PKK’DA ÖNEMLİ

DEĞİŞİMLER YAŞANIYOR

                                                                                                                                             MİLLİYET Gazetesi’nde geçen hafta son derece önemli bir yazı dizisi yayınlandı. Gazetenin uzun yıllardır muhabirliğini yapan Namık Durukan, PKK’da yaşanan son değişimleri kaleme aldı.

Öylesine önemli bigilerle doluydu ki, sadece okumakla yetinmek istemedim. Posta okurlarının da bu dizideki bilgilerden yararlanmaları gerektiğini düşündüm.

-                           PKK kadroları, Abdullah Öcalan’ın yakalanmasından sonra önemli bir değişim yaşadı. 3 bin 500 kadarı örgütten ayrıldı ve Kuzey Irak’ta kendilerine göre bir hayat sürmeye başladılar. Bugün için sayılarının 5 bin civarında oldukları tahmin ediliyor.

-                           Eski kadrolar kırsaldaydı... Yeni gelenler fazla risk almıyorlar. Askerle savaşa girmiyorlar. Yeni teknolojilerden yararlanıyorlar. Uzaktan kumandalı bombaları tercih ediyorlar.

-                           Kandil Dağı’ndakilerin sayısı azaldı. Olası bir Türk veya İran müdahelesine karşı, PKK kadrolarının bin kadarı Türkiye içine girmiş, bin kadarı da Kuzey Irak’ın belirli noktalarına dağıtılmış durumda. Buna rağmen, Kandil Dağı –özellikle Kuzey Irak ve İran toprakları içindeki bölümleri- civarında önemli hazırlıklar var. PKK bu bölgeyi kontrolünde tutuyor.

-                           Terör örgütünün yönetiminde çok başlılık var. İmralı ile Kandil’deki yönetim kadrosu arasında iletişim bozukluğu var. Öcalan’nın mesajları, Yürütme Konseyi’nden geçip Avrupa’ya ve diğer bölgelerdeki güçlere dağıtılıyor. Son sözü Murat Karayılan söylüyor. Konsey üyesi Cemil Bayık ile Duran Kalkan ikinci derece rol oynuyorlar.

-                           Yürütme Konseyi üyeleri arasında sertlikten yana olanlar çoğunluktalar ve bu da PKK’nın eylemlerine yansıyor.

-                           TAK, PKK’nın bir yan örgütü. Abdullah Öcalan yandaşlığı ağır basıyor. Daha çok kentlerdeki eylemlerle ön plana çıkıyorlar.

-                           PKK, hem Kuzey Irak’ta, hem de İran’daki faaliyetleriyle giderek sıkışıyor. Barzani ve Talabani, PKK’yı kendi otoritelerine bir tehdit gibi görmeye başladıklarından dolayı, ilişkilerini geriyorlar. İran da, Kandil’i zaman zaman bombalayarak, PKK’ya olumsuz yaklaşımını belli ediyor.

Bu verileri bilmekte çok yarar var.

PKK’yı ne kadar iyi tanırsak, mücadele edilmesi de aynı derecede etkinleşir.

Hem Namık, hem de Milliyet’e kocaman bir aferin...