Bütün parti liderleri ve partilileri önümüzdeki seçimlere kadar çağdışılıktan, dinazorlaşmış eski iç politika oyunlarından kendilerini kurtaramazlarsa, adları tarihe dahi geçmeden unutulacaklar, silinip yok olacaklar. Toplum artık ne politikacının hafifliğini, ne de etkin çevrelerin tehdidini dinlemek istiyor.
Türk seçmeni ve Türk toplumu büyük bir arayış içinde. Zira artık bıktı. Kötü yöneticilerden, asker-sivil kavgasından, herşeyden bıktı.
Ülke'nin değişen koşullarına uyacak liderler ve partiler arıyor. Bulana kadar da arayışını sürdürecek.
Toplum, artık Ankara'dan gelen emirlerle yönetilmekten bıktı. Kendi kendini yönetmek istiyor. Bölgenin ihtiyaçlarını biliyor. Başkent'teki cahillerin söylediklerine göre hareket etmek istemiyor.
Toplum, artık “rüşvet vermeden” işini yaptırtmak istiyor. Tapulardan gümrüklere, belediyelerden en basit vergi dairesine kadar etrafa ulufe dağıtmaktan bıktı. İnsan yerine konmak, insan gibi muamele görmek istiyor.
Kimi Dünya ile bütünleşmek, kimi Avrupa Birliğine katılıp bugünkü kavruk , tehdit dolu, hapisaneyi andıran bu ortamdan kurtulmak istiyor.
Herkes, ülke'nin kötü yönetildiğinden şikayetçi.
Herkes , bürokrasinin kokuşmuşluğundan yakınıyor.
Herkes, devlet mekanizması ve sistemin kötülüğünden bıkkın.
Herkes, Güvenlik kuvvetlerine inanıyor, ancak durmadan tehdit, durmadan çatık kaşlı yönetici görmek istemiyor. Özetle herkes eleştiri küpü.
Ve politik liderlerimiz, siyasilerimiz oturmuş seyrediyorlar.
Kimse, hatalarından dolayı cezalandırılmıyor. Aksine, ertesi gün, sanki işi bozan kendi değilmiş gibi , muhalefete geçince hesap soruyor.
Yeter artık.
Beyler ve Hanımefendiler, çok iyi bilin ki bu arsayı size bırakmayacaklar. Zira bu arsa çok değerli. Ya, siz de etrafımıza değerli insanları toplayın veya çekilip gidin.
