcanmasına kızabilirsiniz.

Hele, 1 milyar dolar bulabilmek için IMF’in önünde defalarca takla atmak gerekirken...

Hele, işsizliğin  kol gezdiği bir dönemde 1,5 milyar dolarlık yatırımlarla binlerce insana iş sahası açılabilecekken...

Hele, ülke ekonomisinde 1,5 milyar  dolarlık bir fona büyük gereksinme  duyulurken...

Komutanların kendilerine yeni oyuncak aldıklarını, ülke’nin böylesine sıkışık  bir döneminde bu harcamanın gereksizliğini ileri sürebilirsiniz.

Hele sizler böyle düşünürken, AWACS uçaklarının neden gerekli olduğu hakkında kimseler bir açıklama dahi yapma lütfunda bulunmaz hatta, Milli Savunma Bakanı dahi “Ben bu işin ayrıntısını bilmiyorum. Genelkurmay gerekli buldu, pazarlığı da onlar  yaptı”  derse, belki daha da sinirlenebilirsiniz. “Kardeşim artık uydu teknolojisi var. AWACS’a boş yere para harcıyoruz” dahi diyebilirsiniz...

Askerlerin kamuoyuna ve kamuoyundaki imajlarına ne kadar önem verdiklerini en iyi bilen kişilerden biriyim. Ayrıca Genelkurmay’ın halkla ilişkileri yaygınlaştırabilmek  ve daha fazla bilgilendirme niyetlerini ve çabalarını da izliyorum.

Ancak bir türlü olmuyor.

BU KONUDA ARTIK

BİR KARAR VERİLMELİ

Unutmayalım ki, artık Türkiye değişiyor. Türk kamuoyunun Silahlı Kuvvetlerine bakışı da değişiyor. Artık “askere selam, harcamalara devam” dönemi bitti. Üstelik, para da yok. TSK’da elindeki bütçeyle bu işi nasıl çevirelebileceğinin hesaplarını yapıyor ve kemerleri         –kendi ölçülerine göre- sıktıkça sıkıyor.

Ancak, bu duruma rağmen, harcamalarını toplumla paylaşma becerisini bir türlü gösteremiyor.

Acaba eski gizlilik refleksi midir, nedir bilinmez, kapalı kutu bir türlü açılamıyor.

TSK, ayrıntı gibi görünen oysa AB yolundaki önemli aşamalardan biri sayılan şeffaflık sorununu, ilerde kamuoyu baskısıyla değil, şimdi kendi kendine çözmelidir.

Org. Özkök  bunun gerekliliğini  en iyi  anlayacak donanım ve kafadaki bir komutan olduğu için, bunun gerçekleşmesini de daha sorunsuz halledebilirler.

Toplumu aydınlatmak görevini MSB mi, yoksa TSK’mı, kim örgütleyecekse örgütlemeli ve bu hastalıktan kurtunulmalıdır.