KE?žKE BURADA

OLABİLSEYDİNİZ...

KOPENHAG

Bu satırlar yazılırken henüz net bir karar çıkmamı?Ÿtı. Ne zaman ve nasıl bir açıklama yapılaca?Ÿı konusunda çe?Ÿitli söylentiler var. Henüz kesin bir?Ÿey söylenecek gibi de?Ÿil... İyisi mi, gelin sizleri? Kopenhag koridorlarında dola?Ÿtırayım...

Müthi?Ÿ bir heyecan var.

Kolay de?Ÿil, Avrupa Birli?Ÿi dördüncü ve en büyük geni?Ÿlemesini gerçekle?Ÿtiriyor. Türkiye?’yi de sayarsak 13 yeni ülke katılıyor. Avrupanın en uzak sınırları çizilmi?Ÿ oluyor.? Adeta tarih yazılıyor.

Tam 28 ülke?’nin Devlet veya Hükümet Ba?Ÿkanları? buradalar. Avrupa ilk defa bütünüyle temsil ediliyor.

Beni en çok heyecanladıran yönü, Türkiye?’nin de burada bulunması. Hem de en üst düzeyde? temsil edilmesi.

Do?Ÿrusunu söyleyeyim, hala hayretler içindeyim.

Türk kamuoyunun havalara fırlayıp, beklentilerinin büyük bölümünü elde etmesini kutlaması gerekirken, garip bir kötümserlik havası esiyor.

Bizler, galiba gerçekten hastayız. Hayatı hep kötü yönünden alan,? iyi taraflarını? görmek istemeyen, her geli?Ÿmeyi olumsuzlukla kar?Ÿılayan, adeta mutlulu?Ÿu kendine yakı?Ÿtıramayan bir toplumuz. Sanki, mutsuzluk veya kötü geli?Ÿmeler bizi? daha bir rahatlatıyormu?Ÿ? gibi davranıyoruz. ?“Zaten belliydi, böyle olaca?Ÿı. Bizi sevmiyorlar, üstelik bizde adam de?Ÿiliz ki ...?” diyerek? dizlerimizi dövmek, sanki kültürümüzün bir parçası. Ba?Ÿarmak, hedefe ula?Ÿabilmek veya istedi?Ÿimizin büyük bölümünü elde etmek bizi ?Ÿa?Ÿırtıyor. Ne yapaca?Ÿımızı, ne diyebilece?Ÿimizi bilemiyoruz. Ba?Ÿarıları alkı?Ÿlamamaya, tam aksine lekelemeye, dövünmeye ve hep ba?Ÿkalarını suçlamaya öylesine alı?Ÿmı?Ÿız ki, güzellikler sanki canımızı sıkıyor.(!)

BUG?œN GELİNİLEN NOKTA,

T?œRKİYE İ?‡İN BA?žARIDIR

?žu anda hiçbir ?Ÿey kesinle?Ÿmi?Ÿ de?Ÿil.

Belki Kıbrıs sorunu çözülemeyecek, Türkiye?’ye tam üyelik müzakerelerini ba?Ÿlatmak için, bizim isted?Ÿimiz kadar yakın bir tarih verilmeyecek... Ancak, ?Ÿu sırada gelinilen nokta dahi Türkiye açısından inanılmaz bir ba?Ÿarıdır. Zira ister erken, ister geç olsun, Türkiye?’ye müzakereler için somut bir tarih verilmektedir... Bir daha geri dönü?Ÿü olmayacak veya AB?’nin sudan gerekçelerle geri adım atamayaca?Ÿı bir sürece girilmektedir.

Türkiye, AB?’ye bir adım daha yakınla?Ÿmaktadır.

Biliyorum Türk resmi yetkililerin 2005 tarihine itirazları büyük oranda pazarlık marjını ellerinde tutabilmek ve müzakereleri mümkün oldu?Ÿu kadar erken ba?Ÿlatabilmek için öne sürüldü. Ancak yine de ortadaki gerçek (yani bir tarihin elde edilmesi) gözden kaçırılmamalı. ?

Ke?Ÿke müzakereler 2003 yılında ba?Ÿlamı?Ÿ? olsaydı. Ke?Ÿke ko?Ÿullu olmasaydı da, tertemiz bir tarih verilseydi.

Do?Ÿrudur, daha iyi olurdu.

Ancak, Uluslararası İli?Ÿkiler böyledir. Kimse her istedi?Ÿini, tümüyle birlikte elde edemez. Mümkün olanını alırsınız, geri kalanını ileri bir tarihe bırakırsınız. Kimi zaman beklenmedik olaylar çıkar ve yine? ertelenir. ?–rne?Ÿin, Alman seçimlerini? Sosyal Demokratlar de?Ÿil de, Muhafazakarlar? kazanmı?Ÿ olsa veya Türkiye?’deki seçimleri yine aralarında MHP?’nin? bulundu?Ÿu bir koalisyon kazansaydı, uyum yasalarındaki eksiklikler tamamlanabilir miydi? Kıbrıs?’ta? ilerlemeden söz edilebilir miydi? Bugün ?“tarih?” ten söz edebilir miydik?

GE?‡EN YILKİ

S?–ZLERİ UNUTMAYIN

Geçen yılki konu?Ÿmaları hatırlasanıza.

Mesut Yılmaz ve İsmail Cem, AB ülkelerini dola?Ÿıp kapıları zorlarken neler duyuyorduk?

?“ Bo?Ÿ yere çabalıyorsunuz... Tarih verme? kavramını nereden çıkardınız... Siz reformları bile tamamlayamazsınız...?” demiyorlar mıydı?

İsmail Cem, ?“ 1 yıl içinde müzakereler ba?Ÿlamalı?” dedi?Ÿi zaman ben dahil ço?Ÿumuz ?“artık bu kadarı da fazla?” diye ele?Ÿtirmemi?Ÿ miydik?

AB kar?Ÿıtı cephe televizyonlardaki programlarda olsun, büyük gazete kö?Ÿelerinde olsun, ?“Sizinle alay ediyorlar. Bunlar tarih filan vermeyecekler... ?œlkeyi rezil duruma dü?Ÿürüyorsunuz?” diye koro halinde ?Ÿarkı söylemiyorlar mıydı?

Bugün ?–belki istedi?Ÿimiz kadar erken de?Ÿil, ancak- Türkiye tarih alma noktasında.

Kopenhag, Türk dolu.

Doru?Ÿun her kö?Ÿesinde Türkiye konu?Ÿuluyor.

Türkiye?’nin Avrupa ile tarihi burada? de?Ÿi?Ÿiyor.

Ne kadarını elde edersek edelim, her Türk vatanda?Ÿının? mutlu olması,? geli?Ÿmeleri? keyifle izlemesi gereken bir doruk toplantısı ya?Ÿıyoruz.

Ke?Ÿke imkan olsaydı da, sizler de? burada olabilseydiniz... Gelin artık gülelim, sevinelim.