ARAP?‡A ?–?žRENEN

?žERİAT?‡I OLMAZ?…

?

Haber Türk Gazetesi?’nde Pazartesi günü yayınlanan bir haber duyarlı çevrelerde rahatsızlık yarattı. İlk okudu?Ÿumda ben de kendi kendime ?“Hoppala, bu da nereden çıktı??” dedim. Hemen aklıma ?Ak Parti iktidarının eksen de?Ÿi?Ÿtirme çabaları geldi. ?“Acaba bu önerinin altında ba?Ÿka bir ?Ÿey var mı??” sorusunu sordum. Nedense ko?Ÿullanmı?Ÿ bir ku?Ÿkuculuk var içimizde. Adeta içimize yerle?Ÿmi?Ÿ ve bir türlü atamadı?Ÿımız bir ku?Ÿku bu?…

?

Konu 1997?’den bu yana ilkö?Ÿretimin 4. sınıfından itibaren seçmeli yabancı dil olarak verilen ikinci yabancı diller arasına ?“?‡ince, Fransızca, İngilizce, İspanyolca, İtalyanca, Japonca ve Rusça?’dan?” sonra Arapça?’nın da alınması. ?žimdi Milli E?Ÿitim Bakanlı?Ÿı?’nda bir hazırlık ba?Ÿlatılmı?Ÿ. Buna göre önümüzdeki yıllarda Arapça?’nın a?Ÿamalı ?Ÿekilde 4. ?sınıftan 8. sınıfa kadar seçmeli dil olarak okutulması planlanıyor.

?

Yabancı bir dil okutulmasıyla ?laik sistemin tehlikeye girmesi arasında belki bir ili?Ÿki kurmakta zorlanabilirsiniz. Ancak? sözü edilen dil Arapça olunca nedense i?Ÿin rengi de?Ÿi?Ÿiyor. Fransızca, Almanca veya İngilizce olsa kimse böyle bir tartı?Ÿmaya girmezdi. Normal görülürdü.

?

Arapça?’nın yaygınla?Ÿmasından neden ürküyoruz ?

?

Oysa her yabancı dil ö?Ÿrenen ki?Ÿiye çok ?Ÿey katar. O ki?Ÿi bir ikinci kimlik kazanır. Geçmi?Ÿin içimize soktu?Ÿu ?“Batı de?Ÿerleri daha yararlıdır?…Do?Ÿu de?Ÿerleri geridir?” anlayı?Ÿı özellikle söz konusu dil Arapça olunca daha da canlanıyor.

?

Fransızca, Almanca veya İngilizce ö?Ÿrenmek batılı de?Ÿerlere ba?Ÿlılık, Arapça ise gericilik, daha da önemlisi? İslamcılı?Ÿı arttırıcı bir unsur olarak görülürdü. Hedefimiz batı, batının teknolojisi ve zenginli?Ÿi idi. Arap olan ?Ÿeyler bizi ilgilendirmezdi.

?

Türkiye, dünya dengeleri dü?Ÿünüldü?Ÿünde artık bamba?Ÿka bir sürece girmi?Ÿ durumda. Bu süreçte de yabancı dil bir zorunluktur.? Para kazanabilmek ve ba?Ÿka ülkelerin deneyimlerinden yararlanmak için kaçınılmazdır. Bu dönemde özellikle? Arapçayı küçümsemekten vaz geçmeli, ö?Ÿrenen herkesin kendini Siyasi İslam?’a kaptıraca?Ÿı gibi bir ku?Ÿkuyu da üstümüzden atmamız gerekiyor.

?

Bütün bunlar bir yana, benim yabancı dil konusunda iki önemli? notum var:

?

1-????? Arapçanın yanı sıra, hatta Arapça kadar önem verilmesi gereken di?Ÿer ?“yükselen dillere?” dikkat edilmesi gerekiyor. Bunların ba?Ÿında da ?‡ince geliyor. Unutmayalım ki gelece?Ÿin yükselen ülkesi ?‡in?’dir. Ardından da hemen yanı ba?Ÿımızdaki kom?Ÿunun Rusçası geliyor.

2-????? Yabancı dil ö?Ÿretilecekse do?Ÿru dürüst ö?Ÿretilmelidir. Yıllarca yabancı dil okuyan ö?Ÿrencilerin do?Ÿru dürüst bir cümle dahi kuramadıklarını görüyoruz. Her?Ÿeyden önce do?Ÿru dürüst ö?Ÿretmen yeti?Ÿtirelim, iyi bir ö?Ÿretim altyapısı sa?Ÿlayalım, sonra e?Ÿitime geçelim.

?

MEB Talim Terbiye Kurulunun dikkatine?…

*????????????????????????????????? *???????????????????????????????? *

?“ DEVLET BİRG?œN K?œRTLERDEN

?–Z?œR DİLEYECEKTİR?…?”

?????????

Hasan Cemal?’in son kitabının adı : BARI?žA EMANET OLUN.

