ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA

YENİ SÜREÇ BAŞLAYACAK

ANKARA.

Abdullah Gül’ün yerinde olmak istemeyin...

Tamam, Cumhurbaşkanlığını garantiledi sayılır. Önümüzdeki hafta (28 Ağustos Salı) yeterli oyu bulacak ve hmen akşamında (18:00 civarında)  yıldırım hızıyla yemin edecek.

Resmen 11 inci Cumhurbaşkanı ilan edecek.

29 Ağustos günü, yine yıldırım  hızıyla, köşk’te devir töreni yapılacak. Eminim Sezer, kerhen törene katılacak. Elinde olsa, belki hiç gelmek istemezdi.

Henüz belli değil, ancak bir olasılıkla aynı gün akşamüstü veya ertesi gün Başbakan erdoğan kabinesini yeni Cumhurbaşkanına sunacak ve Köşk’ten ayrılırken de açıklamasını yapacak.

30 Ağustos Çarşamba akşam bütün gözler, Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın, Kara Kuvvetleri Komutanlığında vereceği Zafer Bayramı  resepsiyonuna çevrilecek.

Yeni Cumhurbaşakına da davet edilecek. Ancak eşi davetli olmayacak.

Herkesin merakı, Cumhurbaşkanı ile Komutanlar arasındaki ilişkiye yönelecek.

Nasıl el sıkıştılar?

Güler yüzlü müydüler, yoksa asık suratla mı oturdular?

Acaba konuştular mı?

Asker, protokola ve kişinin oturduğu makama çok dikkatlidir. Kesinlikle, saygısızlık etmez. Gül’ün kişiliğini veya politikalarını benimsemese dahi, Cumhurbaşkanlığı makamına saygısını eksik etmez.

Buna rağmen, yüzlerce göz onların üstünde olacak. sarfedilecek bir cümleye dahi  anlam yüklenecek.

Ben bu konuda herhangi bir olay beklemiyorum.

12 nisan açıklamasnıda Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, seçimin meclis tarafından  yapılacağını,  bu konuda kendilerinin bir rolü olmadığını, yani meclisin meşruiyetini sorgulamak gibi bir tutuma girilmesinin düşünülemeyeceğini belirtmişti.

Bu tutum sürecek.

Komutanlar karşılarında meşru ve anayasa kurallarına uygun şekilde seçilmiş bir Cumhurbaşkanı bulacaklar.

Peki sonrası nasıl olacak?

Zaten işin en güç yanı da, sonrası.

Gül, birbirine ters bakan iki taraf arasında kalacak. Hem AKP ve Milli Görüş gömleklerini çıkarttığını göstermeye hem de kendi elleriyle kurduğu AKP’ye ters düşmemeye çalışacak.

Tam anlamıyla cambazlık yapacak...