AKP KAPANIRSA, AB İLE

M?œZAKERELER ASKIYA ALINIR

Senaryo ?Ÿimdiden hazırlanmaya ba?Ÿladı.

?œstelik, Türkiye?’nin din devletine dönü?Ÿmesine yardımcı olmak veya ?Ÿeriat gelsin de, tam üyelikten vazgeçsinler gibi, çarpık bir dü?Ÿünceyle harekete geçilmiyor. Biz be?Ÿenelim veya be?Ÿenmeyelim, kabul edelim veya etmeyelim, AKP?’nin gizli bir gündemi oldu?Ÿuna inanılmıyor. Seçimlerde yüzde 47 oy almı?Ÿ bir siyasi partinin bu kadar kolay kapatılmasının demokrasiyle ba?Ÿda?Ÿmadı?Ÿına inanılıyor.?

Avrupa kamuoyundaki genel izlenim, AKP?’ye kar?Ÿı bir yargı darbesi hazırlandı?Ÿı ?Ÿeklinde.

AKP?’nin kapatılma davası, Türkiye?’nin Avrupa ile ili?Ÿkilerini temelinden etkileyecek.

Senaryonun nasıl i?Ÿleyece?Ÿini anlatayım...

Anayasa Mahkemesi AKP?’nin kapatılmasına ve lider kadrosuna siyaset yasa?Ÿı getirmesi durumunda ilk tepki Avrupa Parlamentosu?’ndan çıkacak.

Avrupalı parlamenterler, büyük oranda parlamenter dayanı?Ÿması adına, di?Ÿer bir bölümü de art niyetle harekete geçecek. Kararı basit ço?Ÿunlukla alacakları için kolayca çıkacaktır. Parlamento, AB Konseyi?’nin ?“Türkiye ile katılma müzakerelerinin askıya almasını?” talep edecek.

Nitekim önümüzdeki 21 Nisan günü, Avrupa Parlamentosu Dı?Ÿi?Ÿleri Komisyonu?’nun Strasburg?’daki toplantısında bu konu ele alınacak ve hazırlıklar ba?Ÿlayacak.

Parlamento?’nun bu olası kararı üzerine, AB Komisyonu da zorunlu olarak Türkiye ile müzakerelerin gidi?Ÿini ele almak zorunda kalacak. Hatta Komisyon, daha parlamento harekete geçmeden dahi, Konsey?’e aynı yolda bir talepte bulunabilecek. Bunun için de, Komisyon?’un 9 üyesinin öneriyi desteklemesi yetecek.

Son sözü AB Konseyi söyleyecek.

Olli Rehn?’e bu konuyu özellikle sordum. Merakım, hangi ülkelerin nasıl hareket edebilecekleriydi. Tahminim, özellikle Fransa, Almanya ve Avusturya gibi ülkelerin bu fırsatı kaçırmayacakları ?Ÿeklindeydi.

?“Tam aksine bir durumla kar?Ÿı kar?Ÿıya kalınabilir?” dedi.

Rehn?’e göre, AKP?’nin kapanmasına asıl tepki, Türkiye?’ye destek veren ülkelerden çıkacak. T?œRKİYE?’ye HAYIR cephesinin sessiz kalmayı tercih edece?Ÿini söyledi.

?“ ...Gerekçeleri de, AB demokrasisinde, ?Ÿiddeti te?Ÿvik etmeyen, seçimde yüzde 47 oy almı?Ÿ ve ülkeyi 5 yıldır yöneten bir partinin, tamamen demeçlere dayanan gerekçelerle kapatılmasını kimse savunamaz. Biz de, Komisyon olarak savunamayız...?”dedi.

Peki sonra ne olacak ?

Türkiye ile müzakerelerin askıya alınması için 27 üye ülkenin? üçte ikisi, yani 18?’inin EVET oyu kullanması gerekiyor. 18 oy bulunabilir mi, henüz kesin de?Ÿil. Ancak küçümsenemeyecek bir olasılık.

Asıl bundan sonrası çok önemli.

Müzakereler bir defa askıya alındıktan sonra, aradan zaman geçer ve müzakerelere yeniden ba?Ÿlanması gündeme geldi?Ÿinde kıyamet kopacaktır. Zira o zaman, Türkiye ile tekrar katılım müzakerelerinin ba?Ÿlaması kararı için oy birli?Ÿi gerekiyor.?

Yani, hemen her ülkenin? Türkiye?’ye bir fatura çıkarması için yeniden bir zemin do?Ÿacaktır.

Kıbrıs sorunundan Ermeni soykırım iddialarına, Kürt sorunundan asker-sivil ili?Ÿkilerine kadar, hemen her konuda ödün istenecek ve uzla?Ÿı aranacaktır.

Türkiye de büyük olasılıkla bunlara sırt çevirecektir.

?–zetlemek gerekirse, Türkiye ile müzakereler bir defa kesilir veya askıya alınırsa, bunların tekrar ba?Ÿlaması, 27 ülkenin tekrar onayının alınması, imkansız denecek kadar güçtür. Bir daha 12 Aralık 2005 günündeki ortam veya oy da?Ÿılımı bulunamayacak, Türkiye?’nin AB?‘ye katılım süreci büyük olasılıkla bitecektir.

Böyle bir senaryo, Türkiye?’deki ulusalcı çevrelerin ve MHP ile CHP?’nin belki i?Ÿine gelebilir, ancak ortaya çıkacak olan ekonomik ve politik depremi bu ülkenin kaldırması hiç kolay olmayacaktır.

?žimdiden hazırlıklı olmakta yarar var.

Bu ülkeyi biraz seviyorsak, tartı?Ÿmaları ba?Ÿka bir platforma ta?Ÿımalı ve çözüm aramalıyız. Avrupa çapasını böylesine hoyratça koparmaya hiçbirimizin hakkı yoktur.

1907?’DEN?…2007?’E..

Elimdeki kitabın adı ?“Dünyada 30 Bin Gün Ben de Vardım?”. Metin Ergin tarafından yazılan kitabı, Güçlü Yayınları (02125200405) basmı?Ÿ.

1907 yılında Batılıların deyimi ile Constantinople, çökmekte olan bir imparatorlu?Ÿun ba?Ÿkentiydi?… 2007 yılında ise bir dünya kenti oldu?…Tam bir asırda nerelerden nerelere geldi?Ÿimizi gösteriyor yazar..

Bir de ü?Ÿenmeden oturup hesaplamı?Ÿ, ?“1907 yılından beri 36525 gün geçmi?Ÿ dünyada, bunların 30000 gününü ben de ya?Ÿadım ?“ diyor?….

Ne mutlu?…

Ki?Ÿisel anıları toplayan, ve bireyden bir toplumun tarihini anımsatan bir kitap?…