GÜL, NEDEN

ADAY OLMASIN?

Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığı, en garanti sanıldığı bir sırada, birden bire belirsizliklerle doldu. Seçim kampanyasında meydanları dolduran, Cumhurbaşkanlığı adaylığı engellendiği için Ak Parti’ye (AKP) ekstra oy kazandıran Abdullah Gül’e itirazlar artıyor.

Medyaya sızan haberlere ve kulağı delik gazetecilerin yazdıklarına bakılırsa, Gül’ün adaylıktan fedakarlık etmesini isteyenlerin başında Başbakan geliyor.

Bu iddianın ne kadarı doğru belli değil. Ancak belli olan, çevresinin Başbakan’ın adını kullanarak bu söylentiyi yaymasıdır.

Erdoğan susuyor. “Gül ne isterse o olur” diyor ve anlaşılan el altından “vazgeç bu işten” mesajları yolluyor. AKP grubu da ikiye bölünmüş durumda. Bir bölümü Gül’ün tekrar aday olmamasını, diğer bir bölümü de aksine yoluna devam etmesini istiyor.

Gül’ün Çankaya’ya çıkıp çıkmaması konusunda, EVET ve HAYIR’cılar karşılıklı şu gerekçelerle tartışıyorlar.

1. TÜRBAN KÖŞK’E ÇIKACAK

HAYIRCILAR: Hayrünnisa Gül’ün türbanı taşımasının, sembolik bir anlamı olduğu ve Türkiye’ye türbanın son derece normal sayılması gerektiği mesajı vereceğine dikkat çekenler, kamuoyunun dindarlığa ve türban taşımaya teşvik edileceğini vurguluyorlar. Aynı şekilde, Türkiye’yi dünyada temsil edecek bir kişinin türbanlı olması, ülkenin imajı açısından da yanlıştır.

EVEÇİLER: Türban kişisel bir tercihtir. Üstelik ülkede çoğunluk tarafından benimsenmiştir. Türban teşvik edilmediği, kullanılması zorunlu hale sokulmadığı sürece bir sakıncası yoktur. Bugün, eşi türbanlı biri Cumhurbaşkanı olur, yarın türbansız bir eş köşke çıkabilir.

2. TÜRBAN KIŞLAYA GİRECEK

HAYIRCILAR: Cumhurbaşkanı’nın eşi türbanıyla köşke çıktığı taktirde “kamusal alanda türban takılmaz” ilkesi bozulacak ve en önemlisi asker eşlerinin türban takması engellenemeyecek.

EVEÇİLER:  Başbakan ve daha nice bakan eşi türbanlı dolaşmakta, devlet kurumlarına girip çıkmaktadırlar. Bu uygulama zaten güçlükle yaşatılmaktadır. Köşk’te bir first lady’nin türbanı ekstra bir zorluk yaratmaz. Asker eşlerine gelince; TSK’nın kesin ve katı kuralları vardır. Kişiler bu kuralları baştan kabullenerek mesleğe katılmaktadırlar. Bundan dolayı, Hayrünnisa  Hanım kötü örnek olmaz.

3. ASKERLE GERİLİM ÇIKAR

HAYIRCILAR: Askerler, Cumhurbaşkanı’nın türbanlı eşiyle birlikte vereceği davetlere, kutlama törenlerine katılmayacaklar, bir kesim laik dernek ve Sivil Toplum Örgütleri ve muhalefet de bu kampanyaya katılacak. Sonuçta, sürekli bir gerilim içinde yaşanacak, devletin en önemli kurumları birbirleriyle küskün kalacak.

EVETÇİLER: Yüzde 47’lik oy oranıyla ve eşinin türbanı nedeniyle çıkan tartışmalara konu edildiği bir seçimden çıkan Gül toplumdan vize almıştır. Demokratik sistemin temelinde milli irade yatıyorsa, ister asker, ister laik dernekler olsun, bu kararı kabul etmek zorundalar.

4. GÜL’DEN İYİ ADAY YOK

EVETÇİLER: Abdullah Gül bugüne kadar gösterdiği uzlaşıcı tutumu, esnek yaklaşımı ve toplumun her kesimini kucaklayıcı politikasıyla büyük puan toplamıştır. Muhalifleri dahi sempati beslediklerini saklamazlar.

Gül Çankaya’da, bir AKP’li gibi değil, sözü dinlenen bir Cumhurbaşkanı görevi yapacak ve  AKP’nin kimi zaman bozulabilecek dengelerine  ince ayar getirebilecektir.

Gül’ün farklı düşünenlere (Orhan Pamuk’tan, DTP’lilere kadar) anlayışla bakışı,  Köşk’ün ülkenin tüm kesimlere açılmasını sağlayacaktır.

Gül’ün Avrupa Birliği projesine verdiği önem, başkentleri dolaşıp, Türkiye’nin  tam üyeliğine büyük ivme kazandıracaktır.

Gül’ün uluslararası camiadaki prestiji, 7 yıldır kapalı duran Çankaya’nın kapılarını açacak ve dış dünya ile ilişkilere büyük bir hareket getirecektir.

HAYIRCILAR: Bu konularda Gül’den daha etkin bir Cumhurbaşkanı adayı bulunamayacağını söylüyor ve yukarıdaki kalitelere hak veriyorlar.

SONUÇ:

 Yukarda, Gül’ün adaylığına EVET diyenler ile HAYIR’cıların gerekçelerini özetle okudunuz. Kim ne derse desin, yine de son söz Erdoğan’ın olacak. Başbakan’ın da, Gül’ün ısrarı durumunda itiraz etmeyeceği, direnmeyeceği biliniyor.

Anlayacağınız, sonuç, olağanüstü yeni bir değişim yaşanmazsa şimdiden belli...