?????????

Son derece sa?Ÿduyulu, vatanını seven bir demokratın kaleminden çıkmı?Ÿ? bu yakla?Ÿıma ele?Ÿtirisel? bakanların dahi okumaları gereken bir kitap . Hızla üstünden geçtim. Henüz tümünü okuyamadım. Kitabı ileride daha geni?Ÿ ?Ÿekilde ele alıp sizlerle payla?Ÿaca?Ÿım.

?

Pazar günkü Milliyet?’te Miraç Zeynep ?–zkartal?’ın Hasan Cemal ile yaptı?Ÿı söyle?Ÿi beni yıllar öncesine götürdü. Türk toplumunun nereden nereye ne kadar hızla geldi?Ÿini gördüm. Do?Ÿrusunu söyleyeyim? bu toplumun Kürt sorununu? a?Ÿma yetene?Ÿi konusunda güvenim arttı.

?

BAKIN NERELERDEN

NERELERE GELDİK?…

?

1987?’de devlet Güneydo?Ÿu?’daki kimi saldırılar için? ?“Bu olayları Apo?’cu haydutlar yapıyor?” derken ilk defa; ?“Hayır, bunun adı Kürt sorunudur ve sadece askerle çözülmez?” dedi?Ÿimde yer yerinden oynamı?Ÿ ve mahkemelere dü?Ÿmü?Ÿtüm.

?

1988?’de ?–calan ile ilk defa Bekaa Vadisi?’ndeki kampta görü?Ÿtü?Ÿümde neredeyse PKK sorununu çıkaran insan benmi?Ÿim gibi devletin güvenlik ve yargı kurumlarından ve TSK?’dan idam cezasına çarptırılmı?Ÿ? gibi muamele gördüm.

?

1993?’te ?“PKK, Kürt sorununun do?Ÿurdu?Ÿu bir örgüttür ve ne yazık ki bu sorunun varlı?Ÿını bize insanlarımızı öldürerek kabul ettiriyor...Asala?’nın da diplomatlarımızı öldürerek Ermeni sorununu hatırlattı?Ÿı gibi?…Bu sorunlarımızla yüzle?Ÿmemiz için mutlaka darbe mi yememiz gerekiyor??” deyince, devletin her kurumundan ve o kurumlara biat eden yazarlarımızdan büyük tepki görmü?Ÿtüm.

?

1997?’de ?“Birgün ?–calan?’ı veya PKK?’nın önde gelenlerini TBMM?’de görebiliriz. Böyle bir durumla kar?Ÿıla?Ÿırsanız hiç ?Ÿa?Ÿmayın. Tarih bu örneklerle dolu?…?” diye yazınca 28 ?žubatçılar tarafından andıçlandım.

?

1998?’da ?–calan?’ın yakalanmasından sonraki bir? 32. Gün ?programında, ?“Bir süre sonra, Mandela gibi ev hapsine çıkarılması ve ardından da serbest bırakılma kampanyası ba?Ÿlayacaktır ?“ deyince kendimi yine mahkemede buldum.

?

Hayatım hep bu mücadeleyle geçti.

?

Hasan Cemal?’i ?Ÿimdi gıptayla izliyorum. Hem yaptıklarını hem de bu gazetecili?Ÿini kitaba dönü?Ÿtürerek toplumla payla?Ÿmasını. Görü?Ÿlerindeki dengeye saygım artıyor. Daha da önemlisi, Türkiye?’nin bu konudaki? farklı görü?Ÿleri algılamasındaki büyük de?Ÿi?Ÿimi gözlemek büyük keyif veriyor. Artık daha anlayı?Ÿlı, daha uzla?Ÿıcı bir kesim olu?Ÿuyor.? Demek ki? geçmi?Ÿin tüm çabaları bo?Ÿa gitmemi?Ÿ.

?

ALI?žIYORUZ?… ALI?žIYORUZ?…

?

Milliyet?’teki söyle?Ÿi ve kitapta son derece önemli ve do?Ÿru saptamalar var ?…

?

Hasan Cemal son derece açık ve haklı ?Ÿekilde artık? PKK?’ya farklı baktı?Ÿını ve farklı sıfatlar kullandı?Ÿını söylüyor. En önemlisi de ?“?… Birgün gelecek devlet Kürtlerden özür dileyecektir?…?” ?diyor.

?

Do?Ÿrudur. Belki bizlerin ya?Ÿamı içinde göremeyece?Ÿiz. Ancak ilerde T.C Devleti Kürt kökenli vatanda?Ÿlarımızdan özür dileyecektir. Artık PKK ile Kürt sorununu birbirinden ayırmayacaktır.

?

Türk toplumu giderek Kürt sorununu anlıyor ve Kürtlerin varlı?Ÿına, Kürtlerle bu ülkeyi payla?Ÿma fikrine alı?Ÿıyor. Hasan Cemal?’in bu geli?Ÿmelere katkısı büyük oluyor.

?