T?œRKİYE, DERVİ?ž?’İN

TERCİHİNİ BEKLİYOR

Toplumun önemli bir bölümünün kaygısı, içinde? ya?Ÿadı?Ÿımız sürecin kaybedilmesidir. Güçlerin birle?Ÿtirilmesi ve yepyeni bir olu?Ÿumun ortaya çıkması yerine, ki?Ÿisel önceliklerin seçilmesi ve ?“küçük olsun, benim olsun?” ilkesinden hareket edilmesidir.

Türk halkının beklentisi, ?œlke?’nin önünü açacak, ekonomik reformları sürdürecek, Avrupa Birli?Ÿi treninin kaçırılmasını önleyecek, Kıbrıs sorununu çözecek bir olu?Ÿumun ortaya çıkmasıdır.

Böyle bir olu?Ÿumun gerçekle?Ÿtirilmesi üç ki?Ÿinin elindedir. Hüsamettin ?–zkan- İsmail Cem- Kemal Dervi?Ÿ?’i bir araya getirebilecek olan bir formülün önünde kimse duramayacaktır.

İç ve dı?Ÿ aktörlerin en çok üstünde durdukları isim ise, Kemal Dervi?Ÿ?’tir. Dikkat edilecek olursa, son kriz ile birlikte bütün gözler Dervi?Ÿ?’e dönmü?Ÿtür. Piyasalar onun sözüne inanmakta, ataca?Ÿı adımlara güvenmektedir. Devi?Ÿ adeta tek ba?Ÿına ?“oyun yapıcı?” bir konuma gelmi?Ÿtir. Siyaset sahnesinin en de?Ÿerli ?“joker kartı?” olmu?Ÿtur.

Dervi?Ÿ?’te bu geli?Ÿmenin farkındadır ve son derece sa?Ÿduyulu ?Ÿekilde hareket etmektedir. Bütün taraflarla görü?Ÿmekte ve fazla iddialı görünmeden adımlarını atmaktadır. Kamuoyunun verdi?Ÿi deste?Ÿin farkında olarak, geli?Ÿmeleri yönlendirmeye çalı?Ÿmaktadır.

?–nümüzdeki günler bu açıdan tarihi önemdedir.

Kamuoyu Dervi?Ÿ?’in verece?Ÿi kararı, yapaca?Ÿı tercihi beklemektedir. İsterse ?–zkan-Cem ile? birlikte, isterse ba?Ÿka bir partide kendini göstermeyi arzulamaktadır. Tek ko?Ÿul, Türkiye?’nin önünü açacak bir ?Ÿekilde ortaya çıkmasıdır.

Daha önce de de?Ÿinildi, ancak tekrar edilmesinde yarar vardır:

Türkiye?’nin? zaman kaybetmeye imkanı yoktur.

Ekonomi alaca?Ÿı kadar darbe almı?Ÿtır. Artık zararın neresinden? dönülecekse dönülmeli ve ?“en erken? seçim?” formülü benimsenmelidir. Kapıda bekleyen Avrupa Birli?Ÿi ve Kıbrıs sorunlarını da hesaba katarsak, Kasım veya Nisan 2003 gibi tarihler de?Ÿil, hemen Ekim ayı tercih edilmelidir. Sırf Tayyip Erdo?Ÿan?’ın saf dı?Ÿı edilmesi için, seçim ertelenmesi, Türkiye?’ye ba?Ÿka yönlerden çok daha pahalıya mal olacaktır.

CLINTON?’DA, AB

VE KIBRIS?’A DİKKAT ?‡EKTİ

Eski ABD? Ba?Ÿkanı Clinton?’un önceki gece TABA?’nın davetlisi olarak yaptı?Ÿı konu?Ÿma çok önemliydi.

Türkiye?’nin gerçek dostu olan Clinton üstüne vura vura iki noktada dikkatlerimizi çekti:

AVRUPA BİRLİ?žİNE tam üyelik konusunun? Türkiye açısından? hayati önemini tekrarladı. Kopenhag? Kriterlerine uyum? konusunda hiç tereddüt edilmemesi gerekti?Ÿini söyledi. AB üyeli?Ÿinin? Türkiye?’yi? bölgede gerçek bir güç durumuna sokaca?Ÿının altını çizdi. Washington?’un uzun vadeli çıkarını da, Türkiye?’nin AB?’ye katılım oldu?Ÿunu belirtti.

Clinton, genel stratejiler açısından? baktı ve bu fırsatın kaçırılmaması gerekti?Ÿinin üstünde durdu.

KIBRIS konusunda da, çok net ?Ÿekilde ?“Ne yapın edin ve bu sorunu çözün?” dedi. Geçmi?Ÿi? bırakıp gelece?Ÿe bakılması gerekti?Ÿini söyledi. Kıbrıs?’ı çözmü?Ÿ, Yunanistan ile gerçek barı?Ÿ yapmı?Ÿ bir Türkiye?’nin ?“mucizeler yarataca?Ÿını?” ısrarla tekrarladı.

?“Her?Ÿey istedi?Ÿiniz gibi olmaz. Biraz siz, biraz da kar?Ÿı taraf verecek ve orta yol bulunacak?” derken, do?Ÿruları söylüyordu.

Türkiye tam bir yol ayrımında?…

Ya, önümümüzü açacak yeni bir olu?Ÿum ile en erken seçime gidece?Ÿiz ve en kısa sürede? ekonomik reformları, AB Kopenhag kriterlerini ve Kıbrıs?’ı çözüp lig atlayaca?Ÿız veya karanlık, fakir bir ülke olarak kalaca?Ÿız.