PKK' nın isim değiştirmesi AB' yi güç durumda bıraktı. Ne yapacaklarını bir türlü saptayamıyorlar. PKK' nın adı terör listesine alınacak, ancak KADEK adının da listede görünmesi konusunda bazı ülkeler beklemeyi tercih ediyor.
PKK' nın isim değiştirmesi, AB Başkentlerinin işlerini zorlaştırdı.
PKK' nın terör listesine alınması için genel bir görüşbirliği -Hollanda, Belçika ve bir ölçüde de Almanya hariç- oluşmuştu. Tam son adım atılmak üzereyken, PKK' nın durumun nereye gittiğini görüp adını değiştirmesi durumu zorlaştırdı.
Herşeyden önce, Türkiye'nin böylesine duyarlı olduğu terör listesinin nasıl saptandığını kısaca anlatmak isterim.
Bu liste, 15 ülke İçişleri ve İstihbarat örgütlerinin katıldıkları “ Güvenlik Komitesinde” kararlaştırılır. AB' nin Birlik Politikası değildir. Kararlar, hükümetler arası koordinasyon ile alınır. Yani 15 ülke'nin İçişleri Bakanlıkları bir araya gelip oluşturdukları komitede konuşurlar. Bunun Birlik Politikasından farkı, kararın çoğunlukla alınamamasıdır. Bir ülke red oyu kullanırsa, karar bozulur. 11 Eylül'den sonra, bu konunun hükümetler arası koordinasyon düzeyinden çıkarılıp, Birlik Politikasına dönüştürülmesi istendi, ancak başarılamadı.
Güvenlik Komitesinin terör listesine aldığı örgütler, 15 ülkede birden ve aynı yaptırımlar uygulanarak izlenirler. Dernek kurmaları, faaliyetleri, para toplamaları hem çok daha yakından izlenir, hem de yasaklanır. Her attıkları adımlar büyülteç altına alınır. Bir süre sonra nefes alamaz duruma gelirler. Bir ülkede tutuklanandan, diğer üye ülkelerdeki güvenlik birimleri haberdar edilirler. Bilgi alış verişi 15 arasındaki bilgisayar ağı aracılığı ile sağlıklı bir şekle sokulur. Listeye girmiş bir örgütün bir üyesi veya üyeleri, bir AB ülkesinden kaçıp diğerindeki yasalardan yararlanıp çalışmalarını sürdüremez. Zaten Türkiye'nin bu liste üstünde bu kadar durmasının başlıca nedeni de budur.
Bizler bu listenin AB politikası sanıyoruz. Bundan dolayı da Brüksel'i ısrarla dövüyoruz. Oysa, sorun 15 ayrı ülkenin 15 ayrı Güvenlik ve İçişleri Bakanlığından kaynaklanıyor. Birinin itirazı, karar alınmasını durduruyor.
Türkiye' nin PKK ve DHKP-C'nin bu listeye alınması konusundaki çabaları, bir süredir dikkate alınır olmuştu. Hollanda, Belçika ve bir oranda da Almanya' nın çekinceleri giderilmek üzereydi ki, PKK harekete geçti.
PKK TEHLİKEYİ GÖRÜNCE…
Örgüt, PKK adını taşıdığı sürece, ne Türkiye'de nede Avrupa'da faaliyette bulunamayacağını açıkça gördü. PKK harflerinin Türk kamu oyunda yarattığı alerji, örgütün silah bıraksa, en tepedeki isimlerini teslim etse dahi, Türkiye' deki herhangi bir siyasi oluşumun yanından dahi geçemeyeceğini biliyordu.
Bu yetmiyormuş gibi, Avrupadaki kıskaçın da sıkılmaya başladığı ve Türkiye'nin 15 başkentteki baskılarının arttığı ,giderek hissediliyordu.
İşte bu aşamada, adını KADEK (Kürdistan Özgürlük ve Demokrasi Kongresi) diye değiştirdi.
Nasıl partiler isim değiştirip aynı insanlar ve aynı politikalarla yollarına devam ediyorlarsa, PKK' da bu yolu seçti. Türkiye açısından, isim değiştirmek hiçbir şeyin değişmediği anlamına geliyor.
Ancak durum Avrupada biraz daha değişik algılanıyor.
Avrupa Birliği Başkentlerindeki gelişmeleri bilen kaynaklar, kafaların karıştığının işaretlerini veriyorlar.
Danimarka gibi ülkeler için, PKK ile KADEK arasında hiçbir fark yok. Ancak, Almanya, Hollanda ve Belçika başta olmak üzere, bazı üye ülkeler bu iki isim arasında bir fark oluşturma eğilimindeler.
“PKK terör örgütüydü ve bu şekilde tescil edildi. Ancak KADEK'in ne olduğunu henüz bilemiyoruz. Eğer terör ile hiç ilgisi olmayan bir faaliyette bulunurlarsa, durum değişir. “ diyen aynı kaynak, AB başkentlerindeki eğilimin, PKK' nın listeye alınması, ancak KADEK için bir süre beklenmesi şeklinde olduğunu söyledi.
Yine tekrarlamakta yarar var. Bu eğilimler sürekli değişiyor. Her ülke İçişleri Bakanlığının birbirinden farklı yaklaşımı var. Ancak KADEK'e bir süre tanınmasını isteyenler de az değil.
KADEK bir dernek veya bir siyasi parti de değil. Kendilerini ”Kongre” olarak isimlendiriyorlar. Hukuki yönden böyle bir niteleme sorun yaratıyor. Şimdi 15 Başkentin bazı odaklarında, Fikir Özgürlüğü çerçevesinde görüşlerini açıklamakla mı kalacaklar , yoksa bölücü ve teröre göz kırpan yaklaşımlarını sürdürecekler mi ? sorusu soruluyor.
Lüksemburg' da yapılan son Ortaklık Konseyi toplantısında, İspanyol Dışişleri Bakanı Mayıs ayı başına kadar bu konuda bir karar alınacağını açıkladı.
Listeye PKK ve KADEK birlikte alınabilir, ancak KADEK adı altındaki faaliyetlere daha farklı muamele yapabilirler. Zira Avrupa' nın genel yaklaşımı, elinde silahla dağa çıkıp terör yapan bir örgüt yerine, siyasete katılıp görüşlerini açıklayan bir örgütün tercih edilmesi şeklindedir. Bundan dolayı da, Türkiye' nin PKK' nın siyasallaşmasına tepkisini anlayamıyorlar.
Galiba bizim de bu konuda yeniden bir politika oluşturmamız gerekiyor. PKK oynadığı oyunun kurallarını hızla değiştiriyor. Biz ise henüz işin siyasi açısına bakmıyoruz. Hala terörle mücadele dönemindeki reflekslerimizle devam ediyoruz.
Terörle mücadele gayet tabii sürecektir. Ancak işin sosyal-ekonomik- kültürel ve siyasi yönlerini de kapsayan bir genel strateji çizme zamanı gelmiş gibi görünüyor. Gelişmelerin gerisinde kalmaya başlamamızdan kaygılanıyorum.
