AKP LİDERLİĞİ

DUVARA ÇARPTI

TBMM’inden çıkan kararın bir demokrasi dersi olduğu, Türk demokrasisinin sınıf atladığı ve bu gelişmenin bütün dünyaya ders olması gerektiği hakkında demeçler veriliyor, yazılar yazılıyor. TBMM kararının başımızın üstünde yeri var. Milletin vekilleri gerekeni yaptılar. Ancak, madalyonun öbür yüzüne de bakmamız gerekiyor.

Bu sonuç, parti yönetiminin   parti grubunu ikna edememesi, iyi yönlendirememesi, doğru dürüst iletişim kuramamasının yarattığı, ağır bir yol kazasıdır. Hem de öyle ağır ki, hem Türkiye, hem de AKP bunun olumlu ve olumsuz etkilerini uzun yıllar boyunca hissedeceklerdir.

AKP lideri Erdoğan ve başbakan Gül, bu tezkerenin geçmesi için ellerinden geleni yapmışlardır. Hele son günlerde tüm ağırlıklarını koymuşlar, oylamanın bir güvenoyu anlamına geleceğini söylemişlerdir.

Her iki lider, bu tezkere’nin ülke açısından neden mutlaka kabul edilmesi gerektiğini ayrıntılı şekilde açıklamışlar, reddedilmesi durumunda  başımıza gelecekleri anlatmışlar, gruplarından emin olduklarını, televizyon kanallarında açıkça söylemişlerdir.

Sonuç tam aksi çıkmıştır.

Bu, Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül ikilisinin tam anlamıyla başarısızlıklarıdır. Saklanacak, demokrasi gerekçesine bağlanacak bir yanı yoktur.

Erdoğan-Gül ikilisi, hem kendi gruplarıyla iletişim kuramamanın, hem de gerçek niyetlerini doğru dürüst anlatamamanın  faturasıyla karşı karşıya kalmışlardır. Faturanın ödenmesi de epey uzun sürecektir. Deneyimsizliklerinin  kurbanı olmuşlardır. Haftalarca topluma yanlış izlenim vermişler, tezkereyi içlerine sindiremediklerini söylemişler sonunda viraj alıp gruplarına tezkereyi kabul ettirmeye sıra geldiğinde geciktiklerini görememişler ve otobüsü duvara çarptırmışlardır.

TBMM saygınlığını korumuş, Türkiye ABD ile bu işbirliğini “para karşılığı”  yapmadığını göstermiş, demokrasimiz  bir zafer kazanmıştır.

Bunların hepsi doğru...

Ancak, bakalım madalyonun diğer yüzü de aynı şekilde parlak mı?

Bu sorunun yanıtını  önümüzdeki haftalar, aylar ve yıllarda anlayabileceğiz...