Eee, NE OLDU ŞİMDİ?

* Posta'nın dünkü manşeti bir harikaydı. Futbol Federasyonu’nun aldığı karar bundan daha güzel anlatılamazdı. Gerçekten "Ne oldu şimdi?". Ben size söyliyeyim: TFF belki de farkında olmadan ateşle oynuyor. GS-FB veya FB-Trabzon maçlarından korkuyorum. Taraftar öylesine gerildi ki, birbirini kırabilir.

===================================================================

Eeee, NE OLDU ŞİMDİ?

Posta' nın dünkü manşetini gördünüz değil mi?

Tek kelimeyle harikaydı. Genel durumu bundan daha güzel özetleyen bir başka başlık yoktu. Gerçekten ne oldu? Türkiye Futbol Federasyonu’ndan (TFF) alması istenen kararlar bunlar mıydı? Ben bu işin uzmanı değilim, ancak bir çocuk dahi, TFF'nin şark kurnazlığı ile, işi idare edip, suçluyu da suçsuzu da aynı potanın içine atıp, durumu sulandırmak istediğini anlar. Hiç değilse böyle bir izlenim edinir. Açıkçası, Federasyon "Cezayı ben vermemiş olayım, UEFA ne isterse yapsın" demek istiyor. Ancak, bunu yaparken son derece tehlikeli bir oyun oynuyor. Hem taraftarlar birbirlerine düşman kesiliyor hem de UEFA  köşeye sıkıştırılıyor.

UEFA ŞAŞKIN DURUMDA...

TFF' nin son kararları üzerine UEFA' yı aradım. Konuyu yakından izleyenlerle konuştum. Tam anlamıyla bir şaşkınlık yaşanıyor.

Bana sordular : "Siz ne anladınız? Bu ne demek oluyor?"

Bir yandan kararların tercümeleri yapılıyor, öte yandan Türk medyası didik didik izleniyor.

Şu an için, kafaları çok karışık. Anlayabilmiş değiller.  İşin sulandırılmak istendiğinin farkında olmalarına rağmen, henüz bir tutum oluşmamış. Ancak TFF' nin kararlarının kabul edilmesinin çok zor olduğunu söyleyenlerin sayısı epey yüksek.

Bundan önceki örneklerle bizim durumumuz karşılaştıran bir yetkili, "Galiba sonunda biz kolları sıvayacağız; TFF' nin vermesi gereken kararı, UEFA alacak" demekten kendini alamadı.

“Aydınlar federasyonu” ile belirli bir anlaşmaya vardıklarını söyleyen ancak şimdi bu durumun değiştiğine dikkat çeken bir gözlemci şu tahminde bulundu:

"Eğer UEFA Türkiye'deki bu durumu görmezden gelirse, ilkelerini bundan sonra kimselere kabul ettiremez..."

TARAFTARI NASIL

TUTACAĞIZ?

Yıldırım Demirören, BJK' den federasyon başkanlığına geçtiğinde herkes "Bravo doğrusu çok akıllı bir iş yaptı. Beşiktaş çökme noktasındaydı, sorumluluktan kurtuldu ve faturayı yeni yönetime attı." diye alkışladı.

Beklenti, Demirören' in kimsenin gözünün yaşına bakmadan Şike sorununu çözmesi ve UEFA ile kavgaya girmeden cesur kararlar alıp dosyayı kapatmasıydı.

Olmadı.

Federasyon öyle kararlar aldı ki, durum daha da karışmış gibi görünüyor. Tam bir kargaşa yaratıldı. Birbiriyle çelişen, istenilen yere çekilebilecek ve tam bizim usulümüz bir şark kurnazlığının örneği.

Şimdi spor çevrelerindeki kaygı, bundan sonraki maçlarla ilgili.

Bir türlü kesin karar alınamayıp, konu kapatılamadığından dolayı, haksızlığa uğradığına inanan taraftar ateş püskürüyor. Sokaklara dökülüyor. Trabzon-FB veya GS-FB maçlarındaki tezahüratın gidebileceği noktaların nerelere varacağını düşünebiliyor musunuz?

Süper Lig' de büyük bir kavganın tohumları atıldı. Taraftarların birbirlerine düşme tehlikesiyle yaşıyoruz. TFF, ateşle oynadığının farkında değil mi acaba?

GS TARAFTARI ATEŞ

PÜSKÜRÜYOR...

GS camiası, tahmin edebileceğiniz gibi, ateş püskürüyor. En büyük haksızlığa kendilerinin uğradığına inanıyorlar. Zaten en sert tepkiyi de onlar gösterdiler.

Şimdiye kadar hiçbir raporda adı şikeye karışmamış olan bir kulübün, disiplin kuruluna yollanmasına isyan ediliyor.

Hem kulüp yönetimi hem de taraftar bunun ne anlama geldiğini çözmeye çalışıyor. Zira büyük şaşkınlık var. Neyle suçlandıklarını dahi bilemiyorlar. Kendilerinin kurban edilip, işin sulandırıldığı görüşündeler.

Dün TFF' ye yollanan ihtarname bu açıdan çok önemli.

GS yönetimi uyarıyor: "Alınan bu kararlardan dolayı, kulübün zarar görmesi durumunda, tüm TFF yönetim kurulunun bu zararı ödemesi için dava açılacaktır."

Tam da şampiyonluğa giderken karşılaşılan bu manzaraya teslim olmaya niyetleri yok, ancak ne yapacaklarını da tam bilemiyorlar.

TFF BU TUTUMLA, AZİZ

YILDIRIM’ A KÖTÜLÜK ETTİ...

TFF bu şekilde neyi veya kimi kurtarmak istedi, bilemiyorum.

Görebildiğimiz kadarıyla, Aziz Yıldırım' ı yargı karşısında son derece ters bir noktaya itmiş oldu. Bunu bilerek yapmamıştır; ancak şimdi Yıldırım' ın tutukluluk halinin kaldırılmasını zorlaştırdığı açık.

Ben, başından beri Aziz Yıldırım' ın tutuksuz yargılanması gerektiğine inanmışımdır. Ne delil karartabilir, ne de kaçar.  Ancak, TFF' nin benimsediği yeni tutumun yargıya yansıması tartışılıyor ve farklı yorumlar yapılıyor.

FB' nin CAS' tan davasını çekmesi de tam olarak anlaşılamadı.

FB bu davayı açarken şu mesajı vermişti: "Ben tertemizim. Buna rağmen Şampiyonlar Ligi’ ne almadınız, zararımı ödeyin."

Şimdi, davasını geri çekerek, bu iddiasından da vazgeçmiş oluyor.

Yani yepyeni bir çelişki yumağı daha ortaya çıkıyor.