AKP, RTÜK KARARINI

DEĞİŞTİRTMELİDİR...

Türkiye’nin başında çok garip kurumlar vardır, ancak bunların en garibi herhalde RTÜK’tür.

Radyo ve Televizyon  Üst Kurulu, sadece Türkiye’ye özgü bir kurum değildir. Başka ülkelerde de vardır. Ancak bizdekinin farkı, kurumu yöneten kişilerin anlayışlarıdır.

Son yıllardaki tutumlarını incelediğiniz taktirde, RTÜK üyelerinin ellerindeki yönetmelikleri ve yasaları yorumlama şekilleri, bizde şu izlenimleri yaratıyor:

-         RTÜK üyeleri kendilerini, 70 milyonluk bu ülkenin yönlendiricisi gibi görüyorlar. Başka kurumların  sorumluluklarını yüklenip, kendilerine görevler yaratıyorlar. “Devlet benim” anlayışını sürdürüyorlar.

-         RTÜK üyeleri,  Türkiye’de yaşayan  Kürtlerin tümünü ayrılıkçı olarak görmekte ve bu toplumun temel haklarını elde edememeleri için her türlü engellemeyi yapmaktadır.

-         RTÜK üyeleri, siyasi rüzgarlar nereden eserse, hemen o yana doğru eğiliveriyor ve ona göre hareket ediyorlar.  Örneğin, şimdi yaptıkları gibi, ahlak jandarmalığına soyunuveriyorlar.

Bu kurum, TV ve Radyolardaki kargaşayı önlesin diye kuruldu, oysa kan kırmızı  çıktılar ve düzen oluşturmak yerine ülkeye zarar veren bir noktaya geldiler.

TÜRKİYE BÖYLE

KÜÇÜK DÜŞÜRÜLEMEZ

Yaptıklarını biliyorsunuz.

DİGİTÜRK üzerinden yurt dışı çıkışlı erotik yayın yapan 4 kanalın kapatılmasına karar verdi.

Bu kanallar nasıl izleniyordu.

Gece 23:30’dan sonra, paralı ve şifreli girilebiliyordu.

Neden kapatıldı?

Başkan Fatih Karaca’yı dinleyelim:

“Artık standart paket programlarla birkaç milyon liraya bu yayınlara ulaşılabiliyor. Çok sayıda vatandaş gece çocuklarını bu kanalları izlerken yakaladığını söyleyerek şikayette bulundu.”

Gerekçenin komikliğine bakın.

Bu kanalların yaklaşık 12 bin üyesi var.  Çocuklarına sahip çıkamayan  birkaç yüz kişinin şikayeti üzerine, RTÜK efendi,  kanalları kapatıyor.

Fatih Karaca’nın bir sözü daha var ki, geçerli mantığı daha iyi ortaya koyuyor: “Bunlar yurtdışı çıkışlı oldukları için para cezası falan veremiyoruz”.

O zaman en kolayı kapatmak...

RTÜK yaptığının en anlama geldiğini ya bilmiyor veya kendi kafalarına göre bir Türkiye yaratmaya çalışıyorlar.

Hangi filmlerin seyredilip seyredilmeyeceğine onlar karar verecekler... Hepimize tepeden bakıp,  neyin doğru  olduğunu bizim için saptayacaklar.

Erotik değil, felaket seks kanallarının küçük bir anten ile kolaylıkla izlenebildiğini bilmiyorlar mı?

Bu aldıkları  kararla, gayet iyi korunan şifreli–paralı seçeneğini ortadan kaldırıp, çocuklarımızı çok daha kötü etkileyecek seks kanallarının önünü açtıklarının farkında değiller mi?

Kamuoyunda tepki yaratan unsur, “Erotik kanalsız kalma rahatsızlığı“ değil. Birilerinin özgürlüklerimizle istedikleri gibi oynama hakkını kendilerinde görmeleridir.

Bende buna isyan ediyorum.

RTÜK’ün  hakkı yok...

Toplumu kötü etkilerden korusunlar. Örneğin gerekiyorsa,  DİGİTÜRK’ten erotik yayın paketlerinin  fiyatlarını arttırmasını istesin, abone olacakların kimlik  kartından yaşını sorsun, yayın saatlerini daha da geç saatlere aldırsın...

Ancak YASAKLAMASIN.

AKP, BU OLAYA

SAHİP ÇIKMALI

Türkiye, içine kapalı çarşaf içine sokulmuş bir ülke değildir ve olmayacaktır.

Herkes şunu çok iyi bilmelidir ki, bu olayın faturası AKP’ye çıkacaktır. Her ne kadar AKP sözcüleri “bizde bu yasağa karşıyız”  diye bağırsınlar, özellikle  yurt dışında AKP’nin muhafazakar bir Türkiye yaratmak istediği şeklinde yorumlanacaktır.

AKP, RÜTK’teki kafaların bu oyununa düşmek  istemiyorsa, harekete geçmelidir. Kararın ister yargı, ister farklı metodlarla  değiştirilmesini sağlamalıdır.

Beyler...

Yeter artık bu Devlet çobanlığı... Bu toplumu gütme alışkanlığını bırakın... Biz güdülmek değil, iyi yönetilmek istiyoruz... Biz Avrupa  standartlarına yükselmeye çalışıyoruz... Sizin kavruk dünyanızı ve mantığınızı reddediyoruz...