YÖNETMENİN YARISI

İLETİŞİMDİR...

Eskiden belki farklıydı, ancak artık kaçınılmazlaştı.

Bir ülkeyi yönetmenin ve dış politika yapmanın yarısı doğru kararları almak ise, diğer yarısı iletişimi sağlamaktır. Yani, aldığınız kararları ve gerekçelerini topluma ve dünyaya anlatma sanatıdır. Türkiyemizi yönetenlerin hiç bilmedikleri ve öğrenmek dahi istemedikleri bir sanat.

Ülkeler aldıkları kararları kendi toplumlarına veya dünyaya ne kadar iyi anlatabilirlerse, o oranda destek sağlayabiliyorlar.

Örneğin, Türk hükümeti  Kuzey Irak ile ilgili tutumunu dünyaya doğru dürüst yansıtabilseydi, üstümüze bu oranda baskı çekmezdik.

Hala “kardeşim anadolu Ajansına yazılı açıklama yaptık ya...” yaklaşımıyla yetiniyoruz.

Hala dünyanın televizyonların etrafında döndüğünü anlayamıyoruz.

Washignton ile ilişkilerde de aynı durum söz konusu.

“Biz haklıyız, neden anlatalım? Gelsinler ve bizi dinlesinler” diyoruz.

Hem içeriye ve dışarıya derdimizi doğru dürüst yansıtmıyoruz, ardından da medya’yı suçluyoruz.

Televizyonlara çıkan resmi yetkililer ya abuk sobuk gerekçeler gösteriyor ve haklı olduğumuz konuları da çarpıtıyorlar veya işler tamamen kontrolden çıkınca da tüm konuşmalar yasaklanıyor.

Ülkemizde iletişimin ne olduğunu ve nasıl gerçekleştirilmesi gerektiğini  bilen insanlar var.  Bari bunlara sorsalar ve öğrenseler.