Eğer bu özel bir siyasi taktik ise, bizler pek anlayamıyoruz.Bu açılardan bakılınca MHPyi çözmek zor. Acaba hem koalisyonda kalmak, ülkenin ekonomik çöküşünü hızlandırma sorumluluğunu almamak, hem de tabanına göz kırpıp "Biz bu politikalara tepki gösteriyoruz, ancak vatan için hükümette kalmak zorundayız" mesajını mı vermek istiyorlar? Eğer durum böyle ise, durum yine karışık demektir. Dışardan bakıldığında, ne derlerse desinler, MHPlilerin gidişattan memnun olmadıkları çok açık şekilde gözleniyor. Koalisyonda kerhen kalıyorlar.ABDnin IMF aracılığı ile partiyi hırpalamaya ve küçültmeye çalıştığından kuşku duyuyorlar. Aslında bu konuda pek haksız da değiller. ABD, MHPnin dünya görüşü, devletçilik ve özelleştirme ile ilgili yaklaşımlarıyla çok ters düşüyor. Bundan dolayı da özellikle son ekonomik program nedeniyle, MHP Washingtonda "zararsızlaştırılması, olmazsa saf dışı edilmesi gereken bir parti" diye nitelendiriliyor. Henüz kesin karar alınmış değil, ancak böyle giderse, MHP bir süre sonra marjinalleştirilecek. Sistem dışına itilecek. İşte böylesine jilet sırtında yürüyen bir parti ile karşı karşıyayız.MHPnin bir karar vermesi gerekiyor. Milliyetçi Hareket Partisini okuyabilmek son derece güç. Liderleri bir türlü hareket ediyor, üst düzey yöneticileri farklı hareket ediyorlar. Lider başka konuşuyor, bazı bakanlar başka konuşuyorlar. Ya vuruşarak çekilecek... Tabii aynı zamanda, Türkiyeyi altından kalkması zor bir krize yuvarlamanın sorumluluğunu ve bunun getireceği siyasi faturayı da hesaplamaları gerekmektedir.Üstelik, IMF için gereken en ağır kararları aldıktan, güç yolun önemli bir bölümünü atlattıktan sonra, neden çekildiklerini anlatmakta da zorlanacaklardır. İlk seçeneği ve şu günlerde herkesin konuştuğu senaryo, MHPnin iyi bir zamanlama ile koalisyondan ayrılmasıdır. Böylece, önümüzdeki aylarda artacak olan memnuniyetsizlerden oy kazanmayı planlıyor olabilirler. Veya hem ağlayacak, hem de kalacak... Bu senaryo da kolay değil.Zira IMF (yani ABD), MHPli bakanların direnişlerini hiç dikkate almayacağını, bağırsalar da çağırsalar da dediğini yaptıracağını gösterdi.MHPde buna boyun eğdi.Artık direnilecek bir şey kalmadı. Bir Tarım Reformu, bir de İhale Yasası var. Ondan sonra, sabredip ekonomik reform programının kremasını yemek kalıyor. İkinci ve daha mantıklı görünen senaryo, hem ağlamak, direnmek, tabana göz kırpan demeçler vermek; ancak her şeye rağmen yine de koalisyonda kalmak. Partide, kafası karışıklar var Bazı ideologlar, ekonomik krizin daha birkaç yıl süreceğini, işsizliğin ve fakirliğin artacağını ve toplumda sert tepkilerin oluşacağına mutlak gözüyle bakıyorlar.Bunun sonucunda da bazı başka ülkelerde görüldüğü gibi, Türkiyede batı aleyhtarlığı ve milliyetçilik akımlarının yaygınlaşacağına inanıyorlar.MHPnin de, ekonomik sıkıntıların sorumlusu görünmemek ve ufukta görünen milliyetçilik rüzgarını yakalamak adına, hemen koalisyondan ayrılması ve muhalefete geçmesini öneriyorlar.Acaba hangi taraf ağır basacak? Daha doğrusu, Devlet Bahçeli senaryolardan hangisini seçecek?İşte MHPnin çıkmazı bu...Ya vatanı düşünüp dişlerini sıkıp, fazla huysuzluk yapmadan bu yolda devam edecekler veya kendi geleceklerini düşünüp milliyetçilik rüzgarıyla uçuşa geçecekler...
