NE YAPACAĞINIZA

ARTIK KARAR VERİN

Bu hükümet bir aralar çok kararlı gidiyordu.

Ne istediğini ve ne yapacağını biliyor ve buna göre de hareket ediyordu.

Ne olduysa oldu, bunlarda daha öncekilere benzemeye başladılar.

Koalisyonlar dönemindeki kararsızlığı hatırlayacaksınız. Bir türlü karar alınamaz, alınsa dahi bir karara benzemez, ardından da doğru dürüst uygulanmazdı. AKP ile birlikte bundan kurtulduğumuzu sanmıştık. Doğrusu bu ya, 2003-2004 döneminde de gayet iyi gittiler.

Şimdi birşeyler olmaya başladı.

Kendilerine güvenmeleri gerekirken, güvensizlik işareti olan bir sertleşme, etrafla kavga eder oldular. Başbakan, hatta son derece kibar olmasına rağmen Gül dahi zaman zaman kendini kaybediveriyor.

Diğer bir rahatsızlık, bazı konularda hala tam anlamıyla karar verememeleri.

Örneğin, hala Avrupa konusunda kesin kararları verememiş gibi görünüyorlar. Karar vermiş olsalar birçok konuda çok daha farklı hareket ederler.

Örneğin, hala Amerika ile ilişkilerinde kararlı değiller. Ağırlıklarını Washington’dan yana mı koyacaklar, yoksa direnişçilerden yana mı? Müslüman ülkelere göz kırpmak mı, yoksa belirli politikalarda Bush yönetiminin yanında mı ?

Bir kararsızlık, bir belirginsizliktir gidiyor.

Durum böyle olduğunda da, tabii karşı taraftaki kuşkular artıyor. Amerikan aleyhtarlığı abartılabiliyor, İncirlik konusunda bir türlü karar verilememesi, Washington’da çok farklı yorumlanmaya başlanıyor.

Diğer bir rahatsızlıkta, kurumların yeterince çalışmaması veya çalıştırılamaması. Birçok alanda sadece Başbakan’ın iki dudağının arasına bakılması. Politikaların belirli bir süzgeçten geçirilip pişirilmemesi. Çoğu zaman, arkadaş sohbetini andıran toplantılarda karara bağlanması.

Yazık olur.

Türkiye ilk defa sağlam basmaya başladığı bir süreçte, yine eski alışkanlıklarına dönerse, gerçekten yazık olur.

3 Ekim’de başlayacak olan yeni sürecin hakkını vermek, bu fırsattan iyi yararlanmak varken, gereksiz şekilde patinaja giriyoruz.